Brezilya son zamanlarda çok çalkantılı bir dönem yaşıyor. Nedenini de aslında herkes biliyor: Yolsuzluklar. İddiaya göre Lula ve onun seçtiği başkan Dilma Rousseff “araba yıkama” adı verilen bir yolsuzluk suçlaması ile karşı karşıyalar. Sırf bu iki lider değil İşçi Partisi PT’nin çoğu milletvekili ve bir çok bürokratın yolsuzluğa karıştığı iddia ediliyor. Bir kısmı da zaten cezaevinde. Lula ise sorgulaması sonrası serbest bırakıldı. Rousseff de onu yardımcısı ilan etti. Ama atamayı Yüce Mahkeme reddetti. Rousseff hükümeti de şu anda “güvensizlik oylaması” tehdidi altında.
PT, ülke ilericileri, Topraksız Köylü Hareketi yolsuzluğu sağ muhalefetin bir oyunu olduğunu, sahte belge düzenlendiğini iddia ediyorlar. Brezilya’da zaten sisteme yolsuzluk karıştı değil yolsuzluğun sistemin kendisi olduğu söyleniyor. Brezilya sağı yıllardır sistemi yolsuzlukla çürütmüştür. Lula bu sistemi değiştirmeye çalıştı. Bu nedenle hala halkın %90’ının desteği arkasındadır. Başkan olduğu iki dönemde yoksullara bir çok haklar tanıdı. Asgari ücreti %70 arttırdı. 21 milyon, ucuzda olsa, iş yeri yaratıldı. Çalışma koşulları güvence altına alındı. Yoksullar kredi hakkı elde ettiler. Milyonlarca yoksula sağlık güvencesi getirdi. Yoksulların çocukları okullara gitmeye başladı. Zencilere okullarda kontenjan ayrıldı. Lula ekonomi politikası tüm dünya da ünlendi.
Lula iki dönem görev yaptıktan sonra yasal süresi doldu ve yerine Dilma Rousseff’i varis bıraktı. Ancak onun döneminde Batı’nın ekonomik krizi ülkeyi vurdu. Meta fiyatları düştü. Ülke gelirleri azaldı. Şimdi bütçenin dengesini sağlamak için sosyal güvencelerden kısma tehlikesi var. Ayrıca Rousseff’in bir politik yeteneği yok ve halka durumu anlatamadı, yanlızlaştı.
Şimdiye kadar halka verecek bir şeyi olmayan sağ liberal kanat ekonomik durumdan yararlanarak iktidarı tekrar elde etmeye çalışıyor. Rousseff ikinci kere başkan seçilince saldırıya geçtiler. Çünkü 2018 yılında tekrar Lula iktidar olabilir. Seçim sonuçlarına itiraz ettiler ve yolsuzluk komplosu kurdular. Lula, PT ve diğer sol guruplar bunun sağın bir soft-yumuşak darbesi olduğunu savunuyor ve suçlamaları reddediyorlar. Ama sağ ve destekçisi dünya gerici medyası sanki iddialar doğru ve tüm yoksul halklar sokakta gibi bir yayın politikası izliyor. Şimdi de hükümeti “güvensizlik oylaması” ile düşürmeye çalışıyorlar. Son gelişmeler, bunun gerçekleştireceği ve Brezilya’daki sol iktidarın devrileceği gibi gözüküyor.
Bu yoksul halklar kim?
Sokaklara dökülenlerin çoğu zengin üst burjuva kesim ve çocuklarıdır. Gecekondularda, ya da Brezilya’da bilindiği şekli ile Favela’larda, oturan halkların bu darbe ile alakası yoktur. Venezüella’da gördüğümüz gibi liberal güçler zengin gençlerden hareketler örgütlemeye başladılar. Ya da var olan hoşnutsuzluğu arkalarına almaya başladılar. Protestoları örgütleyen gençler Özgür Brezilya Hareketi (ÖBH) (Free Brazil Movement ) ve Liberalizm için Öğrenciler (LİÖ) (Students for Liberty). ÖBH’nin başında Amerikalı milyarderlerin kurumu olan Atlas Leadership Akademisi’ni bitirmiş iki Brezilyalı öğrenci var. Bunlar da yan kol olarak LİÖ kurmuşlar. Onun lideri de Avusturya Ekonomi Okulu mezunudur. Bir de “Sokaklara Gelin!” (VemPraRua) hareketi var. Bu hareketler direkt iş çevreleri ve ülkenin en zengini J. Paula Lemann tarafından finanse ediliyor Bu okullar liberalizmin babası sayılan Freidman politikalarını yani serbest pazar, düşük vergiler ve özelleştirmeleri savunuyorlar. Brezilya zenginleri bu iki hareketi finansal olarak destekliyorlar. Denetimlerinde olan medya güçleri de protestoları halkın protestosu olarak veriyorlar.
