Ezilenlerin Coşkun Selinin Önünde Durulmaz !
Çürümüş Düzenin Zorbalığı HDP’yi Durduramaz!
Halkların Demokratik Partisi (HDP)’ye dönük saldırıların sistemli ve açıkça devlet destekli bir görünüm kazanmış olması halklarımızın geleceğine sahip çıkma konusunda ortaya koymuş bulundukları iradeye egemenlerce verilen yanıttır. Bu yanıt, özgür ve eşit yarınları yaratma mücadelesinde HDP’yi yolundan alıkoyamayacaktır. Tam tersine bu saldırılar düzenin çaresizliğini, çürümüşlüğünü ve halkların dayanışmasından korkusunu açık bir biçimde ortaya koyarak partimiz HDP’yi daha da büyütecek, çalışmalarımızı daha da canlandıracaktır.
Türkiye tarihinin en derin siyasi krizlerinden birisini yaşıyor. 11 yıllık iktidarın günah ortakları AKP ile cemaat arasındaki yaşanan iktidar kavgası mide bulandırıcı bir cerahati ortaya döktü. AKP can havliyle devlet içinde yoğun bir cemaat temizliğine girişti. Cemaat ise uluslar arası ittifaklarının da desteğiyle halklarımız nezdinde tüm itibarını ve meşruiyetini yitirmiş Erdoğan yerine sömürü düzeninin tahkim edilmesi, siyasetin yeniden tanzimi yönünde çabalar içerisinde. Bu kavgaları esnasında etkinliklerini arttırmak için bir dönem öncesinde siyaseten gerilettikleri kesimleri de kendilerine yedeklemeye çalışıyorlar. Erdoğan, restorasyon güçleri karşısında neredeyse günah çıkarmaya yönelen bir tutum içerisinde. “Ben yapmadım, hepsini o vicdansız savcılar yaptı” görüntüsü vermeye çalışıyor. Cemaat ise “Yeni CHP” yi kendi peşine takmış durumda.
Sonuç olarak düzenin tüm egemen iktidar odakları yoğun bir siyasi rekabet içindeler. Halk ise bu hesaplaşmada ortalığa saçılan pisliklerin ne olduğunu anlamlandırmaya çalışıyor. Yaratılan kafa karışıklığı içerisinde hesaplaşan iktidar blokları halkı da yanlarına yedeklemeye çalışıyorlar.
Bu karmaşa içersinde bu karanlık hesapların dışında halklarımıza umut ve coşku veren bir seçenek belirmekte. HDP tüm bu çürümüşlüğün dışındaki yegane siyasi güç olarak bu aşamada çok önemli bir avantaja sahiptir. HDP halklarımız arasında kurulan kardeşlik köprüsüdür. HDP kentsel talanın karşısında olan, müteahit partilerinin anti tezidir. HDP işçilerin ekmek davasının sözcüsüdür. HDP kadındır, gençtir, Ermenidir, LGBBT’dir; düzenin yok saydığı herkesin güvencesidir. Irkçı, tekçi, sömürücü, zenginlerin kuklası tüm düzen partilerinin HDP karşısında birleşmesi işte bundan kaynaklıdır.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin bir katliamlar tarihi olarak da okunabileceğini çok iyi biliyoruz. Son 1 haftadır Türkiye’nin dört bir yanında HDP çalışmalarına dönük katliam provaları yapılmaktadır. Bizler bu tarz girişimlerin arkasında her zaman devletin bulunduğunu, bu işlerin birkaç kendini bilmezin “miiliyetçi” tepkileri olmadığını anlayabilecek kadar siyasi bilince sahibiz.
Komplo teorileri kurmaya gerek yok. Bu saldırıları engelleme görevi AKP hükümetinindir, önlenmeyen, arkasından suçlularından hesap sorulmayan tüm saldırılar esas olarak AKP’nin sorumluluğundadır. Kürt halkı büyük bir özveri ve sorumluluk duygusuyla davranıp AKP ipe un sermesine, hiçbir somut adım atmamasına rağmen Kürt sorunun siyaset kanalından çözümünü sağlamaya çalışırken yaşanan bu saldırılar aslında savaş çağrısı olarak da okunabilir.
Sonuçta on yıllardır uygulanan zulüm politikaları devrimcilere, sosyalistlere, Kürtlere, Alevilere, kadınlara, gençlere direnmeyi çok iyi öğretti. Direnmek ezilen halklarımızın yaşama biçimidir. Bu saldırılar HDP’yi yolundan geri çevirmez tam tersine daha da öne iter. HDP bileşenleri birbirine daha sıkı kenetlenir, dayanışma HDP’yi daha sıkı bir sarmalar. Sonuç olarak bu saldırıları gerçekleştirenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Halklarımız kendi yarınlarını kendi elleriyle inşa etme noktasında HDP ile ele geçirdikleri olanağı değerlendirmek için her türlü kararlılığı göstermeye hazırdır.