Gençler ve Politika-Paraguay Genç Sosyalistleri
Ayşe TANSEVER
7 Ekim 2008
Eski devrimciler günümüz gençliğine bakıp ne diyeceklerini düşünüyorlar. Okuyan ve enerji dolu genç insanların, toplumlarının sorunlarını görüp buna çareler arayıcı yönelişlere kayacakları düşünülürdü. Emperyalist dünya düzeni içinde kurtuluşu radikal sol çözümlerde görmeleri kaçınılmazdı. Yüzyıllar boyu da gençliğin böyle devrimci, ilerici özelliği yaşanmıştır. Genç enerjileri ve gözü kara oluşları ile ileri atılmaktan kaçınmaz, toplumları radikal yönelişlere götürebilirlerdi. Sovyetler Birliği çökene kadar da bu öngörüleri doğrulayan olaylar yaşandı.
Berlin duvarı yıkılması sonrası işler değişti. Kapitalist ülke gençleri, postmodern bir hayat felsefesi ile yaşamaya başladılar. Politikadan uzak, günlerini gün etmeye çalışan, günlük çıkarlar peşinde koşan gençler ortalığı kapladı. Küreselleşmenin tüm dünyaya yayılması, yani metalara gümrük duvarlarının bir şekilde indirilmesi ile bu gençlerin beyinleri “marka” giysiler ve çeşit çeşit tüketim malları özlemleri ile dolduruldu. Eski gençlerin devrimci özlemlerine ve eylemlerine “dinozorlar” anlayışı ile bakıldı. Onların nesli tükeniyordu.
Eski sosyalist sistem gençleri de aynı mantıkla açıklanabilecek eylemler içine girdiler. Enerjilerini, ülkelerini emperyalist sisteme yamama doğrultusunda kullandılar. Eski Yugoslavya’nın AB ve ABD çıkarları doğrultusunda parçalanmasında çok aktif bir yol oynadılar. Sonra Ukrayna’da “portakal devrimleri”nin öncülüğünü yaptılar. Ülkelerini Rusya etkisinden kopararak emperyalist çıkarlara yamanmasına hizmet ettiler. Sonra aynı şey eski sosyalist Orta Asya ülkelerine yayılmaya çalışıldı. Buralarda da gençliğin aktif rol oynadığı Batı yanlısı alt üstlükler yaşandı.
Sonradan bu gençlerin örgütlerinin arkasında Batı güçlerinin olduğu ortaya çıkartıldı. Hatta birçoğu ABD büyük elçiliği tarafından yönlendiriliyordu. USAİD gibi çeşitli sivil toplum örgütleri Batı gizli servislerinden aldıkları yardımlarla gençleri maddi zenginliğe boğdular. Onların beyinlerini kendi ideolojileri ile yıkayıp enerjilerinden yararlandılar.
Sosyalizmin çökmesi sonrası gençliğin pasifleşip, postmodern felsefelere sarılması ya da gerici zeminlerde emperyalizmin uşaklığına soyunması Latin Amerika ülkelerinde de yaşandı.
Venezüella’da paralı üniversitelerde okuyan zengin gençler, Chaves iktidarına karşı kanlı sokak dövüşleri verdiler. Batı güçleri, deviremedikleri Chaves’i kendi gerici gençleri “deviriverir mi acaba?” diye hayallere bile kapıldı. Onların her yaptığını abartarak tüm dünyaya yaymaya çalıştılar. Onların da arkalarında ABD destekli gerici kaynaklar vardı. Sonunda Chaves, arkasında CIA olan bu yardım kuruluşlarının faaliyetlerini ülkesinde yasaklamak zorunda kaldı.
Gerici gençliğin aktif olduğu diğer bir ülke de Bolivya’dır. Bolivya’nın beyaz, zengin gençleri Bolivya yerlilerine karşı örgütlendiler. Faşist bir özellik kazandılar. Zengin eyaletlerin yoksul Bolivya’dan kopması için silahlı mücadeleye başladılar. Kolombiya’ya gidip, burada paramiliter güçler tarafından eğitime tabi tutuldular. Şimdi de ellerinde silahlarla, 21.yy sosyalizmi yolunda yürümeye çalışan Eva Morales hükümetine karşı mücadele veriyorlar.
