[email protected]
SODAP SODAP SODAP
  • Anasayfa
  • Tarihimiz
    • Dr. Hikmet Kıvılcımlı
  • SODAP
    • Neden SODAP?
    • Program
    • Tüzük
    • Kurumsal Kimlik
    • Arşiv
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
  • Açıklamalar
  • Yayınlar
    • Sosyalist Dayanışma Dergisi
    • Direniş Dergisi
    • Yol Dergi
  • İletişim
  • Bağış Yap
SODAP'a Katıl
  • Home
  • /
  • Haluk Gerger
  • /
  • Bak Şu Liberallere / Haluk GERGER

Bak Şu Liberallere / Haluk GERGER

3 Eylül 2008

Bak Şu Liberallere

Haluk GERGER

1 Eylül 2008

Önce Hürriyet’teki haberle öğrendim Sungur Savran’ın Radikal’deki bir yazısı üzerine başlayan tartışmayı. Sonra, Mavi Defter’in gündemine ilişkin yazdığı bir notta, Volkan Alıcı söz etti Taraf Gazetesi’ndeki liberal kampanyadan. Liberallerle tartışmanın sosyalist sol bakımından çoktan tüketilmiş ve kapatılmış bir mesele olduğunu düşündüğümden doğrusu şaşırdım önce. Sol liberallerle polemiği anladım da, “safkan liberal takımla bu saatten sonra ne işimiz olabilir ki”  diye düşündüm doğrusu. Ama anlaşılan, liberaller, ulusalcıların içine düştüğü sefil durumdan cesaretlenerek, dışarıdan da kışkırtılarak ya da görevlendirilerek, ipin ucunu kaçırmışlar biraz ve ayaklarına dolanacağı kesin bir ideolojik saldırıya girişmişler.

Bugünkü kriz ve “iktidar kavgası” koşullarında düzenin ideologları, her biri kendi meşrebine ve görevine göre, sistemi (burjuvaziyi ve devletini) koruma-kollama-kurtarma harekatına koyulmuş durumdalar. Acil tehlike “Kürt hareketi” ve potansiyel tehlike de “İşçi Sınıfı Hareketi”nin yükselmesi, sınıf mücadelesinin keskinleşme olasılığı. Bir zorluk da, emperyalizmle ilişkilerin yeniden rayına oturtulması. Sağıyla soluyla “milliyetçiler” ile “liberaller” arasındaki ortaklık burada. Görevlerini yaparken giriştikleri ideolojik saldırıda ise, emperyalizmin tetikçisi “anti-emperyalist”, milliyetçi-bürokratik solcu “komünist”, sermayenin kıyıcısı da “demokrat” rolünü oynayabiliyor tabii.

Amaçlar aynı olsa da, elbette taraflar arasındaki yöntem farkını yok sayamayız. Liberallerin reçetesi gerçekten demokrasiyi içerseydi, ulusalcı solcu-Kemalist-faşist koalisyona göre, lehlerine bir farklılıktan söz edebilirdik belki de. Ne var ki, gericiliği ve sınıf diktatörlüğünü gizleme, yığınları uyuşturma, bilinçleri karartma becerileriyle liberallerin “fareli köyün kavalcısı” rollerini asla bir yana itemeyiz. Onların Düzen’in sadece daha “akıllı” savunucuları olduğu gerçeğini, sahte demokratlıklarının, fark yaratmadığı gibi, tehlikeli dahi olabileceğini gözden kaçıramayız. Liberallerin idollerinden Rahmi Koç’un şu sozleri bu bakımdan oldukça uyarıcı olmalı: “En iyisi akıllı bir diktatör. Ama, bu devirde mümkün değil. İkinci en iyi ise başkanlık sistemi…”

Şimdi son saldırganlıklarını da görünce, anlaşılıyor ki, liberallerle hesaplaşmayı sürdürmek gerek.

