Karakas ve Delhi Arasında
7 Aralık 2009 Reuven Kaminer / www.venezuelanalysis.com
Çeviren: Ayşe TANSEVER
Geçen ay, Kasım 2009’da solun uluslararası iki önemli konferansının eş zamanlı yapılması sırf bir rastlantı olamaz. Bir tanesi, 11. Uluslararası Komünist ve İşçi Partileri toplantısı Hindistan, Yeni Delhi’de yapıldı, Delhi Kararları (DK) açıklandı. Venezüella Karakas’ta ise, sol partilerin dünya toplantısı yapıldı ve Karakas Bildirgesi (KB) yayınlandı.
İki belgeyi karşılaştırmak kolay değil çünkü Delhi Kararları (DK) Karakas Bildirgesi’nden (KB) yaklaşık 3 kere daha kısa, çok daha genel ve özgül. KB somut mücadelenin çeşitli cephelerindeki ilerici duruşları sıralamasının dışında uluslararası düzeyde önemli girişimler öneriyor.
İkisinin yaptığı çağrılarda da önemli farklılıklar var. Ancak ikisinin de birbirlerine ters ya da alternatif olarak yazılmadığını vurgulamak gerekir. İçerikten çok, şekil olarak var olan farklılıkları incelerken aşırıya kaçma tehlikesi vardır.
İki metinde de genel olarak sosyalizme çağrıyı daha somutlaştırma isteği göze çarpıyor. İki belge de kapitalizmin içinde bulunduğu krizi inceleme ve krize sosyalist bir çözüm getirme teması üstüne oturuyor. Motivasyon açıktır. Kapitalizmin içinde bulunduğu kriz, acil teorik ve politik bir sorun olarak sosyalizm sorununu ortaya koyuyor. Kriz ayrıca ekonomideki sınıf işbirliği açısından sosyal demokrasiye ve ekonomide her şeyin kendi kendine işleyeceği inancına bir darbedir. Bu temel sorunda DK ve KB’nin ortak duruşu, birlik ve işbirliği için geniş bir temel sağlayabilir diye umutlanılabilir. İki konferans da sosyalizm talebine yeniden bir şekil vermeyi ve onu acil sosyo-politik bir konu haline getirmeyi umuyor. Artık günümüzde sosyalizmi soyut bir perspektif olarak görmek yeterli değildir. Eğer sosyalizm bir anlam taşıyorsa, günümüz krizine en güvenilir ve en iyi çözüm olarak kendisini sunmak zorundadır.
Sosyalizm Nedir?
Sosyalizme bakışlarında iki belge arasında önemli farklılıklar gözleniyor. KB açıkça 21.yy sosyalizmi diyor ve Chaves’in Sovyetler Birliği’nde Stalinist deformasyon konusunda açıkça övücü olmayan söyleyecek şeyleri var. Chaves ve Venezüella’nın Latin Amerika ittifakları ABD emperyalizmi ile mücadelenin başını çekseler de, KB emperyalizme karşı mücadele ve ulusal bağımsızlığın yeterli olmadığını açıkça söylüyor. Kısacası anti-küresel hareketlerin “daha iyi bir dünya mümkündür” gibi temel sloganlarının ötesine geçmelerinin zamanı gelmiştir. Kapitalist küreselleşmeye karşı hareket, kendisini sosyalizm uğruna daha devrimci bir hareket haline dönüştürmelidir.
DK özellikle daha temkinli ve Latin Amerika’daki günümüz görüntüsünü tanımlamada tutuktur. Latin Amerika’daki mücadeleyi bir savunma cephesi olarak temellendirir: “Latin Amerika’daki günümüz halklar ve işçi sınıfı eylemleri, hakların nasıl korunabileceği ve mücadele ile kazanılabileceğini gösterdi” denilir. (www.11IMCWP.in) Olumlu ama soğuk olarak değerlendirilebilecek bu DK değerlendirmesi ile KB’nin bu ve diğer önemli stratejik sorunlara bakışındaki farklılık çok dikkat çekicidir.
DK’nın temel talepleri ile kolayca uzlaşılabilmesine karşılık söylemleri yavan, özü kısırdır. DK’nın kapitalizme karşı savları ayrıntılı ve açık olmasına karşın aynı belgede sosyalizmin rolünün belirsizliği hemen göze çarpan bir farklılıktır. Daha açık söylersek, günümüzde sosyalizmin gelişmesine yeni bir öncelik verme zorunluluğuna karşın, sosyalist alternatifin tarihsel ve çağdaş olarak çizilişinde derinlik olmayışı hemen kendini ortaya koyuyor. Kimse DK’dan her şeye uyan tek bir sosyalizm formülü beklemiyor ama bu konudaki değişik görüşleri ve sosyalizm yolundaki farklıların ayrıntılı incelenmesi ihtiyacını da görmemezlikten gelemeyiz. Bu temel konuda komünist hareket içinde çeşitli ideolojik eğilimler ve politik yaklaşımların olduğu elbette bir gerçekliktir. Sosyalizm gerçekten gündemde olacaksa, bu eğilimlerin ve önlemlerinin tartışılma ihtiyacı bastırılamaz.
DK haklı olarak “Emperyalizm Sovyetler Birliği’nin ölümü ile kendine bir can simidi buldu” ve “sosyalizmin modern toplum çerçevesini çizmedeki başarıları ve katkılarını silemedi” diyor. (www.11IMCWP.in) Buna rağmen Sovyet projesine en ufak bir eleştiri getirilmiyor. Sovyet sosyalizmi ve onun acı çöküşünü doğuran zaaflarla ilgili herhangi bir tartışmadan tamamen kaçınılması büyük bir sorundur. Bu büyük bir zaaftır ve bu konudaki suskunluk sosyalizm düşmanlarının sosyalizme saldırılarına kapı açacaktır. Ayrıca çok sayıdaki ciddi ilerici açısından komünistlerin bu soruna bakışları çok önemlidir.
