BASINA ve KAMUOYUNA
1857’den bu güne biz kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi sürüyor. Bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da emeğimizin sömürülmesine, cinsiyetçi politikalara, kadın cinayetlerine, savaşa, yoksulluğa karşı mücadele etmeye, meydanları ve sokakları terk etmemeye devam edeceğiz.
Biz kadınlar, bu yıl 8 Mart’a gezi isyanında sokakları doldurmuş, barikatların önünde direnmiş; kentine, yaşamına, haklarına sahip çıkmış; iktidar karşıtı bir öfkeyi büyütmüş ve mahallesinde meydanlarda bu direnişi örgütlemiş kadınlar olarak gidiyoruz. Gözaltılarda uygulanan tacize, şiddete, ince arama işkencelerine karşı yılmadık, direndik, teşhir ettik.
Yerel seçimlere çok kısa bir zaman kaldı. 11 yıllık AKP iktidarı biz kadınların emeğine, bedenine ve kimliğine dönük saldırı politikaları üretmekten başka hiçbir şey yapmadı. Kadının adını bakanlıktan siliyor, kadınların siyasi iradesini yok sayıyor.Biz kadınlar siyasette eşit temsiliyet, ve kadınlar için düzenlenmiş yaşanabilir kentler istiyoruz. Her ilçede parasız ve ulaşılabilir sığınmaevi, kreş, kadın sağlığı merkezleri istiyoruz. Bu kentlerde bizler de varız ve yok sayamazsınız.
AKP’nin kadın düşmanlığı sonucunda kadın cinayetleri artıyor. Kadınların boşanmalarını engelleyen, en az 5 çocuk diyerek kadını nüfus politikalarına alet eden, kürtajı kısıtlayan, yeni istihdam yasasıyla kadının çalışma hakkını gasp eden AKP kadınları yok saymaktadır, kadın cinayetlerine göz yummaktadır. Bizler susmuyoruz, sinmiyoruz kadın davalarına müdahil olmaya, kadın cinayetlerine, tacize ve tecavüze karşı mücadele etmeye devam ediyoruz. Kadınlar için adalet istiyoruz.
Biz kadınlar haklarımıza kavuşmak; demokrasi, özgürlük ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Kürt kadınlarının taleplerine iktidar kulak vermek zorundadır. Suriye’ye gizlice tırlarla taşınan silahlar AKP’nin savaş yanlılığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bizler biliyoruz ki savaş faturayı en ağır kadınlara ödetiyor. Suriye’deki kadınların uğradığı şiddet, tecavüz ve cinayet vakaları bunun bir kanıtıdır. Kendi coğrafyamızda da Kürt kadınları benzer bir muammeleyle karşılaşmaktadırlar. Kadınlar olarak savaş değil barış istiyoruz.
Biz kadınlar bedava emek deposu olarak görülüyoruz. Emeğimiz erkek egemen kapitalist sistemde yağmalanıyor. Ev işçisisi kadınlar iş yasasına alınmalı ve derhal İLO C 189 “Ev İşçilerine İnsana Yakışır İş” sözleşmesi imzalanmalıdır. Düşünün ki, bir devlet kendi eliyle kadın işçileri “sosyal politikam” diyerek kölelik koşullarında sigortasız çalıştırmakta ve emeğini sömürmektedir. Yaklaşık 400 bin KADIN ücret ve sosyal güvence yerine, asgari ücretin altında evlerinde engelli, hasta yaşlı bakmaktadır. O da herkese değil yoksulluk testinden geçebilenlere verilen yardımdır. Bu maaşlar da Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasından çıkacak söze bakmaktdır, her an kesilebilecektir.
Erkek egemen kapitalist düzene son verene kadar, cinsiyet eşitlikçi, özgür, eşit bir toplum yaratana kadar Gezi ruhuyla direneceğiz. Biz artık siyahlı kadınız, kırmızılı kadınız, gaz maskeli kadınız, sapanlı kadınız, barikattaki kadınız, kırmızı fularlı, puşili kadınız ve biz direnerek hayatımızı ve haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.
Kimsenin kimsenin efendisi olmadığı özgür ve eşit bir dünyayı birlikte yaratmak için.
8 Mart’ta alanları dolduracağız. Herkesi 9 Mart’ta Saat:12’de Kadıköy’e Mitinge Çağırıyoruz..
Esenyurt’lu Kadınlar