Birçok uzmana göre IŞİD’a karşı kurulduğu söylenen koalisyon özünde “gönülsüzler koalisyonu”dur. Daha önce de gördüğümüz üzere dünya basını ABD’nin Bush dönemindeki gibi yeni bir koalisyon kurduğu ve tüm dünyanın buna katıldığı propagandasını yapıyor. Kerry, Ankara ve Bağdat, Cidde, Kahire vs gibi Arap ülkelerini dolaştı ve bölge ülkelerinin IŞİD’a karşı koalisyon kurduklarını açıkladı. İmzalar atıldı. Kim videolarını izlediğimiz IŞİD vahşetinin arkasında olabilir ki?
Kerry arkasında yine bu ülke liderleri ve Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve Çin’in katıldığı bir toplantı yaptı. Burada da aynı sonuç var. Kimse IŞİD terörüne karşı savaşılmasına karşı değil. Onay verildi. Rusya ve Çin bile imza attılar. Hatta Paris’teki karara Türkiye bile imza attı. Yani demek ki iki sözde koalisyon anlaşması arasında farklar vardır.
Hiçbir koalisyon anlaşmasında somut bir eylem planı yoktur. Kimin bu saldırıya el vereceği konusu belli değildir. Cidde’de imzalanan belgede operasyona yardım biçimi 7 kalemde sıralanabilir. Üs kullanımına izin, hava saldırılarına katılma, insani yardım, silah ve asker verme, eğitim yapma, IŞİD’in finansal ve sınırlardan geçiş desteğini kesmek. Bu maddelerin hepsine evet diyen ABD dışında sadece Irak vardır. Irak zaten olayın merkezidir. Arap ülkelerinin ortak katıldığı nokta insani yardım, finansal kaynak akışının kesilmesi ve elemanların sınırlardan geçişinin durdurulmasıdır. Bir de Suudi Arabistan üslerinin kullanılmasına izin vermektedir.
Ortada bir de IŞİD’a finansal yardımın kesilmesi ve sınırdan geçişlerine izin verilmemesi vardır. Bunu Suudiler ve Katar emirliğinin desteklemesi ilginçtir. Çünkü şimdiye kadar destek genel olarak bu ülkeler üzerinden geçiyordu. Belki bundan sonra da göz yumulması olasıdır.
Ankara’nın da IŞİD’a yardım konusunda adı çıkmıştır. Her ne kadar Erdoğan şimdi IŞİD’in elinde olan Suriye petrollerinin sınırdan geçmesine “iftira” dese de arada petrol boru hattının döşendiği haberleri bile var. Batı basını da tankerlerin sık sık geçtiğinin fotoğraflarının CIA’nın elinde olduğunu yazıyor. IŞİD saldırısına imza atmayan Ankara’nın el altından bu desteği vermesi de pek olanaksız gözükmüyor.
Sonuçta kurulduğu söylenen koalisyon ne içerik olarak öyle gönüllerin, maddi ve askeri olanakların aktığı bir koalisyon değildir. Bol laf ve gösteriş doludur. İçi boştur.
Avrupa Desteği
Pazartesi Avrupa’da yapılan toplantı öncesi de İngiliz yardım çalışanının kellesinin uçmasını gösteren video ortalığa yayıldı. Bu şimdiye kadar IŞİD’ı bombalamayacağını, yani askeri olarak katılmayacağını açıklayan İngiltere’yi savaşa sokmak için mi, yoksa korkutmak için mi yayınlandı belli değildir. ABD’nin hemen hemen her konuda yanında olan İngiltere bu işe ilk kez katılmıyor. Kafa uçurma videosu bile fikrini değiştirmedi. Ama bir yandan da Dışişleri Bakanı bombalayacaklarını söylüyor. Çelişkili açıklamaların 9 ay içinde yapılacak genel seçimlerle bağlantısı olmalıdır. Hem İngiliz halkı savaşa karşıdır, hem de daha önce Parlamento Suriye’nin bombalanmasına izin vermemişti. Bir de Perşembe günü yapılacak İskoçya’nın Birleşik krallıktan ayrılma referandumu vardır.