Liberal kalemşörlerin neredeyse tamamının başka ideolojik konumlardan geldikleri, popüler deyimle “dönekler”den ibaret oldukları, biliniyor. Milli Görüş’cü İslam’dan Faşist Cenah’a uzanıyor geldikleri yelpaze. Ama, asıl ses çıkaran çoğunluk herhalde “sosyalizm”den gelenler. Bu doğal; Prens Sabahattin efsanesi de dahil olmak üzere, dışa bağımlı “gelişme/modernleşme”nin kaçınılmaz sonucu, yerli liberalizmin içsel dinamiklerden yoksunluğu ve dolayısıyla da devşirme mekanizmasına muhtaç olması. Dış girdi ise, olmazsa olmazı. Geç ve geri kapitalistleşmenin, devlet fideliğinde emperyalizme bağımlı çapulcu burjuva oluşumunun doğal sonuçlarından biri bu. Sosyalist Sol’a saldırıda “Sosyalizm’den gelenler”in tetikçilik yapmalarında, sınıfsal dinamikler, emir-komuta içindeki hizmetler ve iç bilgilerin pazarlanması kadar, “cinnet yılları”nın “ah yanarım boşa giden gençliğime” yakınması, ruhu satarak  zar zor edinilmiş “dünya nimetleri”ne olan “sonradan görme” müptelalık ve müptezel “dönek kin ve nefreti” de rol oynuyor elbette.

Neyse, şu “bitleri kanlanmış” görünen liberallere biraz yakından bakmayı deneyelim. Bunu yaparken, tanığımız Lenin olacak. Lenin iyi bir seçim, çünkü, en azından, “eski solcu” liberallerin aşina oldukları ve çok büyük olasılıkla zamanında bol bol kullandıkları kaynaklara atıfta bulunmuş olacağız. Bu anlaşılmayı kolaylaştıracaktır elbette.

Liberalizm, hiç kuşku yok, “tuzu kurular”ın ideolojisi. Doğuşu itibariyle böyle bu. Bugün, bizimki gibi ülkelerde, “korkudan rahat uyku yüzü görememekten müşteki tuzu kurular”ın numarası olmuş durumda. Onların demokratik duyarlılıkları, korku içinde geri çekilmek ve yeni vurucu hamleler için güç biriktirmek, bu arada kitleleri de uyutmak. Bir şey daha unutulmamalı. Günümüzde bizim gibi ülkelerde liberalizm aynı zamanda emperyalizmin sözcüsü, “halkla ilişkiler memuru” olmak demektir; siz bakmayın onların “gazeteci,” “”akademisyen” gibi sıfatlarla kamuflaj numaralarına. Onlar, en gerici yeni muhafazakarların (neo-con) politika ve değerlerini savunurlar ama liberaldirler!..

Palazlanan burjuvazinin ideolojisi olarak liberalizm, “feodal frenler”e karşı, kapitalizmin önünü açacak  unsurların savunucusu olarak tarih sahnesine çıktı; bireyin savunusu, devlet müdahalesi karşıtlığı, özgürlük, eşitlik, demokrasi talepleri vb… Bunlar muhalefet dönemine, feodalizmle mücadele sürecine ilişkin cilalardı.

Sonra iktidar, kendi yarattıkları proletaryadan korku, ardından da tekeller, finans kapitalin üstünlüğü, emperyalizm geldi. Bu süreçte liberal de değişti elbette. “Sınıf” yerine “toplum” ve “birey”; “sınıf mücadelesi” ve “devrim” yerine de “demokrasi,” “sosyal devlet,” “sosyal barış,” “toplumsal fayda/mutluluk” ve en önemlisi “tekamül” (evolüsyon) konulmaya başlandı.

Özel mülkiyet rejimini korumak ve emeği pasifize etmek için, gerektiğinde, özü “bırakın sömürsün, çoluk çocuk, yaşlı, kadın dinlemeden ezsin geçsin” demek olan ”bırakın yapsınlar bırakın geçsinler” (“laissez faire laisse passer”) vandallığı da dayatılabilirdi; şartlar değiştiğinde, “reform” da, “sosyal devlet” de, “ekonomiye müdahale” de, “demokrasi” de öne çıkarılabilirdi. Hepsi sınıflar arasındaki “güçler dengesi”ne dayalıydı; duruma göre, özel mülkiyeti ve sermayeyi korumak, sınıf mücadelesini zapturapt altına almak, emekçinin bilincini karartmak, yolunu saptırmak, devrim tehlikesini savuşturmak için, silah da kullanılabilirdi, “reform”la kaplanmış zehirli şekerler de. Seçimlerde zenginlerin oylarının, varlıklarına, evlerinin, hatta  diplomalarının sayısına, topraklarının dönümüne, yatırımlarının miktarına göre daha fazla sayılması da savunulabildi, “eşit oy demokrasisi” de.

