Yukarıdaki başlık, bir süre önce bir gazetenin manşetinden alındı. Asıl başlık ise “Meslek hastaneleri tarih olacak” şeklinde idi. Sağlık Bakanı, katıldığı bir televizyon programında, “Meslek hastalıkları hastaneleri, gündemimizden yavaş yavaş çıkacak” demişti. Aynı bakan, bir milletvekilinin soru önergesini şu şekilde cevaplandırmıştı:
“Beş yıllık süre içinde meslek hastalığına yakalananların oranı üçte bir oranında azaldı. 2007 yılında bin 208 kişide meslek hastalığı tespit edilirken bu rakam 2008 yılında 539’a, 2009 yılında ise 429’a indi. 2012 yılında ise meslek hastalığı tespit edilenlerin sayısı 395 olarak belirlendi. Meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısında da düşme yaşandı. 2005 yılında 24 kişi meslek hastalığı nedeniyle hayatını kaybederken, bu rakam 2010 ve 2011 yıllarında 10 olarak gerçekleşti. 2012 yılında ise meslek hastalığından sadece bir kişi hayatını kaybetti.”
Bakanın, neden meslek hastanelerinin tarih olacağını söylediğini bu açıklamadan öğrenmiş oluyoruz. Yılda ‘sadece bir kişinin’ öldüğü bir nedenden dolayı bu hastaneleri açık tutmanın bir anlamı elbette ki kalmıyordu. Peki, bu ‘başarı’ nasıl gerçekleşti? Uzman bir doktor kestirmeden cevaplıyor: “Doktorun meslek hastalığı teşhisi koyabilmesi için SGK’dan izin alması gerekir”.
Yanlış anlaşılmasın! Doktorların yetkisi ellerinden alınmış, SGK’ya devredilmiş. SGK ise elinde olan meslek hastalıkları listesine bakarak karar veriyor. Ve listedeki ‘meslek hastalığı’ tanımlaması da yıldan yıla daraltılıyor. Sonuç: Sıfır ölüm! İşte ‘başarı’nın sırrı.
Oysa 2012 yılı verilerine göre İngiltere’de 500 bin, ABD’de 160 bin meslek hastalığı tespit edilmiş. ILO verilerine göre, bir ülkede iş kazasından ölenlerin en az altı misli kadar insanın, meslek hastalığında ölmesi söz konusu oluyor. Türkiye’de, 2014 yılında, 1886 iş kazası sonucu ölüm gerçekleşti. Peki, hesap edelim, meslek hastalığından ölenlerin sayısı ne kadar?
Meslek hastalıklarının üstünün örtülmediği ülkelerde konu, ‘gizli salgın hastalık’ olarak adlandırılmaktadır. ILO’nun açıklamasına göre dünyada, bir günde meslek hastalığı sonucu 5500 ölümün meydana geldiği tahmin ediliyor. Yılda, ülkemizde 10 bin, dünyada da 2 milyon ölü bu salgın hastalık tespitini doğruluyor. Artık bu salgın hastalığa ‘işçi kıyımı’ demenin zamanı gelmiş durumda.
Soma’da 300’den fazla işçinin hayatını yitirmesi, iş kazalarını zorunlu olarak toplumun gündemine getirdi. Meslek hastalıklarından kaynaklanan ölümler ise henüz kendini böylesine görünür kılmış değil. Geçtiğimiz yıllarda kot taşlaması sonucu ortaya çıkan Silikozis hastalığı bir süre gündemi işgal etti. Ölümlerin hâlâ devam etmesine rağmen bu konu artık gündemde değil.
Meslek hastalıkları konusu, çalışanlar içinde de henüz öne çıkmış bir konu değildir. Çünkü çalışanlar ‘farkına bile varmadan’ meslek hastalıkları yüzünden ölmektedir. Çok az sayıdaki meslek hastalıkları hastaneleri ise adeta SGK’nın yan kuruluşu olarak çalışmaktadır.
Bakanın derdi bu anlamda açıktır. Zamanında bir Eğitimi Bakanı, “Şu okullar olmasa, bakanlığı ne güzel idare ederdim” demişti. Sağlık Bakanı bu konuda daha da şanslı! Meslek hastalıkları, yasa maddelerini değiştirilerek ‘ortadan kaldırıldı’. Bakanlık da artık çok güzel idare ediliyor! Hele meslek hastalıkları hastaneleri de kapatılırsa, ortalık dikensiz gül bahçesi olacak kuşkusuz.
Ancak bize göre öyle olmamalı! Bunların bilincinde olarak yapılacak en acil işleri, önümüze görev olarak koyma zamanı artık gelmiştir. Önceliğimiz, iş cinayetlerinin bir parçası olan meslek hasatlıklarını gündeme taşımak. Yılda on bin ölü varsa, buna kimse göz yummamalı! DİSK tarafından önerilen Ulusal İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurulu için vakit geçirmeden adımlar atılmak zorundadır.
Bunun için işverenleri ve devleti bekleme lüksümüz artık kalmamıştır. Meslek hastalıkları, çalışanları bu şekilde kırmaya devam ederse kitlesel ölümlere tanık olacağımız günler uzak değildir. Ondan sonra diz dövme, gözyaşı akıtma, işverene ve devlete akıl öğretmeye kalkışma hiçbir işçiyi hayata geri döndürmeyecektir. Haydi göreve!
[button link=”www.sodap.org/mehmet-akyol-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]