Böylece Latin Amerika’da, ABD emperyalizmine karşı elinde silah savaş veren gençlerin karşısına gerici faşist bir gençlik örgütlenmiş oldu. Gerici devletin gençleri örgütlemeleri eskiden de çeşitli ülkelerde uygulanan şeylerdi; ama bu kez ABD ve AB sivil toplum örgütleri tarafından küresel olarak örgütleniyorlar.
Yeni Yaklaşımlar
Batı ülke gençliği hala emperyalist egemenlerinin beyin yıkamalarından kurtulmuş değiller. Var olan eski sol yapılar, hala daha kendi egemen sınıflarının 3. Dünya ülkelerini sömürmesinden aldıkları paylarla yaşamaya çalışıyorlar. Dünyayı böyle bulanık gözlükleri ile izliyorlar. Irak savaşına karşı oluşan eylemlilik, ne yazık ki Vietnam savaşına karşı olduğu gibi yeni bir gençlik hareketi yaratamadı. Ama belki son yaşanan finans krizleri, onların beyinlerini açmaya hizmet edici işlev görebilir. Anlaşıldığı kadarı ile bu konuda asıl görev, 3. Dünya yoksul gençlerinin eylemliliklerine düşmektedir.
Latin Amerika’da 21.yy sosyalizmini kurma yoluna çıktığını açıklayan ve “pembe devrimler” adını alan ülkeler, gençlerin enerjilerini ve beyinlerini doğru zemine çekmek, onları halkların çıkarları doğrultusunda örgütleme mücadelesi veriyorlar. Chaves, yoksul gençler için açtığı üniversitelerde onları bu ideolojiler doğrultusunda eğitmeye çalışıyor. Venezüella varoş gençleri yanında tüm Latin Amerika’daki gençleri okumaları için ülkelerine çekiyor. Burada eğitim gören gençler, ülkelerine döndüklerinde 21.yy sosyalizminin öncülüğünü yapmak doğrultusunda ideolojik olarak eğitiliyorlar. Başka şekilde söylersek; onların kafalarından emperyalizmin yanlış yönlendirmeleri silinip, gençlerin enerjileri doğru kanallara akıtılmaya çalışılıyor.
Paraguay Genç Sosyalistleri
Paraguay’da geçtiğimiz yıllarda, çoğunluğu üniversitede okuyan ya da yeni mezun olmuş gençler tarafından Sosyalizme Doğru Hareket Partisi (P-MAS) kuruldu. Yaş ortalaması 25 yaş imiş. Liderleri arasında da Venezüella’da eğitim yapmış gençler var. Adından da anlaşılacağı gibi P-MAS, 21. yy sosyalizmini kurmak amacını taşıyor. Chaves’in danışmanlarından olan Kübalı sosyalist ideolog Martha Harnecker bu gençlerin liderleri ile yaptığı söyleşileri bir kitap olarak yayınladı.
“Eğer 20. yy sosyalizmi çoğunlukla ideolojik, doktrinsel ayrılıklar ve iç sürtüşmeler ile parçalı bir özellik taşıyorsa, P-MAS, ‘21.yy sosyalizminin’ Paraguay’da Karl Marks ruhunun, pratik deneyle solda farklıklıları bir birlik içinde barındırdığı esnek ve çoğulcu bir ideoloji olarak kurulmasını hedefliyor” (Paraguay’da P-MAS, yazan Clifton Ross, 8 Eylül 2008, upsidedownworld.org ). P-MAS üyeleri olaylara siyah beyaz olarak değil, daha renkli bakmaya çalışıyorlar.
Afişlerinden anlaşıldığı kadarı ile P-MAS ilk olarak Kilise’yi hedef tahtasına oturtmuş gibi gözüküyor. Cesaretlerini böyle göstermeye çalışmışlar. Kampanyalarından biri, eş cinselliğin toplumda normal karşılanmasını sağlamak. Kiliseyi karşılarına alan ikinci kampanya yine cinsellikle ilgili. Kondom kullanılmasını teşvik ediyorlar: “Kondom da kapitalizme karşı silahtır” diye afiş yazısı renkli renkli kondomlarla süslenmiş. Belki daha anlayışla karşılanabilecek afişlerden bir tanesi ise şöyle: “Sağlığı korumak da devrimci bir iştir.”