Sermayenin, ikiz çocukları ve dolayısıyla da, zora düştüğünde faşizmi, daha rahat  zamanlarında liberalizmi kullanma lüksü, vardı. Devlet de onun devletiydi ve istediği gibi kullanabilirdi; gerektiğinde emekçiyi döverdi, gerektiğinde okşardı; sadece, işlerini burjuvaziye mali ve siyasi faturayı kabartmadan, fazla müdahale etmeden yapmalıydı. Bu bakımdan, aslında, liberalizm daha gözde evlattı sermaye bakımından. Burjuvazi, her zaman, sınıf hegemonyası koşullarında, “demokratik” yöntemleri tercih eder ve Devlet de, liberallerin atalarından Bentham’ın dediği gibi, “insanların yokluğunda yapmayacakları şeyleri yaptırmak için” elinde sopası bekler.

Liberalizm, bütün barışçıl ve demokratik söylemine karşı, acımasız, vahşi ve savaşkan olagelmiştir hep. Bir zamanlar, “ekonomik liberalizm” adına, yükselen vahşi kapitalizmin bütün yıkıcılığı için vuruşmuştur, sonra da sermayeye, devlet dolayımıyla yapılan toplumsal müdahaleyi, bu sefer “politik liberalizm”e karşı bularak, özellikle “entelektüel terör”le önlemek için savaşmıştır. Her defasında hedefinde özel olarak işçi sınıfı, genel olarak Emek ve elbette proletaryanın politik temsilcisi sosyalistler olmuştur. Liberalizmin “demokrasi”si, sadece “sınıf mücadelesi”ni yumuşatmaya ve sönümlenmeye yönelik bir “yanılsama/yanılsatma projesi” değildir, hep “pamuk ipliği”ne de bağlıdır ve her an hizmet için varolduğu “özel mülkiyet düzeni”nin safkan çıkarlarına kurban edilme durumundadır. Bunu liberaller zehirli şekerle yapamazlarsa, öteki kardeş silah zoruyla yapar.

Liberal, hiç mi silah kullanmaz? O silahın daniskasını kullanır gerektiğinde ama incelikle, uygarca, psikolojik savaşla, şekerle, çukulatayla destekleyerek. Çünkü, “tuzu artık kokuşmuş”un faşistine göre, o hâlâ, “tuzu kuru”nun temsilcisidir.

Savaş, toplu cinayet, kışkırtma, sabotaj, darbe, işkence, suikast demek olan Soğuk Savaş’ı başlatanın liberal Truman olması asla tesadüf değildir. McCarthy “cadı kazanı” ancak liberal aydınların tetikçiliğiyle kaynatılabilmiştir. Faturanın sonradan hevesli şarlatan McCarthy’e yüklenmesi liberallerin entelektüel üretimdeki stratejik konumlanışlarının sonucudur sadece. Vietnam’ı yaratan ve sürdüren Kennedy ile Johnson’ın liberal, savaşı krize düşerek bitirenin muhafazakar Nixon olması da tesadüf değildir. Kontrgerillanın ilk savunucularından biri liberal Robert Kennedy idi. Onun ürettiği Pinochet’nin vahşetiyle Friedmancı vahşi liberalizm uygulayan “Chicago oğlanları” ya da Evren’in postalları altında liberalizmi dayatan “Turgut Özal’cılar” sapma değil, eşyanın tabiatının temsilcileriydiler. İşçi sınıfının pasifikasyonu sonunda girişilen son yirmi yılın korkunç saldırısının “neo-liberalizm”e ait olduğu inkar edilebilir mi?