Paris toplantısında Fransa güçlü görünmeye çalıştı. Hava saldırılarına Irak ve ABD’den sonra katılacağını açıklayan tek Avrupa ülkesi oldu. Hatta toplantı sonrasında Irak hava sahasında ilk uçuşunu yaptı ve Suudi üssüne döndü. Daha önce bu saldırıda ABD taşeronu olmayacağını açıklayarak kendi bağımsız hattını çizeceği koşulunu koydu. Yani koalisyon içinde böyle bir çatlak da vardır. Ayrıca Fransa, Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde savaş yürüttüğünden buraya ne kadar katkı sunacağı tartışmalıdır. Libya savaşında kendi askeri uçak şovunu yapmıştı bunu da öyle düşünebiliriz.
Birliğin en güçlü ülkesi Almanya insani yardım dışında Kürtlere silah yardımı yapacağını ama diğer şeylere katılmayacağını baştan açıkladı. Doğu Avrupa ülkeleri henüz karar vermediler, kafaları Ukrayna meselesinden karışıktır. NATO ve Avrupa ülkeleri orada askeri tatbikat yapıyorlar.
Paris kararına Rusya ve Çin imza atmıştır. Bilindiği gibi Çin tarafsız durmaya çalışsa bile Rusya koalisyonu Suriye ile işbirliği yapmaya zorluyor. İlginç olan tam toplantı sırasında Irak liderinin ulusal danışmanın Esad’ın yanına giderek bilgilendirmesi ve iki ülkenin IŞİD’a karşı ilişkilerini arttıracaklarını açıklaması oldu. Yorumcular bu görüşmeyi, Rusya’yı en azından Orta Doğu’da karşılarına almamak kadar, IŞİD’a saldırıda ABD ile Suriye arasında bir bağ olacağına işaret olarak da gösteriyorlar.
Ayrıca Ankara da bu anlaşmanın NATO kanadı olarak imza atmıştır. Rusya ve Ankara’nın imzaları, aslında Paris’teki “gönülsüzler koalisyonu” metninin Cidde’de imzalanandan daha gevşek olduğunun kanıtıdır. İŞİD’a karşı kurulan koalisyon özünde içeriği boş, yaptırım gücü pek olmayan, zaman süresi belirsiz, yuvarlak bir “terörizme karşı” lafı etrafında birleşmeye çalışan bir görünümdedir. Teröre evet diyecek ülke mi var? Günümüz çok kutuplu dünyası olsa olsa ancak bu kadar löse bir ortaklıkta bir araya gelebilirdi.
Öyleyse böyle bir koalisyon sevdası kimin işine yarayacaktır sorusunu sormak yerindedir. Bu koalisyonun temeli aslında son NATO toplantısında atıldı. Toplantıda ABD’nin büyük silah tekellerinin temsilcileri vardı. Bilindiği gibi küreselleşme, silah tekelleri ile küreselleşmeden çıkarı olanları birbirinin karşısına koydu. Hatta Ukrayna olayının bir Avrupa, bir dünya savaşı seviyesine tırmanma tehlikesine karşı sesler iyice yükseldi. Bize göre Batı IŞİD’a karşı koalisyon ile silah tekellerine Orta Doğu’da bir alan açma sevdasındadır. Şimdiye kadar atılan 170 kadar bombanın bu tekellerin ceplerini doldurmaya hizmet ettiği açıktır. Bundan sonra atılacaklar da gene bu işe yarayacaktır. Bunların finansal kaynağının da Petro dolarlardan elde edileceğini düşünmek sanırız yanlış olmayacaktır. Orta Doğu petrol zenginliği bir kez daha Arap halklarının üstüne bomba olarak düşecektir. IŞİD’ın ebesi olan ABD ve İsrail gizli servisi Mossad’ın perde arkası hesapları bu olmalıdır. Suudi Arabistan, Arap Emirlikleri, AKP iktidarı da bu emelin piyonları olarak tarihe geçeceklerdir.