Bolivar Devrimi İlerliyor
KB’nin tarihi, Chaves’in 2005’te “21. yy sosyalizmi”ni ilan edişi ve Venezüella’da yeni, kitlesel, devrimci bir parti kurma temeline oturur. Venezüella, Bolivya, Ekvator ve Paraguay’da Bolivar devriminin gelişip kök salmasını, devrimci ve bağımsız Küba ile tarihi bağlar kurulmasını buraya eklemek önemlidir.
ABD emperyalizminin politik, ekonomik ve askeri yollarla Bolivar devrimini yalnızlaştırmak ve altını oymak için sürekli düzenbazlıklar yapması ise, bu alanın günümüzde emperyalizme karşı savaşta ne kadar önemli olduğunun inandırıcı kanıtıdır.
KB, DA’dan farklı olarak taraf olma ve fikirler geliştirmede öneriler yapmaktan kaçınmıyor. Solun ortak eylemler yapabilmesi için yeni platformlar yaratmada ayrıntılı planlar öneriyor: (1) Üzerinde hemfikir olunan politikalar doğrultusunda ortak gündemi koordine edecek Geçici Yürütme Sekreterliği (GYS) kurma; (2) Dünya Barış Hareketi örgütleme; (3) Kamu iletişiminde, özel kurumlar geliştirmek ve medya savaşını kazanmak.
Bütün bu yukarıda sayılanlar eğer doğru düzgün uygulanırsa barış ve sosyalizm mücadelesine güçlü bir canlılık gelecektir. Ama Chaves ve Venezüella liderliği bu girişimlerin ötesine geçerek 5. Enternasyonal’in yeniden kurulması doğrultusunda yeni, cesur bir öneri getirdiler. “Kasım 19–21 tarihleri arasında Karakas’ta birçok ulustan sol politik partiler, Komutan Hugo Chaves Frias’in, sosyalist eğilimli parti, hareket ve akımların emperyalizme karşı mücadelelerini birleştirip, kapitalizmi devirerek sosyalizmi kurmaları ve ekonomik kaynaşmaya dayalı yeni tip bir dayanışma çerçevesinde ortak bir strateji oluşturabilecekleri alan yaratacak olan 5. Sosyalist Enternasyonal’i toplama önerisini öğrendiler.” (www.venezuelanalysis.com )
Yeni Enternasyonal Yolunda Çeşitlilik ve Tartışma
Çağımız solcu ve öğrencileri, marksist enternasyonalin pratiği, kavramları ve hedefleri kadar, idealleri doğrultusunda maddi ve örgütsel temel alanı yaratmanın tek aracı olan enternasyonalin karmaşık sorunlar içerdiğini bilirler.
Chaves yeni enternasyonal tartışmalarının en başında, önceki girişimlerin tarihsel sonuçlarını nasıl anladığını özetlemeyi önemli gördü. Bu görüşler Kiraz Janicke’nin Chaves’in Karakas konuşması üzerine yazdığı raporda özetlendi ve resmi Venezüella web sitesinde yayınlandı: “Konuşmasında Chaves daha önceki enternasyonal deneylerini kısaca özetler: 1864’de Karl Marx tarafindan kurulan 1. Enternasyonal; 1889’de kurulan ama 1. Dünya Savaşı’nda emperyalistler arası sürtüşmeler sırasında çeşitli sol parti ve sendikaların kendi kapitalist sınıfları yanına geçmesi ile 1916’da çöken. 2.Enernasyonal; Rus devrimcisi Vladimir Lenin tarafından kurulan 3. Enternasyonal Stalinizm döneminde Chaves’e göre “yozlaşmış” ve dünyadaki sosyalizm mücadelelerine “ihanet etmiştir”; 1938’de 4. Enternasyonal Leon Trotsky tarafindan kurulmuş ama sayısız parçalanmalara uğramış ve bazı guruplar onun politik devamı olduklarını iddia etseler bile artık yok olmuştur. Chaves yeni enternasyonalin “dayatmasız” işlemesi ve farklı bakış açılarına saygı göstermesi gerektiğini söyledi.” (www. venezuelanalysis.com)
Yukarıda çizilen çerçevede Chaves’in önerisi ve çeşitli örgütlerin ilk reaksiyonlarından kalkarak herhangi bir sonuca sıçramak acelecilik olur. Chaves’in ana başlıklarındaki tarihsel ‘imaları’ dikkate almamak akıllıca olmasa bile, ben öneriden ‘demokratik merkeziyetçiliğe’ dayalı bir enternasyonale geri dönülmeyeceği sonucunu çıkarıyorum. Tarihsel olarak enternasyonal, merkezi disiplin altında bir çeşit dünya partisi fikriydi. Chaves’in çeşitlilik içinde birlik kavramı ile sanki yeni bir enternasyonal kavramı önerdiği vurgusunu yapmak önemlidir.
Chaves projesi her bakımdan politik arenaya bir bomba gibi düşmüştür ve emperyalizme karşı sosyalizm için mücadelede enternasyonalin rolü konusunda yeni ve geniş kapsamlı tartışmalar başlatacaktır. Bu tartışmalar ideolojik ve politik bilincimize ancak zenginlik katar. Sürecin daha çok başındayız ve aceleci yargı eğiliminden kaçınmak akıllıca olacaktır.
Not: Bu yazı Marxmail listesine Reuven Kamine tarafindan yollanan mektuptan alınıp yeniden yayınlanmıştır.