Ekonomik Tsunami ve Çareler
Ayşe TANSEVER
27 Ekim 2008
Ekonomik yardım paketleri çöküşü engellemeye yetmiyor. Borsalar kendilerini toparlayamıyor. Başka ne tür önlemler alınabilir? Merkez ülkeler harıl harıl kafa yoruyorlar. Çeşitli seviyelerde toplantı üstüne toplantı, zirve üstüne zirve yapılıyor. Fransa Devlet Başkanı, AB dönem başkanı Sarkozy “21. yy finans sistemini bir an önce geç kalmadan yaratmalıyız” diyor. Ayrıca bu krizin sorumlularının yani “altın paraşütlerle” krizden atlayıp kurtulanların bulunup cezalandırılmasını istiyor.
Seçime endeksli ABD senatosu bu suçluyu bulmanın belki bir işe yarayacağını düşünmüş olmalı ki bir inceleme komisyonu oluşturdu. Kendisinden açıklama beklenen başkişi elbette 20 yıldır ABD merkez bankası başkanlığını yapan Alan Greenspan oldu.
Alan Greenspan daha önce hazırladığı konuşmayı okurken şöyle dedi. “Yüzyılda bir yaşanan kredi tsunamisi yaşıyoruz. ” ( Pretenders, all of us, Chan Akya, 25 Ekim 2008 atimes. com) Bu açıklama ile borsalar tüm dünyada bir kez daha düştü. Greenspan’ın savunması çeşitli eleştiriler aldı. Savunmayı yazısından aktardığımız Chan Akya benzetmeyi şöyle eleştiriyor:
“Ayrıca böyle bir tsunami benzetmesi ile başlamak karışıklığı basit, çeşitli politika yanlışlıklar ile açıklamak yerine tahmin edilemez sismik bir olay olarak değerlendirmektir” diyerek karşı çıkıyor. Chan Akya bir yanıyla haklıdır. Yaşanan kriz elbette bir doğal afet ya da tanrı vergisi değildir. İnsan yapımı bir şeydir. Greenspan olayı böyle göstererek işe biraz kader havası vermek istiyor. Olayın suçlularının sorumluluğunu azaltmaya çalışıyor.
Atimes sitesi ekonomi yazarlarından Chan Akya şöyle diyor. “Paul (Alan Greenspan’e takılan kısa ad. bn. ) şöyle demeliydi ‘yüzüme gözüme bulaştırdım’”Yani Chan Akya ABD Merkez Bankası şefinin yıllardır yanlış politika uyguladığını itiraf etmesini istiyor. Beceremedim, yanlış yaptım, desin istiyor. Suç bende veya şu kişilerde şöyle yapılmamalıydı desin istiyor.
Oh, o zaman ne kadar güzel olurdu. Sarkozy de zaten böyle istiyor. Bir suçlu bulunurdu, cezası verilirdi. Ünlü spekülatör ve bu politikalardan milyarlar devşiren Saroz da eleştiriyor. Bush politikalarını suçlu buluyor. O nedenle de Obama’yı desteklediğini açılıyor. Onların derdi başka. Finans’ın bu kadar dizginsiz davranmasının yol açacağı büyük altüstlüklerden korktukları için daha dizginli gidilmeliydi, finans kazançları daha denetlenmeliydi diyorlar. Yani daha sosyal demokrat bir soygundan yanalar.
Alan Greenspan ana hatlarıyla yanlış filan yapmamıştır. Bir beceriksizlikten, işleri yüzüne gözüne bulaştırmasından söz etmekte mümkün değildir. O Finans-Kapital çıkarlarını, onların karlarına kar katmasını sağlayacak politikaları başarı ile uygulamıştır. Kapitalizmin özü bu değil midir? Kar kar kar… Greenspan’in uygulamaları finans güçlerinin daha çok kar etmesini sağlamamış mıdır? Hem de nasıl. Çok başarılı olarak milyonerleri milyarder, milyarderleri trilyoner yapmıştır. Bu zenginlerin tüm dünyayı sömürebilmeleri için gerekli olan politikaları belirlemiş ve dayatmıştır. Kendisinden bekleneni laiği ile yerine getirmiştir. Dibine kadar sağlam, başarılı kapitalist bir ekonomisttir. Kapitalist sistemin kendi mantığı açısında bir suçu yoktur.
