[email protected]
SODAP SODAP SODAP
  • Anasayfa
  • Tarihimiz
    • Dr. Hikmet Kıvılcımlı
  • SODAP
    • Neden SODAP?
    • Program
    • Tüzük
    • Kurumsal Kimlik
    • Arşiv
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
  • Açıklamalar
  • Yayınlar
    • Sosyalist Dayanışma Dergisi
    • Direniş Dergisi
    • Yol Dergi
  • İletişim
  • Bağış Yap
SODAP'a Katıl
  • Home
  • /
  • Hareketimizin Tarihinden Yazılar
  • /
  • ‘Mehmet Geldi, Onu da Vurun’ / Direniş Gazetesi, 1999

‘Mehmet Geldi, Onu da Vurun’ / Direniş Gazetesi, 1999

30 Mart 2011

Devrim, Şehitleriyle Yüceleşir…
Mehmet Latifeci Yoldaş Ölümsüzdür!

Mehmet Latifeci, Hatay Samandağ’ın Sutaşı köyünde 1965’te doğdu. 1985-86 yıllarında öğrenim gördüğü Burdur Eğitim Fakültesi’nde direnişçi kimlikle tanıştı. Mücadeleci kişiliği ve kararlılığı ile bulunduğu alanda öne çıkan Latifeci; gençlik faaliyetindeki doğal önderliği sonucu okuldan atıldı. Okuldan atılmasının ardından memleketine dönerek çalışmalarını bulunduğu mevzilerden devam ettiren Mehmet yoldaş, Hatay Samandağ’da Arap, Kürt ve Türk halklarının kardeşliği temelinde devrimci mücadeleye devam etti.

Samandağ Halkevi’nin kurucularından da olan Mehmet Latifeci, daha sonra Samandağ DEP İlçe Başkanı olarak devrimci enternasyonalist mücadeleyi geliştirdi.

Bundan rahatsız olan devlet, bölgedeki (müftüden işadamına, jandarmadan polisine kadar geniş bir zeminde örgütlediği) kontrgerilla güçlerini harekete geçirerek 30 Mart 1995’te evinin önünde kurduğu pusu ile Mehmet Latifeci ve babası Yahya Latifeci’yi katletti.

1995 yılı 30 Mart’ında katledilen TKP-Kıvılcım üyesi, DEP Samandağ İlçe Başkanı Mehmet Latifeci yoldaşın annesiyle 1999 yılında Direniş Gazetesi tarafından yapılan söyleşiyi tekrar yayınlıyor, yoldaşın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz…

‘Mehmet Geldi, Onu da Vurun’
(Direniş Gazetesi, Mart ’99, Sayı: 67)

“Benim oğlum kan davası, toprak ya da mal-mülk için öldürülmedi. Benim oğlum devrimci olduğu için öldürüldü. Mehmet benim oğlum olduğu kadar sizin de oğlunuz, arkadaşınız, dostunuzdur. O’na sahip çıkalım.”

Direniş: Mehmet Latifeci’nin çocukluğu ve kişiliği hakkında bilgi verir misiniz?

Mehmet, çocukluğundan beri çevresi tarafından sevilirdi. Çalışkandı. Okul giderlerini ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak için her türlü basit işle uğraşırdı. İşten korkmaz, çalışmaktan da çekinmezdi. Fıstık, leblebi, çekirdek gibi kuruyemişleri satarak kendi ihtiyaçlarını karşılardı. Çoğu zaman da çevrede bulduğu plastik artıkları toplar ve satardı. Her çocuğun olduğu gibi Mehmet’in de geleceğe dair düşleri vardı. Büyüdüğünde gazeteci olmak istediğini söylerdi her fırsatta. Yaşamı boyunca fedakar, alçak gönüllü, çevresini düşünen ve kendini ön planda tutmayan kişiliği ile tanınırdı Mehmet. Gençliğinde başına gelen bir anısını anlatmak istiyorum. Bir yaz günü Mehmet ve kuzeni sahilde top oynuyorlardı. Serinlemek için denize girdiklerinde Mehmet ve kuzeni boğulma tehlikesi geçirirler. Onları kurtarmak için birçok kişi denize girer, ilk önce Mehmet’i kurtarmaya çalışırlar. O anda Mehmet, “Beni değil, onu kurtarın” diye bağırır. Çünkü kuzeninin durumu daha kötüdür. Daha sonra ikisini kıyıya çıkardıklarında Mehmet’in kuzeni ölmüştür. Bu olaydan sonra herkes Mehmet’in duyarlılığına ve fedakarlığına hayran kalmıştı.

Mehmet’in sizlerle ve arkadaşlarıyla ilişkileri nasıldı?

