[email protected]
SODAP SODAP SODAP
  • Anasayfa
  • Tarihimiz
    • Dr. Hikmet Kıvılcımlı
  • SODAP
    • Neden SODAP?
    • Program
    • Tüzük
    • Kurumsal Kimlik
    • Arşiv
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
  • Açıklamalar
  • Yayınlar
    • Sosyalist Dayanışma Dergisi
    • Direniş Dergisi
    • Yol Dergi
  • İletişim
  • Bağış Yap
SODAP'a Katıl
  • Home
  • /
  • Ekonomik Kriz
  • /
  • Kriz Tartışmaları / M.YILMAZER

Kriz Tartışmaları / M.YILMAZER

11 Temmuz 2010

Kriz Tartışmaları

Mehmet YILMAZER

11 Temmuz 2010

Son yapılan G20 toplantısından kriz yönetimiyle ilgili somut bir karar çıkmadı. Herkesin kendi yolunda gitmesi, istemeyerek de olsa benimsendi. Bunun üzerine ünlü ekonomist Paul Krugman şu değerlendirmeyi yapmıştır: “Uzun süreli kuşatmaya dönüşecek bir durumla karşı karşıyayız… Mümkün olan her şeyin yapılmasını öngören bir stratejiye sahip olmamız gereken bir aşamadayız” … “Derin bir çukurdayız ve buradan çıkmak için geleneksel yöntemlerin dışında bir şeyler yapmak gerek” (P. Krugman, “Krugman Says U.S. Economy Is Facing a ‘Long Siege’”)

“Uzun süreli kuşatmaya dönüşecek durum” nedir? Dünya ekonomisinde genel olarak iki kutup oluşmuştur: Üretenler ve hazır yiyenler!

“Kriz kahini” Roubini’yi dinleyelim: “Sorun, son on yıl için, ABD ve diğer borçlu ülkelerin – İngiltere, İspanya, Yunanistan, Portekiz, İrlanda, İzlanda, Dubai ve Avustralya dâhil – tepeden tırnağa tüketici olmalarından, gelirlerinden fazla harcamaları ve cari açık vermelerinden kaynaklanıyor. Öte yandan, yükselen Asya ekonomileri – özellikle Çin – Japonya, Almanya ve az sayıda diğer ülkelerin tepeden tırnağa üretici olmaları, gelirlerinden daha az harcamaları ve cari işlem fazlası vermelerindedir.” (Nouriel Roubini, “How to Avoid a Double-Dip Global Recession”)

“Kriz kâhini” Roubini’nin bu tespiti bilinen bir gerçekliğin ilan edilmesidir. İki küçük hatası vardır. Bu tablo son on yılda ortaya çıkmamış, neoliberalizmle son otuz yılda birikmiştir. Bu tablonun baş mimarları Amerika ve İngiltere’dir, onların yanına diğer küçük borçlu ülkeleri dizerek baş aktörle yardımcı oyuncular arasında bulanıklık yaratılıyor. Kapitalist dünyada son otuz yıldır “üreten” ülkeler sermaye biriktirmiş ve bu sermaye çeşitli yollarla “tepeden tırnağa tüketici” olan Amerika ve İngiltere’ye akmıştır. Orada borsa aynalarında değerler şişirilmiş, finans oyunlarıyla büyük vurgunlar yapılmıştır. Bu balon 2008’de büyük gürültüyle patladı. Krugman’ın Amerika için “uzun süreli kuşatmaya dönüşecek durum” dediği, bundan böyle “üreten ülkelerin” sermaye birikimlerini Amerika’ya aktarmama olasılığıdır.

Bunalım sonrası yapılan zirve toplantılarında kavga hep bu gerçek üzerine olmaktadır. Amerika, biraz düzeltilmiş olarak durumun devamından yanadır, “üreten ülkeler” Çin, Almanya, Japonya ve diğerleri bu tabloda radikal değişimler istemektedir. Bu tablonun kapitalist dünya açısından anlamı açıktır. Kapitalizmin sermaye birikim yolları “üçüncü kez” köklü bir tıkanma içine girmiştir. Yaşanan “üçüncü büyük bunalım”, kapitalizmi yeni yapısal değişimlere ve mevcut güç dengelerinde önemli altüstlüklere zorlamaktadır.

Bunalımın aşılmakta olduğu üzerine yapılan bütün açıklamalar, bu temel gerçek, yani sermaye birikim yollarındaki tıkanma aşılmadan, boş sözlerdir. Dünya kapitalizmi, ilk büyük gürültüden sonra, yeni bir depremin fay hatlarında birikmesine benzer bir süreç yaşamaktadır. Ortalık sessiz görünürken, sisteme yeni gerilimler yüklenmektedir.

Son İran’a yaptırım konusunda ABD, Rusya ve Çin arasındaki uzlaşma; G20 toplantısında esas sorunu gelecek toplantıya erteleme, kapitalist dünyada şimdilik büyük güçler arasında kimsenin kesmeye rest çekecek gücünün olmadığını gösteriyor. Zaman aktıkça fay hatlarındaki gerilimin birikmesine rağmen, herkes kendi konumunu korumaya, çözüm yaratmayan uzlaşmalarla zaman kazanmaya çalışıyor. İpin üzerinde şişman cambazlar el ele tutuşmuşlar. Kıpırdayanın düşeceği sinsi bir denge!

Nereye kadar? Paul Krugman: “Derin bir çukurdayız ve buradan çıkmak için geleneksel yöntemlerin dışında bir şeyler yapmak gerek” diyor. “Geleneksel yöntemlerin dışında” neler yapılacağı sorusunun şimdilik cevabı yoktur. Ancak kapitalizmin son büyük bunalımı, öncekiler gibi onu yeni “yöntemlere” zorlayacaktır. Yaşayıp göreceğiz.

Share:
prev post next post

Leave a Comment Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım
  • En asgari 15 bin
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama bütçe
  • 1 Mayıs Bildirisi​
  • Yaşanacak Bir Ülke Yaratacağız

Son Yorumlar

  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Trump Üçüncü Dünya Savaşına mı Hazırlanıyor? – Mehmet YILMAZER | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Tegucigalpa Dersleri | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için 2019 Savaşları | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Demokrasiyi Boğan Anti-Amerikancılık – M. Sinan MERT | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Eksen Kaymasında Son Durum – Mehmet YILMAZER | SODAP

Categories

Recent Posts

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım

    Aralık 20, 2022
  • En asgari 15 bin

    Aralık 12, 2022
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama

    Kasım 23, 2022

Archives

Meta

  • Giriş
  • Yazı beslemesi
  • Yorum beslemesi
  • WordPress.org

SODAP

Sosyalist Dayanışma Platformu

Twitter Facebook Instagram Youtube

Copyleft © 2021