“Çatı Partisi” Toplantıları Sonuç Bildirgesi Açıklandı
İçerisinde SODAP’ın da yer aldığı çok sayıda kurum ve bireyin katılımıyla sürdürülen Çatı Partisi toplantılarının sonuç bildirgesi, 27 Aralık Cumartesi günü Taksim Square Otel’de yapılan açıklamayla kamuoyuna duyuruldu. Çatı Partisi Koordinasyon Kurulu’nca açıklanan bildirgede yola çıkış süreci şu cümlelerle anlatılıyor:
“Bizler, farklı siyasi partiler, sendikalar, emek ve meslek örgütlerinden, kadın ve ekoloji hareketlerinden, dernek ve inisiyatiflerden, farklı inanç, etnik köken ve mesleklerden kadınlar ve erkekler olarak, kurumsal ya da bireysel duruşumuzla bir araya geldik. Birikim, beceri, güç ve olanaklarımızı birleştirerek, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşmenin önünde engel oluşturan siyasal ve sosyal sorunlara, küresel kapitalizmin yarattığı kriz ve tahribatlara karşı işçi sınıfından, ezilenlerden ve demokrasiden yana ortak mücadeleyi örmeye, sömürüye, şiddete, erkek egemenliğine, cins ayrımcılığına, şovenizme ve militarizme karşı omuz omuza örgütlenmeye karar verdik.”
Bildirgede ‘Çatı’nın bir sorumluluk olduğunun altı çizilirken, “Kapitalizmin tarihinin en büyük krizlerinden biriyle yeniden yüz yüze geldiği, işsizliğin, hak gasplarının çığ gibi büyüdüğü, nüfusun yüzde 20’sinin açlık içinde yaşadığı bir dönemde yan yana geldik.” deniliyor ve ekleniyor:
“Yok edilen kadim Anadolu halklarının acılarının henüz taze olduğu, savaşın sürdüğü, Kürt Halkının tüm doğal ve meşru hak ve taleplerinin şiddetle bastırıldığı, dilini konuşmaktan, kimliğini açıklamaktan mahrum olduğu bir ülkede yan yana geldik. Yaşamın yarısı olan kadınlara karşı erkek egemen ayırımcılığın, şiddetin sürdüğü, insanların cinsel kimliklerinden dolayı ötekileştirildiği, inançların hiçe sayılıp laiklik adı altında insanlara benimsemedikleri inançların dayatıldığı, Alevilere yönelik tarihsel ayrımcılığın sürdürüldüğü bir dönemde yan yana geldik. Kâr hırsıyla doğanın ve çevrenin katledilmesinin, iklim değişikliklerine yol açılmasının, nükleer santrallerle geleceğimizin tehdit edilmesinin, insanlığın ortak tarihsel ve kültürel mirasının yok edilmesinin kanıksatılmaya çalışıldığı topraklarda yan yana geldik. Emperyalist saldırganlığın Balkanları, Ortadoğu ve Orta Asya’yı kana bulayıp, Kafkasları bir dinamit fıçısına dönüştürürken Türkiye’yi de bu kanlı zemine dâhil etmeye çalıştığı bir süreçte, olmazsa olmaz bir sorumluluk olarak gördük bu yan yana gelişi…”
Çatı’nın bileşim kriterleri de bildirgede şu sözlerle yer alıyor:
“Önce katılan sonra katılan, çok olan az olan, örgütlü ya da bireysel katılan ayrımı olmayacak aramızda. Hepimiz eşit olacağız. Program ve tüzüğü birlikte tartışarak yazacağız… Demokrasiyi, özgürlüğü, adaleti, eşitliği, kardeşliği, dayanışmayı ve barışı öncelikle bu inşa sürecinde aramızda hayata geçireceğiz.”
Sonuç bildirgesinde son söz Çatı’ya davet niteliğinde:
“Tüm yurttaşlara sesleniyoruz. Sesimize sesinizi, aklımıza aklınızı, yüreğimize yüreğinizi katın. Gelin bu topraklarda hep beraber yeni bir umut yaratalım. Birbirimize güvenelim, korkularımızdan kurtulalım, katliamları durduralım. Böyle bir birlikteliğin bundan sonra nelere talip olacağını, ne araçlar yaratıp nasıl yola devam edeceğini hep beraberce belirleyelim. Bu aslında sizin davetiniz.”