Yıllar önce, İstanbul’da Belediye temizlik işçilerinin uzun süren bir grevi sırasında çöpler birikmeye ve kokmaya başlayınca, bizim cici liberallerimizin özel televizyon kanallarında nasıl savaş tamtamları çaldıklarını, neredeyse askeri müdahaleye çağıran kışkırtıcılıklarını hiç unutmam…

Evet, tam bu noktada “bizim liberaller”e gelmeli. Ve Lenin’e.

Önce Lenin, çünkü her satırında “bizimkileri” de anlatıyor:

“Geçenlerde son derecede cana yakın ve aydınlanmış bir Kadet [Devrim öncesindeki Rusya liberal partisi KADET üyesi]’in evinde politik konular üzerinde bir konuşma yaptım. Ve tartıştık. Ev sahibimiz; düşünün, karşımızda vahşi bir hayvan var ve biz de bu aslanın ağzına atılmış iki esiriz. Bu durumda aramızda tartışmaya başlamak uygun olur mu? Bu ortak düşmana karşı savaşmak için birleşmek görevimiz değil mi?.. Benzetme iyi ve kabul ediyorum dedim. Ama, ya esirlerden biri silah tedarik etmeyi ve aslana saldırmayı önerirken, öteki, mücadelenin tam ortasında, aslanın boynunda sallanan “Anayasa” pankartına takılarak, ‘soldan da sağdan da gelen şiddete karşıyım’; ‘meclisteki bir partinin üyesiyim ve anayasal yöntemlere bağlıyım’ diye bağırmaya başlarsa. Bu durumda, yığınların politik ve sınıfsal bilinçlerini geliştirmeleri için eğitilmelerine, aslanın gerçek niyetini açığa çıkaran yavrusu, levhalara güvenmeyi  öğütleyen aslan tarafından hırpalanan köleden daha fazla katkıda bulunmuş olmaz mı?”

Lenin’in anlattığı gibi, hem nesnel sonuçları itibariyle, hem öznel saiklerle yığınların bilincinin karartılmasına hizmet ediyor liberal; örnekteki “Liberal köle” sonuçta karşı çıkar göründüğü yırtıcı hayvana hizmet etmiş, görevini yapmış oluyor.

Napolyon demiş ki, “bir Rus’u kazıyın, altından bir Tatar çıkar.”  Lenin de diyor ki, “bir Rus burjuva liberalini kazıyın, altından, son derece muazzam, ’bilimsel’ ve “nesnel’ analizler neticesinde, ‘yeni güç kazanmak’ istemesin diye eski gücünün onda dokuzunu muhafaza etmesine izin verilen, yepyeni üniforması içinde, bir polis komiseri çıkar.  Her burjuva ideolog tam bir esnaf ruhuna sahiptir; gericilik odaklarını ve ‘polis komiseri’ni yok etmeyi düşünmez, ama mümkün olduğunca çabuk bir uzlaşmaya vararak bu komisere rüşvet vermeyi, yağ çekmeyi ve onu memnun etmeyi düşünür.” Çünkü devlet, ordu, silahlı-silahsız bürokrasi nihayet onun devletidir, gücüdür ve liberalin derdi onları korumak, güçlendirmektir. “Bizimkiler”i kazıyın, altından CIA tarafından “bilenmiş dişleri”yle “tazelenmiş Gladyo”yu göreceksiniz. Üstelik eski gücünü arttırmış olarak belki de. Bu arada, liberallere aşktan gözlerine mil çekilmiş Kürt tanıdıklara da söyleyelim: Bir Türk liberalini kazıyın altından mutlaka “sinsi bir Türkçü” çıkacaktır.

Lenin, Rusya’nın kriz döneminde ortaya çıkan liberal hareketinin içinde gerici toprak ağalarıyla burjuva aydınlarının birlikte yer aldıklarını da yazıyor. Demek krizlerde, özel mülkiyet rejiminin korunmasında ödlek-dönek aydınlarla gericiler (ve emperyalizm) pekala ittifak yapabiliyorlar.

