Komünist Önder Dr. Hikmet Kıvılcımlı Mezarı Başında Anıldı
“Örgütsüz Halk Köle Halktır!”
SODAP, komünist önder Dr. Hikmet Kıvılcımlı’yı aramızdan ayrılışının 42. yıldönümünde mezarı başında andı. Anmaya Bağımsız Tekstil İşçileri Sendikası (BATİS), Liseli Direnişçi Gençlik (LDG), Direnişçi Üniversiteliler (DirenÜniversite) üyeleri de katıldı.
Yoksul mahallelerden, fabrikalardan, liselerden, üniversitelerden Kıvılcımlı’nın genç yoldaşları 11 Ekim Cuma günü saat 11.00’de Topkapı Mezarlığı önüne bir araya geldi. Üzerinde “Dr.Hikmet Kıvılcımlı Direniş Geleneğidir” yazılı Kıvılcımlı’nın portresini taşıyan SODAP’lılar, “Kıvılcım parlıyor alev alıyor, direniş sürüyor Parti yürüyor”, “Doktor’u anmak savaşmaktır”, “Kıvılcımlı öncümüz yaşatıyor gücümüz”, “Kavga, direniş, zafer; yaşasın sosyalizm”, “Yolumuz direniş hedef iktidar”, “Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği”,”Biji biratiya gelan”,”Her yer Taksim, her yer direniş” sloganlarıyla önderlerinin mezarı başına yürüdü. Kıvılcımlı’nın mezarı başında gerçekleştirilen anma töreninde Gezi Direnişi Şehitleri ve Rojava Devrimi de selamlandı. Törenin ardından, Kıvılcımlı’nın işçi sınıfı içerisindeki öğrencilerinden Yapı İşçileri Sendikası (YİS) Genel Başkanı İsmet Demir de mezarı başında anıldı.
Anma töreni Haziran Direnişi şehitleri ve Dr. Hikmet Kıvılcımlı şahsında tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından SODAP adına Seçkin Tan söz aldı. Tan konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Dr. Hikmet Kıvılcımlı, uluslararası Bolşevik hareketin azimli bir militanı olarak başladığı mücadele yaşamını, son nefesine dek sürdürdü. Sosyalizm mücadelesiyle geçen uzun yılları boyunca en üretken, en emektar, en kararlı, en dövüşken kadrolardan birisi olarak öne çıktı. Ardında onlarca teorik eser, direnişçi bir pratik ve bugüne dek ulaşan bir siyasi gelenek bıraktı.”
“Doktor’u anmak savaşmaktır”
Seçkin Tan konuşmasına şöyle devam etti:
“Hikmet Kıvılcımlı’nın mücadele yaşamı boyunca iki büyük çabası olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan birincisi, içinde bulunduğu komünist hareketin kabuğunu kırarak toplumsallaşmasını sağlamak; ikincisi ise, tarihsel materyalist teoriyi, yaşadığı toplumun özgünlüklerinden yola çıkarak geliştirmek. Kıvılcımlı ezilenlerin zihni dünyalarını anlamaya büyük önem verdi. Ezilenlerle iletişim kurabilecek yeni bir dil geliştirmeye çalıştı. 1957 seçimlerinde Eyüp Sultan Mitingi’nde yaptığı konuşma ezilenlere hitap edebilecek bir dil arayışının somut örneklerinden birisidir.”
Hikmet Kıvılcımlı’nın mirasına sahip çıkma iddiasında olup “ulusal sol” bir çizgi tutturmuş olan kimi çevrelerin Kıvılcımlı’nın siyasi pratiğini politik-tarihsel bağlamından, teorik ve politik üretiminin bütünlüğünden kopararak ulusalcı bir Kıvılcımlı yaratma peşinde olduklarını dile getiren Tan şunları söyledi:
“Kıvılcımlı’nın Kürdistan tahlilleri ve Kemalizm eleştirisi ulusalcı yorumları darmadağın etmeye yeter. Kıvılcımlı’nın mirası onun kitaplarından ibaret değildir. Bütün devrimci önderler gibi değeri, düşünce ve davranışlarının bütününden kaynaklanmaktadır. 50 yıllık mücadele hayatı boyunca sürdürdüğü azmi, direngenliği, cesareti, inadı onun düşünsel-politik mirasının ayrılmaz bir parçasıdır.”
“Kıvılcımlı bize üst üste yığılmış tozlu kitaplar destesi değil, büyük bir cephanelik bıraktı”
Gezi Direnişi’ne de değinen Seçkin Tan konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Hikmet Kıvılcımlı’nın bıraktığı gelenek, devrim mücadelesi tarihinde kuruyan bir damar değil kendini sürekli yenileyerek ve zenginleşerek devrim okyanusuna bağlanan güçlü bir kanal olacaktır. O’nun mücadele bayrağı İsmet Demirler’den, Kenan Budaklar’dan, Mehmet Latifeciler’den geçerek bizlere ulaştı. Cumhuriyet tarihinin en büyük isyanı daha çok taze ve hala zihinlerimizde. Elbette bu isyan sırasında bedeller de ödendi. Yoldaşımız Mehmet Ayvalıtaş Gezi isyanının ilk şehidi oldu. Mehmet yoldaşı ve diğer Gezi şehitlerini de burada, Kıvılcımlı’nın mezarı başında anmayı görev biliyoruz. Anıları mücadelemizde yaşayacak.”
Törenin ardından Kıvılcımlı’nın işçi sınıfı içerisindeki öğrencisi işçi sınıfının yiğit önderlerinden Yapı İşçileri Sendikası (YİS) Genel Başkanı İsmet Demir mezarı başında anıldı.
Topkapı Mezarlığı’ndan ayrılan SODAP’lılar sloganlar eşliğinde kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra Direniş Andı içerek etkinliklerini sonlandırdı.