Bir Röportajın Gösterdikleri ve Birgün’de Kürt Sorunu
M. Sinan MERT
22 Mart 2012
21 Mart’ta Birgün gazetesinde Mustafa Sönmez’le, yeni kitabı “Kürt Sorunu ve Demokratik Özerklik” ile ilgili yapılan bir röportaj yayınlandı. Oldukça bilgilendirici bir sohbet… Okunmasında fayda var. Hem Cumhuriyet gazetesinde yazan hem de Kürt meselesinde, böylesi kritik bir dönemde hareketin en temel yönelimine destek veren bir tutum önemlidir.
Ancak röportajın bir ilginç tarafı da Mustafa Sönmez’e sorulan soruların ortaya koydukları. ÖDP’nin Kürt meselesine bakış açısındaki ilginçlikleri bütünüyle açığa çıkaran oldukça samimi sorularla karşı karşıyayız. Hemen sorulara geçelim: “Peki güçleri birleştirmekten söz etmişken….bu görevi, yani barış hareketi oluşturma görevini sosyalistler, Halkların Demokratik Kongresi’nde yani bir anlamda BDP çatısı altına girerek daha iyi mi yerine getirirler yoksa Batı’daki kitlelere giderken, BDP çatısı altında olmak solun etkisini zayıflatır mı?” Çok güzel bir soru çünkü ÖDP’nin içinde bulunduğu önemli bir kesimin meseleye bakış açısını çok net ortaya koyuyor. Birincisi, sol ile Kürt hareketinin bir ittifak içerisinde şahsiyetli bir dayanışması mümkün değil. Muhakkak bir tabiiyet ilişkisi kurulması gerekiyor. HDK’ye girmek BDP’ye girmek anlamına geliyor. Bu söylem adeta HDK’yi etkisizleştirmek düşüncesiyle sık sık kullanılıyor. Güç asimetrisinden kaynaklı olarak Kürt hareketi ile solun ittifakları kimi sorunlar yaşanmasına yol açıyor ama bu çoğu zaman Kürtlerden ziyade soldan kaynaklanıyor. Solun kendisi, meseleye özgüvenli bir tutumla, bir aktif öneriler paketiyle katılsa Kürtler bunu direk ellerinin tersiyle itecek bir tutum içerisinde değiller. Şahsiyetli ilişki meselesinde ÖDP kendisine hiç güvenemediği için mi acaba HDK kongresinde SODAP temsilcisinin yaptığı ve kongrenin genel atmosferi içerisinde biraz ayrıksı kalan konuşmasını öne çıkaran bir haber yapmıştı?
İkincisi, sol bugün ortaya çıkan bir şey mi ki, Kürtlerden ayrı gidilirse Batı’da daha etkili politikalar yürütecek barış meselesinde? Son 20 yıl bu konuda yeterince birikim yaratmadı mı? Sorun ayrı durma birlikte durma meselesi değil. Toplumun geniş bir kesimi için ÖDP ile BDP arasında zaten hiçbir fark yok. Sorun doğru siyaseti geliştirebilme ve bunu etkin bir biçimde dövüştürebilme meselesidir. Evet, gerçekten de Türkiye’de sırf insan hayatına sahip çıkma çerçevesinde bir barış hareketinin gelişemeyişi bir vakadır, akademik anlamda araştırılması gerekir. Ama ÖDP’nin hala aynı 20 yıllık denklem içinde sıkışıp kalması, 20 yıldır düşünce dünyasına yeni bir şey ekleyememiş olması da ayrı bir politik vakadır. Ayrıca, zihinsel dünyası bu soru ekseninde gelişen ÖDP, KESK içerisinde -yani Batı’da da örgütlenmeye çalışan bir konfederasyon içinde- yönetimi almak için Kürt hareketi ile ittifak yapmıştır. KESK’te doğru olan HDK’de neden yanlıştır? Bunun pragmatizm dışında bir yanıtı var mıdır?
Tabii Mustafa Sönmez yukarıda sorulan soruyu “Yok zayıflatmaz, keşke daha geniş bir cephe kurulabilse” diye yanıtlıyor. Fakat Birgün muhabiri aynı soruyu yineliyor, “BDP’yle birlikte kitlelere gitmenin dezavantajı” üzerine bir soru daha soruyor. Mustafa Sönmez, “BDP’yle birlikte olmalı” cevabını yineliyor.
Bir sonraki soruda TKP’nin demokratik özerkliğe yaklaşımının “emperyalizmin oyununa alet olmak” seviyesinde olduğunu öğreniyoruz. Siyasi gericiliğin ne kadar “ilerici” gerekçelerinin yaratılabileceğine dair bir yaratıcı örnek daha! ÖDP ise “ Kürt halkının talebi buysa, bölge illeri için bunu savunuruz ama Türkiye’nin geri kalanında böyle bir talep yok” dediğini, bir nevi ara çözüm geliştirdiğini öğreniyoruz. Bu soruya cevap olarak da Mustafa Sönmez, demokratik özerklik talebinin aslında tüm ülkenin siyasal sisteminde demokratikleşme yaratacak anlamlı bir talep olduğunu anlatıyor. Fakat Birgün muhabiri kuşkularından hala kurtulamıyor ve çok yaratıcı bir soru daha soruyor: “Peki iktidar bunu kullanabilir mi? Böyle bir talebiniz var, ‘alın işte size kalkınma ajansları bunlar özerk yönetimdir’ diye?”. Yani devlet bölgeye kalkınma ajanslarını sokabilmek için demokratik özerkliği kullanacak! Soruları soran muhabirin Kürt sorununun, devlet açısından ne kadar derin anlamlar taşıdığının farkında olmadığı açığa çıkıyor. Devlet bölgede milliyetçilik gelişmesin diye kapitalist gelişmeyi bile durdurmayı denemiş, aşiret reisleri ile 80 yıldır işi götürmeye çalışmış ama şimdi IMF planı kalkınma ajanslarını bölgeye sokmak için demokratik özerkliğe evet diyecek, böylece Kürt hareketinin ne kadar az solcu olduğunu anlatarak günü kurtaran sosyalistlerimiz haklı çıkacak ve mutlu olacak! Kürt hareketi son kertede kapitalizme hizmet edecek! Ama Sönmez bir kez daha “hayır”la yanıtlıyor soruyu.
Fazla uzatmaya gerek yok ama oldukça öğretici bir diyalog. Görüldüğü gibi bazen sorular cevaplardan çok daha fazla bilgi yüklü olabiliyor.
ÖDP’de kafalar fazlasıyla karışmış görünüyor!