Panama Belgeleri ilk yayınlandığında bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de geniş bir yankı uyandırdı. Ancak ilk yayınlanan belgelerde Türkiye ile ilgili bilgi bulunmuyordu, bunların daha sonra yayınlanacağı duyuruldu.
Panama belgelerinin 3 Nisan 2016’da yayınlanan ilk bölümü, 12 devlet başkanı ve 143 politikacıyı içermesi nedeniyle birçok ülkede yolsuzluk soruşturmalarının açılmasına ve bazı üst düzey istifalara sebep olmuştu. 10 Mayıs’ta yapılan ikinci dalga yayınlamada beklenen oldu ve Türkiye’den 101 şirket, 684 isim ve 21 aracı kuruluşun da yer aldığını belirtildi. Bazı internet sitelerinde bu isimler yayınlandı, yazılı basında ise bu liste fazla ilgi görmedi. Yayınlanan ikinci kısımda, 214 bin şirkete ait kayıtlar bulunuyordu. ICIJ’nin internet sitesinde ülkelere göre arama yapılabilen veri bankası formatında yayımlanan kayıtlarda İngiltere’den 17 bin, Rusya’dan 11 bin, Birleşik Arap Emirlikleri’nden 8 bin, ABD’den 6 bin, Fransa’dan 304, Almanya’dan 200 şirketin bilgileri yer aldı. Bunu takiben gene pek çok ülkede soruşturmalar başlatılmış durumda.
Türkiye’de ise bırakın soruşturma başlatılmasını yazılı basında bile yer almaması eleştirilere neden oldu. Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, okurlardan gelen “Panama hesapları konusunda niçin hiçbir haber yok ve niçin hiçbir köşe yazarınız bu konuya değinmiyor?” eleştirilerini haklı bulduğunu söyledi. Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’nın da adının geçtiği Panama Belgeleri’ne ilişkin çeşitli haberler çıktığını hatırlatan Bildirici, Hürriyet’in bu isim listesini yayınlamamasının da eleştiri konusu olduğunu yazdı. “Elbette isim listesinin yayınlanmaması editoryal bir tercih” diyen Bildirici “Ancak bu listenin haber değeri taşıdığı, okurların bilmesinde yarar olduğu da açık. Böylesine geniş yankılar uyandıran, tartışma yaratan, başka mecralarda ayrıntılı olarak yayınlanan bir konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi en doğru yol. Bu durumda listeyi yayınlamak iyi olurdu” ifadesini kullandı.
Ancak Türkiye ile ilgili belgelerin incelenmesi konusunda en önemli eksiklik, bu belgeleri incelemeye alan 80 ülkeden 400 gazeteci arasında Türkiye’den hiçbir gazetecinin olmaması. Açıklananlar ise sadece isimlerle sınırlı, bunun dışında henüz belgelerin Türkiye açısından sağlıklı bir şekilde incelenmesi söz konusu olmadı. “Neden Türkiye’den bir gazeteci yok?” sorusunu da sormak gerek elbette.
Sitede arama yapıldığında Türkiye’de 684 kişi ile bağlantılı 101 şirket çıkıyor. 684 kişilik listede Koç Holding, Zorlu Enerji ve Çalık Enerji doğrudan şirket adlarıyla geçiyor. Kişi olarak ise listede, İnan Kıraç, Ömer Sabancı, Vuslat Doğan Sabancı, Tuncay Özilhan, Remzi Gür, Mehmet Hattat, Fettah Tamince, Adnan Polat, Mehmet Emre Zorlu, Olgun Zorlu, Eren Günhan Ulusoy, Vakkas Altınbaş, Nurettin Çarmıklı, Erol Çarmıklı, Serdar Bilgili gibi hem geleneksel sermaye grupları hem de AKP’li yıllarla büyüyenler de havuz medyasının patronları da var.
Türkiye’de bu işlemlerin “vergi planlaması” adı altında vergi kaçakçılığına “yardım” eden yerli şirketler eliyle yapıldığı Panama Belgeleri’nde net bir şekilde görülmekte. Türkiye’de Ocak 2006’da Kurumlar Vergisi Kanunu’nun da yapılan bir değişiklikle, vergi cenneti ülkelerinde yapılan ticari işlemlerde %30 stopaj yapılması kararlaştırıldığının ortaya çıkması olaya yeni bir boyut kattı. Bakanlar Kurulu’nun vergi cenneti ülkeleri belirlemesi ile bu değişiklik uygulamaya konulacaktı. Ancak on yıldır bu tespit yapılmadığı için uygulamaya geçilemiyor. Başka bir deyişle Panama ve benzeri ülkelerle bağlantılı ticari işlerden vergi alınamıyor.
Türkiye, OECD bünyesindeki Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu üyesi olarak söz konusu değişikliği zorunlu olarak yapmıştı. Hatta buna dayanılarak vergi kaçakçılığına olanak tanıyan ülkeler listesi olan ‘gri listeden’ çıkarılmıştı. Bakanlar kurulunun söz konusu yaptığı listeyi çıkarmayarak bir yerde vergi kaçakçılığını teşvik etmekte.