Neoliberalizm denen başbelası, Yunan halkından dün öyle bir şamar yedi ki artık cehennemine yuvarlanması çok daha kolay olacak.
Yunan halkı, Osmanlı esaretinden kurtulan ilk balkan halkıdır. İngiltere’nin itelemesiyle Küçük Asya’nın işgaline girişmelerine karşı Yunanlı komünistler çok güçlü bir kampanya yürütmüşlerdi. 1922 yılında Türk ordusunun taarruzu karşısında çözülmelerinin önemli bir sebebi de yunan komünistlerinin düzenlediği askeri grevdi. Komünistler 2. Dünya Savaşı’nda İtalyan ve Alman işgallerine karşı çok güçlü bir partizan hareketi örgütlemişlerdi. O yüzden savaş bittiğinde aslında iktidar fiilen komünistlerin elindeydi. ABD, İngiltere ve SSCB arasında Yalta’da yapılan anlaşmada Sovyet etki sahasının dışında kalması kararlaştırılmış olmasaydı komünist bir devletin kurulması içten bile değildi. Stalin KKE’nin elini tutunca İngilizler apar topar Papandreu’ları iktidara getirdi.
1974’te Albaylar Cuntası Politeknik Direnişi’nin ve onlarca üniversiteli öğrencinin katledilmesi sonrasında yıkılıp gitti. Yunanlılar cunta yönetiminin ağına bir daha asla düşmediler. Her 17 Kasım’da hala binlerce kişi Politeknik Üniversitesi’nden ABD Konsolosluğu’na yürüyerek cuntayı ve emperyalizmi lanetlerler.
Kapitalizmin, işçi sınıfına verdiği tavizleri geri almak adına hayata geçirdiği neoliberal karşı devrim 2008 krizine rağmen hegemonyasını hala büyük oranda sürdürüyor. Bu durum neoliberalizmin başarısından ziyade devrimci güçlerin kapsamlı bir karşıt hegemonya projesi ortaya koyamamasından kaynaklanıyor. Sanayisi görece geri ülkeleri kendi iç pazarına haline getirmek için AB’yi ve Euro’yu kullanan Alman-Fransız sermayesi, kendi üretim altyapılarını finanse etmek için ucuz kredilerle tüketim çılgını haline getirdikleri Güney Avrupa ülkelerini bugün kriz sopasıyla köle haline getirmeye çalışıyorlar. Neoliberalizmin mottosudur: yoksulluk yoksulların, işsizlik işsizlerin kendi suçudur. Bugün de Yunan halkını, kendi yarattıkları borç batağının ve yıkım düzeninin sorumlusu ilan etmek istediler. Sözüm ona aynı birlik çatısı altında oldukları 10 milyonluk bir halkı açlıkla terbiye etmek istediler. Parasızlıkla korkutarak koca bir ülkeyi teslim alabileceklerini düşündüler. Fakat SYRIZA öncülüğünde Yunan emekçiler, ezilenler bu oyunu bozdu. SYRIZA referandum hamlesiyle yıkımın faturasının üzerine yıkılmasına dönük oyunu bozmuş oldu. Chavez’in Venezüella’lı parababalarının ve emperyalistlerin heveslerini onlarca referandumla yıkması gibi SYRIZA da Troika’nın ve paranın egemenliği imgesini Ege’nin masmavi sularına gömdü. Krizi yaratan Yunan sağı ve sosyal demokrasisi kreditörlerin ayakçılığına soyunurken Yunan solu, ulusal onuru da bayraklaştıran bir tutumla tek başına oyların %60’ından fazlasını almayı başardı. 21. Yüzyıl sosyalizminin gölgesi sınırlarımıza dayandı. Avrupa’da düzen karşıtı sol bu geceden sonra ayaklarını yere çok daha sağlam basacaktır.
SYRIZA’nın politikaları Atina’daki parti merkezine oldukça yakın bir binada kurulu Nicos Poulantzas Enstitüsü’ndeki tartışmalarda şekilleniyor. Poulantzas emekçilerin mücadelelerinin devlet içinde edindikleri mevzilerle sokağın koordineli gelişimini esas alan mevzi savaşını esas alan bir yapısalcı Marksistti. Faşizm ve kapitalist devlet çözümlemeleri bugün hala çok önemli bir noktada duruyor. Poulantzas’ın ruhu 5 Temmuz’da Troika’nın kabusu olmuş gibi gözüküyor.
Rojava’da ve Ege’nin diğer ucunda yeni bir dünyanın umutları filizlenirken bizlerin sorumluluğu daha da büyüyor. Arçelik LG işçisine polis saldırısının da gösterdiği gibi sanayi işçisi AKP hegemonyasının kozasını çatlatmaya çalışıyor. İşçi sınıfının bu kabarışı neo liberalizm karşıtı bir politik hattın toplumsallaşma olanaklarını sergileme açısından da oldukça önemli. Sınıfsal gerilimin çok daha görünür hale geleceği bir politik atmosferin içine doğru giriyoruz. Eğer bu gelişmelere uygun bir konumlanma inşa edebilirsek Atina ve Kobane arasındaki birleştirici ayağı yaratabiliriz.
Yunanistan- Türkiye- Kürdistan Birleşik Devrimi dünyanın en güzel ülkesini yaratır!
[button link=”www.sodap.org/m-sinan-mert-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]