Yani Brezilya’daki darbenin arkasında ABD ve Brezilya finans-kapital güçleri vardır. Ancak bu Brezilya’ya özgü bir şey değildir. Şu sıralar tüm Latin Amerika kıtasındaki sol ya da pembe iktidarlar böyle yolsuzluk saldırıları altındadır. Venezüella’da Chavez’e kaç kez suikast yapıldı ve hala ölümü şaibelidir. Maduro sürekli bir otobüs şöförü olarak aşağılanmaya çalışılır ve yeğeni kanalı ile uyuşturucuya adı karıştırıldı. Arjantin’de Kirschner, yolsuzluk saldırısı kurbanı oldu ve seçimleri gericiliğin allahı biri kazandı. “Vatandaş sosyalizmi” uygulayan Ekvador lideri Correa, yolsuzlukla suçlandı. Bolivya’da Devlet Başkanı Evo Morales’in kendisinden epey küçük yaşta bir kadınla ilişki kurduğu açıklandı. Bu kadın da Çin ile ticari ilişkiler içinde olan bir gaz şirketinin yöneticiliğini yapıyormuş ve bu kanalla Çin’e ayrıcalıklı olanaklar verilmişmiş. Morales gerçeğin ortaya çıkması için özel gayret sarfediyor. Ayrıca bu kadından bir çocukları olduğu ama sonra öldüğü söyleniyor. İşler başkaları tarafından çocuğun ölmediği hayatta olduğu söylentileri ile iyice karışıyor. Öte yandan Morales’in Başbakanı Garcia da diploma sahtekarlığı yapmakla suçlanıyor. Amerika’daki ekonomi okulundan internet sitesinde yazdığı gibi mezun olmamış, devrimci harekete katılmış. İlerici liderler bir takım oyunların kurbanı yapılmaya çalışılıyor.
Latin Amerika’da yeni liberalizm karşıtı güçler büyük bir saldırı altındalar. Arjantinde iktidarı kaybettiler. Venezüella’da 21. yy. sosyalizmi zor durumda. Bolivya ve Ekvador da saldırı altında. Bu saldırı ABD’nin Ortadoğu’daki silahlı saldırılarından biraz farklı. Yıllardır yolsuzluğa batmış bu ülkelerde konvensiyonel olmayan yöntem kullanılıyor. Ama dışarıdan da silahla tehdit ediliyor. O nedenle bu darbe girişimlerine ünlü yazar Pepe Escobar, “Melez Darbe” saldırısı diyor. Zaten bunlar ABD Özel Güçleri’nin “Konvensiyonel Olmayan Savaş Saldırısı” el kitabında anlatılıyormuş. Buna göre söz konusu düşmana ülkenin politik, askeri, ekonomik ve psikolojik zaaflarından yararlanarak savaş açılır. Renkli devrimlere bir yenisi eklenmiştir. Yolsuzluklarla birlikte örgütledikleri gerici gençlerden hareketleri kullanıyorlar. Bizim ülkemizde de Zarraf’ın bile bile ABD’ye gitmesinin altında bir takım bit yenikleri bulunuyor. ABD’nin Erdoğan iktidarına karşı eline koz almaya çalışması olarak düşünülebilir. İstediğinde bunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilecektir.
Brezilya, bilindiği gibi BRICS yani Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti ülkelerinin ABD ve Batı emperyalizmine karşı kurulan bir örgüt üyesidir. Aralarında dolar dışında kendi para birimleri ile ticaret yapacaklar. Kurdukları 100 milyar dolarlık bir kredi bankası ile Batı’ya karşı bir güç olmayı hedefliyorlar. O nedenle hepsi çeşitli şekillerde ABD saldırısı altındalar. Melez darbe tehdidi altındalar. Brezilya’daki olayları böyle okumakta yarar vardır.
[button link=”http://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]