Bizimle ilişkileri her zaman iyiydi. Onunla aramızda hiçbir sorun yaşanmazdı. Paylaşımcı, alçakgönüllü ve özverili kişiliği aile içerisinde kendini sürekli hissettirirdi. Bizleri arkadaşlarından hiçbir zaman ayrı tutmazdı. Onu iyi tanıyanlar düşünceleri ve davranışları arasındaki bütünlüğü çok rahat fark edebilirlerdi. Bizi her konuda aydınlatmaya çalışır, insanlarla ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini, paylaşımı, adaleti-adaletsizliği, doğruluğu, ezilenleri, sömürenleri bizim anlayacağımız bir dille anlatırdı. Bazen anlamadığımız şeyler olurdu. Ona sorduğumuzda hiç bıkmadan saatlerce anlatırdı. Kavratmaya çalışırdı. Arkadaşlarıyla ilişkileri her zaman iyiydi. Bize geldikleri zaman aralarındaki samimiyeti – dostluğu görebiliyorduk.

Devrimci kişiliği yaşantısına nasıl yansıyordu?

Az önce anlattığım gibi her zaman doğruları gerçekleri bize kavratmaya çalışır, kendi düşüncelerini açıklamaktan çekinmezdi. Tam bir devrimciydi. Ve bu devrimci ruhu sadece bize değil tüm çevreye de yansıyordu.

Halkla bir sorunu var mıydı? İnsanlar onu nasıl tanırdı?

İnsanlarla, çevreyle hiçbir sorunu olmamıştı zaten. Çocukluğundan beri insanların kafasında olumlu izlenimler bırakmıştı. Herkes onu çok sever ve onunla öğünürdü.

Sizce Mehmet’i neden yok etmek istediler?

Devletin ve onu sevmeyenlerin yansıttığı gibi öldürülmesinin nedeni kan davası ya da hırsızlık değildi. Bence devrimci olduğu için öldürüldü. İlerici-aydın kimliği, onun gerçekleri açıkça söylemesi ve burada, Sutaşı köyünde tezgahlanan kirli oyunları bozmaya çalışması ve ayrıca devletin çıkarlarına ters düşen düşünceleri olduğu için onu katlettiler. Susturmak istediler onu.

Olayın gelişiminden bahseder misiniz? Daha önceden buna benzer bir şeyi bekliyor muydunuz?

Böyle bir şeyi kesinlikle beklemiyorduk. Özellikle köyden birilerinin para karşılığında bunu yapması bizi hem çok üzdü hem de çok şaşırttı. Olayın gelişimi şöyleydi:

Aksam üzeriydi. Ben, beyim ve diğer çocuklarım birlikte içeride yemek yiyorduk. Birden dışarıda bağırmalar duyduk. Dışarı çıktığımızda Behçet ve Fikret’in (katil kardeşler) kapıya kadar geldiklerini gördük. Ve bize; “Mehmet nerede, O’nun kellesini almaya geldik” dediler. Ben telaşlandım. “Sakin olun, ne oldu, girin çay içelim” dedim. Böyle bir olayın gelişeceğini hiç düşünmemiştim tabi. Beyim “Mehmet’in kellesini neden istiyorsunuz, gelin beni vurun” dedi. Ben onları sakinleştirmeye çalışırken o anda bana ve beyime ateş ettiler. Ben kolumdan yaralandım, beyimde olay anında can verdi. Bize kurşun sıkarlarken orada bulunan komşular da yaralandılar. Mehmet o anda yoktu. Kısa bir süre sonra her şeyden habersiz olay yerine geldi. Şaşkınlıkla babasını yerden kaldırmaya çalışırken Fikret, “Mehmet geldi, onu da vurun” diye bağırınca ona ateş açtılar. Ve ortadan kayboldular.

Böyle bir olayın başımıza geleceğini kesinlikle düşünmüyordum. Çünkü biz oğlumuzu çok iyi tanıyorduk. Çevre tarafından çok sevildiğini de biliyorduk. Kesinlikle böyle bir şey beklemiyorduk.

Katiller hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bunlar kişiliksiz, cahil, satılmış insanlardır. Köyde ailece sevilmezler ve toplum tarafından dışlanmışlardır. Zaten kirli işlerle uğraştıklarını bilmeyen yoktur. Bizimle alıp veremedikleri yoktu aslında. Bazılarının oyununa geldiler.

Azmettirenler ortada yok, bunun üzerine ne diyeceksiniz?

Evet, dediğiniz gibi azmettirenler ortalıkta yoklar. Devlet onları buradan uzaklaştırarak izlerini kaybettirdi. Aslında olayı yaptıran devlet olduğundan onları çok rahat bulup yakalayabilir. Ufacık bir halk hareketinde ya da buna benzer halktan insanların yaptığı haklı eylemlerde insanları hemen bulup yargılayabiliyor. Bu olayı da aydınlatmamak için azmettirenleri gizlemiş ve olayı örtbas etmiştir.