Yeni liberal politikalar, yani özelleştirme, devletin ekonomiden elini ayağını çekmesi, merkeziyetçiliğin dağıtılması, zenginlerin vergi muafiyetinin arttırılması, sosyal yardımların en aza indirilmesi, yoksulların vergilerinin arttırılması, çalışma koşullarının esnekleştirilmesi demek değil midir? İşte bunlar yapıldı. Vurgun ile tüm halkların soyulabilmesinin bin bir biçimi geliştirildi. Bunu yaptığı için Greenspan suçlanamaz aksine yakasına madalya bile takılır. Greenspan bu anlamda haklıdır bu kapitalizmin bir tsunamisidir. Ama kapitalist sistem bir insan yapması olduğu içinde bu tsunami bir insan yapımıdır. Doğa vergisi tahmin edilemez bir şey değildir. Bu türden tsunamiler sistemin kendisi değiştirilirse pek ala engellenebilir. Yoksulların daha da yoksullaşması bir kader değildir. Elde olan önlenebilir bir şeydir.
Alan Greenspan bir kapitalist olarak elbette bir hata göstermeye ve suçu denetlenmeyen mortgage sistemine yüklemeye çalışıyor. “Neredeyse kırk yıldır etkin bir şekilde işleyen küresel ekonomik sistemde yanlış neydi? En açık olarak ev ipotek sisteminde sıkışma ve patlama olduğu aşikar. Eğer talep aşırı olmasaydı etkisi daha az, dolayısıyla iflaslar daha az olacaktı” (ay) Greenspan suçu ipotek sisteminde, bu ipotek düzeni bu kadar yaratan ve kabul edende buluyor. Bu kadar talep olacağı düşünülemedi diyor.
Chan Akya’da Greenspan’in bu açıklamasını şöyle yorumlayıp kızıyor: “Bütün suç kendilerine önerilen bu kadar krediyi reddetmek yerine kabul eden ve yoksulların bu kredileri geri ödeyebileceğine inanan benim zengin dostlarımdadır” demek istiyor. Sonra da Chan Akya kendi yorumunu getiriyor. Greenspan olarak madem böyle bir yanlışlık gördün öyleyse neden kredi verilmesini daha sıkılaştırmadın, gelir dağılımında ki bu çarpıklığı neden düzeltmedin diye soruyor. Sonra da dışarıdan akan milyarlarca dolar seni ülkede böyle bir balonun şişirilmekte olduğuna karşı uyandırmalıydı diye akıl öğretiyor. Ve tüm ekonomik krizin sorumluluğunu ipotek sistemini denetlemeyen Greenspan’ın omuzlarına yükleyiveriyor.
Chan Akya haklıdır Greenspan yoksul halkın ödeyemeyeceği bir borcun altına girmesinin önüne geçici önlemler almalıydı. Ama o zaman gene kapitalizmin mantığına aykırı hareket etmiş olurdu. Herkesin düşünce ve karar verme özgürlüğünü engellemiş olurdu. Yeni liberal politikaların mantığına ters davranmış devlete gene korumacı bir görev vermiş olurdu. İpotek bankaları böyle krediler vererek büyüyecekler, dünya benzerleri ile rekabet edeceklerdi. Aldatana helal, aldatılana da yuh olsun. Ayrıca kredi verilen kişiler asıl yoksullar değil işleri olan orta sınıflardır. Bu soygun orta sınıf soygunu, elinde birkaç kuruşu olanların soyulmasıdır. Greenspan bunu elbette engelleyemez engellemezdi.