Eski sosyalist düşüncede olanlar için, bir sosyalist partinin böyle kampanyaları benimsemesi garip gelebilir. Lideri şöyle savunuyor: “Paraguay Latin Amerika’nın en tutucu ülkelerinden biri. Bunları yaptığımız için insanlar bizi deli olarak suçlamaya kalktılar. Bunları yaptık, çünkü yapmamız gerektiğini düşündük ve harika oldu.” (ay)
Daha ‘aklı başında olan’ insanlar P-MAS’a yapmadıkları şeyleri yapmaya zorlamışlar ama önerilerin hepsi yanlış çıkmış. ‘Aklı başında’ önerilerin temeli uçkun sosyalist sloganlardan vazgeçmek olmuş. Onlar ise son seçimlerde radikal sloganlar benimsemişler ve buna rağmen oylarını yapmayanların aleyhine arttırmışlar. “Yani insanlar sol radikal söylemleri benimsiyorlar. Onları kabul ediyorlar. Onları istiyorlar.”diye ekliyor aynı lider.
Seçimler sırasında “ABD’den yardım aldıkları” suçlamaları yöneltilmiş. Kendilerine göre böyle karalanmaya çalışılmışlar. Ama sonuçta bunlardan aklanarak çıkmışlar. P-MAS, sattıkları kitaplar, tişörtleri ve militan üyelerinin bağışları ile kendilerini finanse etmeye çalışıyor.
Bir de zengin çocukları oldukları öne sürülerek karalanmaya çalışılmışlar. Ama üyelerinin birçoğu başkentin en yoksul varoşlarında yaşıyorlar. Karton kutulardan “evlerde” oturanları var. Yoksul işçilerle birlikte yaşıyorlar. P-MAS, buradaki çöpler içine buldukları şeylerle yaşamlarını devam ettirmeye çalışan yoksul işçiler içinde örgütlenmeye çalışıyor. Bu nedenle
P-MAS, çöplerden recycling projesi oluşturmuş. Bu yolla onların hayatlarını kazanabilecekleri bir alan yaratmaya, işçilere bir geçim kaynağı yaratmaya çalışıyorlar. Parti üyeleri böylece işçilerle birlikte yaşayıp, seçimden seçime bu mahallelere uğrayan diğer sol örgütlerden farklılıklarını ortaya koymaya çalışıyorlar.
Gençlerin diğer bir kampanyası “kayıtsızlık ve sessizliğe” karşı. Eski diktatör Stroessner rejimi sırasında 4000’in üzerinde insan kaybolmuş. Tüm Latin Amerika ülkelerinde örneğin Şili ve Arjantin’de bunların sorumlularına çeşitli davalar açılır, suçlular zindanlara yollanırken, Paraguay’da bu süreç başlamamış. Kayıtsızlık ve Sessizliğe karşı kampanya ile Paraguay, “12 Eylülcülerinin” sorgulanmasının başlatılması mücadelesine soyunmuş.
Belki bu anlatılanlar Latin Amerika gençliğinden beklenebileceklerin epey gerisinde olarak düşünülebilir. Hatta bazı kampanyalarını yadırgayabiliriz. Latin Amerika gençliği devrimci olur olmaz silaha sarılmaktan başka çare bırakmayan keskin bir sınıf mücadelesi içine girmek zorunda kalırdı. Şimdi devrimcilerin iktidarda olduğu ülkelerde başka tür bir gençlik örgütlenmeye çalışılıyor. Bunlar ideolojik gelişmeye soyunmuşlar. Yoksul halkların gençliği kendisini silahsız savunma ve toplumunu başka ufuklara taşıma doğrultusunda siyasileşiyor.
Sosyalizmin yıkılışından sonra gerici zeminlere kayan gençliğin yeni ufuklarla tekrar dünya siyasetindeki ilerici rolünü almasının önünün açılmasını dört gözle bekliyoruz.