Olaydan sonraki süreçte köylülerin, komşuların olaya bakış açısı ve tavırları ne oldu?

Bu olaya herkes çok şaşırmıştı. Mehmet, aydın bir insandı. Daha önce de söylediğimiz gibi herkes tarafından sevilirdi. (İstisnalar hariç) Bu yüzden hiç kimse böyle bir olayın olacağını beklemiyordu. Cenaze törenine halkın çoğu katıldı.

Mehmet Latifeci öldürüldükten sonra devletin size baskısı ve olumsuz propagandaları oldu mu?

Devlet olaydan sonra fiziksel baskı yapmadı ama psikolojik olarak baskıyı arttırdı. İnsanlara bizim hakkımızda yanlış şeyler söyleniyordu. Aniden elektriğimizi kesiyor ve sürekli eve geliyorlardı. Arada tartışmalar yaşanıyordu ve bu bizi çok yıprattı.

Mahkemenin gidişatı nasıl, bir sonuç alınacağını düşünüyor musunuz?

Mahkeme ağır gidiyor. Zaten devlet uzatmak için elinden geleni yapıyor. Sanıyorlar ki bize olanları unutturacaklar Ama her mahkemede en başta yer alıyoruz ve sonuna kadar yer almaya devam edeceğiz. Yargı bağımsızsa katillerin ve arkasındakilerin hak ettikleri cezayı almalarını bekliyoruz. Beş yıldır mahkeme uzatılıyor, bundan dolayı olumlu bir sonuç beklemiyoruz.

Mahkemeye olan ilgi sizce yeterli mi?

Mahkemeye olan ilgi bizi sevindiriyor. Mehmet’in köyden ve diğer yerlerden olan arkadaşları, demokratik kitle örgütleri, HADEP, İHD, ÖDP ve Halkevi gibi kurumlar mahkemeyi sürekli takip ediyorlar.

Mehmet Latifeci’nin öldürülmesinden sonraki süreçle arkadaşları ve duyarlı görünen insanlar ne derece bu konuyla ilgileniyorlar?

Mehmet’in arkadaşları, dostları, O’nu tanıyan ve tanımayan halktan duyarlı insanlar, Mehmet’e ve bize sahip çıktılar. O’nu bizim kadar sahiplendiler ve bundan sonra da sahipleneceklerine, O’nun yolunda ilerleyeceklerine, halkın yolunu aydınlatacaklarına ve Mehmet’imi aratmayacaklarına hepimiz inanıyoruz.

Mehmet Latifeci ve babası öldürüldükten sonra yaşantınızda ne gibi değişiklikler oldu?

Daha önce, yani öldürülmelerinden önce yaşantımız daha rahattı, ilişkilerimiz daha iyiydi çevreyle. Şu anda birçok sıkıntı çekiyoruz.

Ne tür sorunlar yaşıyorsunuz?

Dedim ya sıkıntılarımız çok. Mesela önceden maddi durumumuz iyiyken ilişkilerimiz de iyiydi. Daha sonra belli insanlar yüzümüze bakmaz oldu. Manevi olarak da sıkıntılarımız var. Hiç suçumuz yokken hem oğlumu, hem de beyimi öldürdüler. Suçlu konumuna düşürdüler bizi. Ruhen çöküntüye uğradık.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Bu konuda duyarlı olduğunuz ve bizi yalnız bırakmadığınız için size teşekkür ediyorum. Hepiniz benim için birer Mehmet’siniz. Tüm herkesin, sizin gösterdiğiniz duyarlılığı göstermelerini isterim.

Sizin de söylediğiniz gibi hepimiz birer Mehmet olacağız. O’nun düşünceleri her zaman yolumuzu aydınlatacak.

Share:
prev post next post

Leave a Comment Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım
  • En asgari 15 bin
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama bütçe
  • 1 Mayıs Bildirisi​
  • Yaşanacak Bir Ülke Yaratacağız

Son Yorumlar

  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Trump Üçüncü Dünya Savaşına mı Hazırlanıyor? – Mehmet YILMAZER | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Tegucigalpa Dersleri | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için 2019 Savaşları | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Demokrasiyi Boğan Anti-Amerikancılık – M. Sinan MERT | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Eksen Kaymasında Son Durum – Mehmet YILMAZER | SODAP

Categories

Recent Posts

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım

    Aralık 20, 2022
  • En asgari 15 bin

    Aralık 12, 2022
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama

    Kasım 23, 2022

Archives

Meta

  • Giriş
  • Yazı beslemesi
  • Yorum beslemesi
  • WordPress.org

SODAP

Sosyalist Dayanışma Platformu

Twitter Facebook Instagram Youtube

Copyleft © 2021