Mayınlı Arazide Politika
Mehmet YILMAZER
16 Mayıs 2010
“Açılım”, yerini artan çatışmalara bıraktı. Bu önemli değişiklik meclisteki anayasa savaşlarının ve Baykal skandalının gölgesinde kaldı. Fakat “Kürt sorunu”ndaki değişimlerin önemi bu gürültüler biraz durulunca hemen görülecektir. Kısa sürede bu kadar yoğun çatışma daha önceleri yaşansaydı, ordu hemen sivil siyasete gerekli uyarılarda bulunur, onun alanını daraltıp, çeki düzen verirdi. 90’lı yıllar hep böyle geçti. AKP iktidarının ilk yıllarında olsaydık, her asker cenazesi ulusalcıların gösterileri için bir fırsat olur, büyük gürültüler kopardı. Son çatışmalar sırasında bu bildik tablolar yaşanmadı. Daha da ötesi, ordu “gerekli tedbirleri” almamakla suçlandı ve genel kurmay başkanı bu duruma fazlasıyla sinirlenip “mütareke basını bile böyle değildi” demek zorunda kaldı.
Yaşananlardan derin devletin eski reflekslerinin oldukça törpülendiği ortaya çıkıyor. Gerçeklik böyle olsa da burjuva politika sahnesinin arka planında gerilim gittikçe artmaktadır. Bu gerilimin ekseninde ise çözümlenmeyen Kürt sorunu durmaktadır. PKK’nin son açıklamalarıyla ilan ettiği yeni “strateji değişikliği”ni AKP iktidarı görmezlikten gelmeye çalışıyor. Olayları “provakasyon” olarak yorumlayıp, hatta işi BDP’ni ergenekoncu olmakla suçlamaya kadar götürdü. Altında ezildiği “açılım”ın günahını ergenekonun hanesine yazarak kurtulmayı deniyor.
PKK “açılım” adı altında kendisine yönelen tasfiye tehdidine “üçüncü dönem kapanmıştır” diyerek açık tavır koymuş ve mücadeleyi yeni basamağa taşımıştır. Olaylar bu yönde gelişirse, AKP iktidarının açmazı derinleşecektir. Suçu “gerekli tedbirleri almayan” orduya yükleyerek hiçbir yere gidemeyeceği için elinde “terörle mücadeleyi” yükseltmekten başka yol kalmıyor. Bu yol ise son otuz yılın gösterdiği gibi hep bataklıkta son bulmuştur. Ya da “açılım”ı köy ve kasaba isimlerinin değiştirilmesinden öteye, daha farklı noktalara taşımaya kalkarsa, anayasa oylamalarında görüldüğü gibi kendi içinde ve dışındaki şovenizmi tetikleyecektir.
Bu açmazlardan kurtulmak için bugüne kadar belli bir rol oynamış olan herkesi ergenekonculukla suçlamanın artık sınırına gelinmiştir. Bu kolay formül önümüzdeki günlerde eski etkisini yitirecektir. İktidar partisi, PKK’nin politika değişikliğini iyi okumak yerine üzerine ergenekon yıldırımlarını yağdırarak görmezden gelmeye devam ederse, böylece bir tek şeyi kanıtlamış olur: AKP için “açılım” PKK’nin tasfiyesinden ibarettir. Bu bilinen gerçekliğin üzerindeki örtüler önümüzdeki günlerde iyice kalkacaktır.
Siyasal islamla ulusalcıların güç mücadelesi iki tarafı da yıpratarak bir tıkanma noktasına ilerliyor. Kriz içindeki burjuva politikası kaçınılmaz bir şekilde yeniden şekillendirilecektir. Son yaşanan Baykal skandalı bu yeniden şekillendirmenin adımlarından birisi olsa gerek. Ancak kopan gürültülerin büyüklüğü yanıltıcı olmasın, tıkanan burjuva politikalarının yeniden şekillendirilmesi eninde sonunda “Kürt sorunu” üzerinden yaşanacaktır. Olaylar bu yönde akıyor.
Sadece operasyona çıkan askerler mayınlı arazide yürümüyor, kriz içindeki burjuva siyasal ortamı bütünüyle mayınlı araziye dönüşmüştür.