Kandırılan yalnız Amerikan halkı değildir. Tüm dünya halkları kandırılmıştır. Tüm dünya küçük burjuvaları kandırılmıştır. ABD ve AB finans-kapitali ile kenetlenmiş dünya finans kapitali tarafından aldatıldılar. Onların kendileri için zenginlik anlamına gelen düşlerini orta burjuvalar kendileri için görme saflığına düştüler. Neredeyse tüm 3. Dünya ülkelerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de herkese, işi olsun olmasın bol bol ev kredisi, araba kredisi dağıtılmadı mı? İşi gücü olmayanların bile cebine birkaç tane kredi kartı konmadı mı? Bu ayranın yoğurdu nereden geliyor diye soruldu mu? Herkes sanki aldatılmak istedi. Aldatılmanın rehavetine kapıldı.
Greenspan sorunu, suçu değildir bu. Bu bir sistem sorunudur. Para ile para kazanmak, sömürmek üstüne kurulu bir düzen sorunudur. Eğer Greenspan Chan Akya’nın aklı gibi düşünse idi görevden alınırdı. Hiç şüphesiz yerine de bunları yapacak birileri bulunu verilirdi.
Greenspan devam ediyor konuşmasına:
“Son on yılda geniş bir risk yönetimi ve fiyatlama sistemi geliştirildi. Bu işten en iyi anlayan matematikçiler ve finans uzmanları en gelişkin bilgisayar ve haberleşme sistemleri ile donanmış bir şekilde çalıştılar. Nobel ödülü çok daha gelişkin pazarlara yönelik fiyatlama modelini keşfeden birine verildi. Bu modern risk yönetim paradigması on yıldır kullanılıyor. Ancak tüm bu entelektüel veriler geçen sene çöktü çünkü risk yönetim modellerine yüklenen veriler yalnızca son on yılın, yani umutlu güzel günler dönemini kapsıyordu. ” (ay)
Chan Akya Greenspan’in bu yorumunu şöyle eleştiriyor. “Bu işlerin nasıl yapılacağını hiç kimse bilmiyordu. Hatta Nobel komitesindeki geri zekalılar bile şaşırdılar… ” (ay)
Chan Akya’ya katılmıyoruz. Greenspan doğru söylüyor. Finans-Kapital güçleri son yıllarda tüm bilgisayar ve haberleşme tekniklerini karlarını daha fazla arttırmak için kullandılar. Onları hatta bu doğrultuda geliştirdiler, daha etkin hale getirdiler. En iyi burjuva okullarından mezun olan matematikçiler, finans uzmanları karları nasıl artırabilecekleri üzerine kafalarını yordular. Sistemler geliştirdiler. Gurular ortaya çıktı. Tüm şirketlere akıl hocalığı yaptılar. Dünya ölçüsünde sömürü sistemini dakikleştirmenin yollarını azami düzeyde arttırdılar. Görevlerini başarı ile yaptılar.
Greenspan bir hataya parmak basıyor. Verilere son 20 yıl deneylerinin konulduğunu söylüyor. Yani daha önce yaşanan krizlerin verileri bilgisayarlara yüklenmemiş. Ne kadar ilginç değil mi? 20 yıl demek Sosyalizmin çökmesi sonrası demek. Yani sosyalizm olduğu dönemde yaşanan veriler bir değer olarak alınmamış.
Bu neden olabilir? Yeryüzünde iki sistem varken soygun daha dikkatli yapılıyordu. Haklılar o yok ise soygun daha dizginsiz yapılabilir ve o günün verilerini bilgisayarlara yüklemeye gerek yoktur. Bu durumda acaba sosyalizm olmadığı için mi kapitalizm çöküyor sorusu akla geliyor. Eğer sosyalist sistem olsa idi halkların sömürüsü bu kadar dizginsiz olmayacak ve Chan Akya’nın dediği gibi halkların aldatılmasında daha bir temkinli olmak zorunda kalınacaktı. Ödeyemeyeceklere ev ve araba gibi krediler verilmeyecekti. Belki Greenspan de bunu ima ediyor hayıflanıyordur.
