Kürt Halkına ve Temsilcilerine Dönük Devlet Terörü Protesto Edildi
16 Kasım Pazar günü saat 13.00’de SODAP’ın da aralarında yer aldığı 20’ye yakın sosyalist, devrimci kurum DTP önünde Kürt halkına ve temsilcilerine yönelik devlet terörünü kınadı.
Bilindiği üzere, son günlerde Kürt illerinde uygulanan şiddet politikası yoğunlaşmış, çoğu çocuk yaşta yüzden fazla insan tutuklanmış, ülkenin başbakanı Kürt halkını açıkça hedef alan linç girişimi ve öldürme çağrıları yapmış, “ya sev ya terk et” faşizan sözleri bir kez de başbakanın ağzından dillendirilmişti. Tüm bu baskı politikalarını protesto etmek için DTP İstanbul il binası önünde toplanarak basın açıklaması yapmak isteyen DTP’lilere polis saldırmış, İl Başkanı Halil Aksoy ve Fatih İlçe Başkanı Mehdi Tanrıkulu tutuklanarak Kandıra F tipi cezaevine konulmuştu.
“AKP de kendinden önceki iktidarlar gibi devletin 80 yıllık şiddet politikalarının sürdürücüsüdür”
“Kürt Halkına Yönelik Baskılara Son! Halil Aksoy Serbest Bırakılsın” yazılı bir pankartın açıldığı eylem baskıları kınamak için beş dakikalık bir oturma eylemi ile başlatıldı. Ardından dayanışma amacıyla gelen kitleyle duygularını paylaşmak üzere DTP il yönetiminden Dursun Hoca söz aldı. Dursun Hoca konuşmasında baskıları, inkâr ve imha politikalarını kınayarak, AKP’nin de kendinden önceki iktidarlar gibi devletin 80 yıllık şiddet politikalarının sürdürücüsü olduğunu, bu nedenle onun da sonunun diğerlerinden farklı olmayacağını vurguladı. Barış, demokrasi ve adalet mücadelesinde hiçbir baskının kendilerini yollarından döndüremeyeceğini dile getirdi. Kendileriyle dayanışma için orada olan kalabalığa teşekkürlerini iletti.
“Bizleri linçlere çağıran, kardeşini vurmaya çağıran bu karanlık sesleri ancak ezilenlerin omuz omuza mücadelesi ve birlikteliğiyle boğabiliriz”
Ardından okunan ortak basın açıklamasında,”Kürt sorununda demokratik yolların tamamen kapatılmasıyla birlikte savaş çığırtkanlığına soyunan AKP hükümeti, yıllardır uygulana gelen imha ve inkâr politikalarını tüm topluma yayarak Türk halkını da bu düşman cepheye yedekleme planları yapmaktadır.
Türkiye halklarının savaş politikalarının yarattığı yıkım ve yoksulluk altında sürdürdüğü yaşamı artık sorgulaması gerekiyor. Doğubayazıt’ta katledilen Ahmet Özkan’a sıkılan kurşun’la Antalya’da dur ihtarına uymadığı için 18 yaşında yaşamını yitiren Çağdaş Gemlik’e sıkılan kurşunun aynı kurşun olduğu görülmeli. Gazete satarken gözaltına alınıp karakolda ve cezaevinde gördüğü işkence sonucu hayatını kaybeden Engin Çeber’i tutuklayan zihniyetle Halil Aksoy’u tutuklayan zihniyet aynı.
Bizleri linçlere çağıran, kardeşini vurmaya çağıran bu karanlık sesleri ancak ezilenlerin omuz omuza mücadelesi ve birlikteliğiyle boğabiliriz” denildi. Başta Kürt halkı ve onların siyasi iradelerine yönelik baskı ve şiddet politikaları olmak üzere, tüm ezilenlerin karşı karşıya kaldığı devlet terörünü kınandı ve bu sistemli saldırıların bir an önce son bulması çağrısı yapıldı.
“Kürt Halkına Yönelik Baskılara Son”, “Halil Aksoy ve Mehdi Tanrıkulu Serbest Bırakılsın”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Biji Bratiye Gelan” ve “Yaşasın Devrimci Dayanışma” sloganlarının öne çıktığı eylemin ardından orada bulunan tüm kurum temsilcileri DTP il binasını ziyaret ederek desteklerinin ve dayanışmalarının süreceğini dile getirdiler. 22 Kasım Cumartesi günü saat 14.00’de tutuklu yöneticilere kart atma eylemi gerçekleştirmeye karar vererek oradan ayrıldılar.
Eylemi düzenleyen kurumlar: SODAP, ESP, EHP, DİP Girişimi, SDP, TÖP, ÖDP, EMEP, BDSP, Alınteri, UİD-DER, Anti Kapitalist, Odak, Halkevleri, Kaldıraç, Teori ve Politika, Marksist Bakış