[email protected]
SODAP SODAP SODAP
  • Anasayfa
  • Tarihimiz
    • Dr. Hikmet Kıvılcımlı
  • SODAP
    • Neden SODAP?
    • Program
    • Tüzük
    • Kurumsal Kimlik
    • Arşiv
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
  • Açıklamalar
  • Yayınlar
    • Sosyalist Dayanışma Dergisi
    • Direniş Dergisi
    • Yol Dergi
  • İletişim
  • Bağış Yap
SODAP'a Katıl
  • Home
  • /
  • Mehmet Akyol
  • /
  • Kayserilinin Taşeron Hesabı – Mehmet AKYOL

Kayserilinin Taşeron Hesabı – Mehmet AKYOL

4 Nisan 2016

Başbakanın, AB ile Türkiye arasında mülteciler konusunda yapılan anlaşma üzerine halkın anlaması için söylediği vecizi ifade, aslında hükümetin ekonomi konusundaki temel düşüncelerinin bir özeti gibi: İstenenin yarısını vermek, verilenin iki mislini istemek. Bir palto almak için pazarlığa girişen Kayserilinin yaptığı pazarlıktan bıkan mağaza sahibinin paltoyu bedava al git demesi üzerine o zaman iki palto istemesi gibi.

Bunun ilk örneğini asgari ücret konusunda yaşadık, net 1300 lira vaadi sonucu çalışanın cebine giren para şimdilik artmış gibi, yıl sonunda ise asgari ücretle çalışanlar ceplerine giren para ile bir yıl öncesine göre daha az ihtiyaçlarını karşıladıklarını görecekler. Taşerona kadro vaadi de aynı minvalde sürüyor. Son seçimde kamuda çalışan tüm taşerona kadro sözü veren AKP iktidarı, sözünü yerine getirmiş olmak için önce şapkasından bir özel sözleşmeli personel tavşanını çıkardı. “Ne oluyor?” demeye kalmadan bakanlar açıklama yapmak için sıraya girdiler.

Aslında hala ortada somut bir şey yok, sadece bu düşünce doğrultusunda yapılan ilk çalışmalar var. Önce bakanlara görev verildi, kaç taşeronu kadroya alabilirsiniz sorusuna cevap istendi. Bakanların verdikleri rakamlar alt alta sıralanınca ortaya 150 bin gibi bir rakam çıktı. Oysa kadro bekleyen resmi rakamlara göre 720 bin taşeron çalışan vardı, her şeyini “muhteşem bir şekilde” yapan hükümete bu yakışmazdı.

Öte yandan kamuda çalışan taşeronlar açtıkları davaları birbiri ardına kazanarak hem kadro hem de geçmişe yönelik haklarını almaya başladılar. Seçim öncesi mahkeme kararlarının bir kısmını yerine getirerek kadro verilmesini, “kadro veriyor” makyajı ile kamuoyuna sunanlar, bu durumda olanlara verilecek kadro ve tazminatların deyim yerinde ise bütçeyi devirmesinden korkmaya başladılar. Buna yeni bakanın bütçeyi denkleştirmek için kaynak arama arayışını ekleyin, işte karşınızda hükümetin en yeni atraksiyonu, “Kadro olmadı özel sözleşme verelim.”

“İster asıl iş olsun, ister yardımcı iş olsun, dışarıda kalan tek bir taşeron işçisi kalmayacak inşallah” ve “Ayrımsız şartsız tüm taşeron işçilere kadro” diyen Başbakan’ın bakanlarının söylediklerinden anlaşılanlar şunlar

– Bu uygulamayla kamuda taşeron işçi yerine devletin kendisinin şirket mantığıyla hareket ettiği bir sistem getirilecek. Özel istihdam bürolarının önü açılabilecek.

– İşçiler, daimi işçi olarak değil 3 senelik sözleşmelerle kadroya alınarak “özel sözleşmeli personel” olarak çalıştırılacaklar.

– İşçiler geriye dönük haklarını talep edemeyecekler. En önemlisi de 10-15 yıldır çalışan bir işçi bu statüde kadroya geçtiği andan itibaren kazandığı kıdem tazminatı hakkından vazgeçmiş olacak.

– Taşeron işçiler bugüne kadar dava açarak alabildikleri 52 günlük ikramiyelerinden de vazgeçecek. – Taşeron işçiler hâlihazırda aldıkları ücret üzerinden bu statüye geçecekler.

– İşçilerin toplu sözleşme hakları ellerinden alınacak. Atama, tayin, görevde yükselme gibi haklar tanınmayacak.

– İşçilerin kadroya alınması için sınav uygulanacak fakat bu sınavların ne içerdiği ise bilinmiyor.

– Kadroya alınacak işçiler hakkında “güvenlik araştırması” yapılacak. AKP’nin kadrolaşmasının önü açılacak, muhalif işçiler kadroya alınmayacak.

Kısaca taşeron işçiler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki hiçbir statüye benzemeyen, tümüyle yeni icat edilen bir statü ile güvencesiz çalıştırılacak. Taşeron işçilerin kazandığı sayısız mahkeme kararı ile daimi işçi olarak kadroya alınması gerekirken ve kazandıkları tazminatların verilmesi gerekirken bu yeni uygulama ile hukuksuzluğa göstermelik bir hukuk kazandırılmak isteniyor.

Kazanılmış hakların maliyeti 2,5 milyar. Bu zamana kadar taşeron firmaların aracılıkla aldıkları da o kadar. Kısacası bu proje ile bütçe en az 5 milyarlık yükten kurtulmuş olacak. İşte Kayseri pazarlığının mantığı, kısacası alacaklıyı borçlu haline getirmek.

Taşeron işçiler Başbakanın dediği gibi ayrımsız tüm çalışanlara kadro istiyor, özel sözleşme gibi oyalamaların sona ermesini istiyor, gerisi hikaye.

[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-akyol-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]

Share:
prev post next post

Son Yazılar

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım
  • En asgari 15 bin
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama bütçe
  • 1 Mayıs Bildirisi​
  • Yaşanacak Bir Ülke Yaratacağız

Son Yorumlar

  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Trump Üçüncü Dünya Savaşına mı Hazırlanıyor? – Mehmet YILMAZER | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Tegucigalpa Dersleri | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için 2019 Savaşları | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Demokrasiyi Boğan Anti-Amerikancılık – M. Sinan MERT | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Eksen Kaymasında Son Durum – Mehmet YILMAZER | SODAP

Categories

Recent Posts

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım

    Aralık 20, 2022
  • En asgari 15 bin

    Aralık 12, 2022
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama

    Kasım 23, 2022

Archives

Meta

  • Giriş
  • Yazı beslemesi
  • Yorum beslemesi
  • WordPress.org

SODAP

Sosyalist Dayanışma Platformu

Twitter Facebook Instagram Youtube

Copyleft © 2021