Yok, böyle olmasa gerektir. Kapitalist sistem kendi mantığının varacağı son konağı görüyordu. Soygunun böyle bir şeyle sonuçlanabileceğini az çok kestiriyordu. O nedenle de uluslar arası terör politikalarına sarıldı. Hem kendi ülkesinde yoksul ve yoksullaşacak halkların tepesine binmek için yasalar çıkardı. Ülke içinde polis devleti olma yolunu seçti. Bush faşistleşti. Dışarıya da ordular gönderdi. Kendi politik destekçisi iktidarları ve güçleri koruyacak güçleri destek olarak verdi. Benim soygunuma katılırken eğer halklar ayağınıza dolanırsa benim ordularım yanınızda diye ortaklarını yüreklendirdi, silahla donattı.
Soygunun böyle sonuçlanacağını elbette biliyorlardı. Kesin. Başka çıkışları da yoktu. Nasıl Greenspan sistemin bir kulu idi ise, sistem de kendi kuludur. Onun kendi mantığı vardır. Şu veya bu kişi ancak nüans yaratabilir. Aynen şimdi Obama ve McCain arasında sadece bir nüans olduğu gibi. Belki biraz daha usturuplu yapılabilirdi. Başka bir zaman dilimine yayılabilirdi. Ama asıl uygulanan hat mantığının tüm zorlamasına ve her an onun tehdidi ve saldırısı altında sürekli direnerek yapılabilir. Biraz daha yoksullar kollanarak yapılabilirdi. Ama o kadar.
Yok eğer Greenspan’in demeye getirdiği gibi sosyalizm olsa idi, o zaman yoksul halkları daha bir kollamak zorunda kalınırdı. Onun tehdidi ile daha temkinli davranabilirdi.
Sonuç aslında anlatımın kendi içinden çıkmaktadır. Eğer soyguna hayır denilecekse yoksul halk yığınları örgütlenmeli ve bu gidişe, bu sistemin işleyişine ve kendisine hayır demelidirler.
ABD halkında böyle bir kıpırdanma görülüyor. İpotekli mallara el konulması ve tahliye edilmelere son adı ile bir internet sitesi kurulmuş. Bizim gazetelerde de haber olarak çıktı. Evine haciz gelen, borç taksitini ödeyemediği için evden tahliye edilip sokağa atılan ya da atılmayı bekleyenler aralarında örgütlenmişler. Bunlara ilerici guruplar, kadın ve öğrenci örgütleri, sendikalar, sivil toplum örgütleri destek veriyorlar. Sitede yazılan talepleri aktaralım.
“-Evden çıkartmalar, ipotek borçlarının ertelenmesi için acil plan çıkarılsın.
-Eğitim, sosyal hizmet ve sağlıkta bütçe kesintilerine hayır.
-İşten çıkartmalar durdurulsun ve işsizlik ödentisi süresi arttırılsın.
-Kamu kurumlarının kapatılmasına son verilsin.
-Öğrenci, yoksul ve çalışanların borçları affedilsin.
-Kamu ve özel emeklilik fonları korunsun.
-Yaşam koşullarına uygun ücret verilsin.
-İşten çıkartmalara son verilsin.
-Gaz ve gıda fiyatları düşürülsün. ” (www.stopforeclosuresandevictions.org)
Halk, kendisi aç ve sosyal güvencelerden yoksun iken zenginlerin kurtarılmasına karşı tepki gösteriyor. “Bankaları değil insanları kurtarın” diye sokaklara dökülüyorlar. “İpotek bankerleri yalan söylüyor hile yapıyor” diye bağırıyorlar. New York başta olmak üzere çeşitli illerde gösteriler düzenleniyor. Bunların etkisi ne olacaktır, ne kadar yaygınlaşacaktır göreceğiz. Kandırılan halklar kandırıla kandırıla bir şeyleri öğrenecekler her halde.