“Gençliklerinde Marksist ya da yarı-Marksist olup da, yaşlanınca ‘akıllılaşıp’ liberal cahillere dönüşen” Rus liberalleriyle eski Avrupa liberallerinin “sosyal demokrasi”ye (komünizme) bakışlarındaki farklılığı Lenin şöyle anlatıyor: “[Avrupalı liberaller] Sosyal Demokrasi’nin oluşmasını önlemeye çalıştılar ve onun var olma hakkına karşı çıktılar; [Rus liberallerse] kendilerini bu gerçeği kabullenmek mecburiyeti içinde buldular… Bunun içindir ki, bizim liberallerimizin sosyal demokrasiye karşı mücadelesi, sosyal demokrat saflar arasında oportünizmin geliştirilmesi yönünde olmaktadır. Sosyal Demokrasinin yükselmesi ve büyümesini durdurmaya gücü yetmeyen bizim liberal burjuvazimiz, onun liberal yönde gelişmesi için elinden geleni yapıyor. Liberaller haklı olarak bunu (oportünizm ve likidasyon), proletarya üzerindeki etkilerini elde tutmanın ve işçi sınıfını liberal burjuvaziye bağımlı halde tutabilmenin tek yolu olarak görüyorlar.”

Açık değil mi: Önleyemezsen, kontrol etmeye çalış, ehlileştir, sisteme entegre et, böl, istediğin gibi yönet ve eski kuşaklar yerine yeni liberaller devşir. Bütün bunları da sahte “demokrasi-eşitlik-özgürlük” sloganlarıyla yap.

Yeri gelmişken, liberalizme kara sevdadan başı dönmüş Kürtlere şunu hatırlatalım: Lenin’in söylediklerindeki “sosyal demokrasi” (İşçi Hareketi) sözcüklerinin yerine “Kürt Hareketi”ni koyun, sadece “bizim liberaller”imizi anlamakla kalmaz, kendi gerçekliğinize de ulaşırsınız.

Kürtlerle Lenin arasındaki ilişkiyi kurmaya devam edelim. “Politik self-determinasyon yerine kültürel self-determinasyon hakkı”nı savunan liberal projeyle ilgili  olarak Lenin’in yargısı şu: “Gayet açıktır ki, ‘politik’ kendi yazgısını tayin hakkına karşı çıkarken, ‘devletin çözülmesi’ tehlikesini öne çıkarırken ve ‘politik self-determinasyon’ formülünü ‘elastik’ olarak tanımlarken, Bay Kokoşkin Büyük Rus milli-liberalizmini…savunuyor.” Buradan Lenin çok önemli ve yararlı bir uyarıda da bulunuyor Rus Marksistlerine: [Liberal Kokoşkin’in Anayasal Demokratlar (Kadet) Partisi’nin kongresinde bu konudaki tezleriyle kazandığı] zafer, Kadet üyeleri gibi ‘ulusların elastik politik self-determinasyonu formülleri’nden korkmaya başlayan Rus Marksistleri arasındaki yönünü şaşırmış olanlara zihin açıklığı” vermesi gerektiğini söylüyor. Bizdeki “milliyetçi komünistler”e tarih zihin açıklığı vermiyor ama Kürtler için belki hâlâ geç değildir. 

Ama daha bitmedi. Lenin’den öyle kolay kaçmak yok: “Liberallerin politik kendi kederini tayin hakkı ilkesine olan düşmanlıklarının tek, sadece tek, sınıfsal anlamı olabilir: milli-liberalizm, Büyük Rus burjuvasının devlet ayrıcalıklarının korunması. Ve Rus Marksistleri arasındaki oportünistler…ulusların kendi kaderini tayin hakkına karşıdırlar… [Bunlar] esasta milli-liberal burjuvaları izliyorlar ve işçi sınıfını milli-liberal fikirlerle zehirliyorlar.” “Milliyetçilik”le “liberalizm” halk hareketleri karşısında ve “milli mesele” sorunsalında nasıl da birleşebiliyorlar!.. Ve karşı tarafta da “sınıf kardeşleri”ni, kendi ideolojik izdüşümlerini nasıl da bulabiliyorlar!..

Lenin iki tür burjuva-demokratik devrimden sözediyor. 1789 Fransız Devrimi’nin, bir ölçüde, yığınların devrimci eylemliliği ile özgürlükler bakımından tam başarıya ulaştığını; buna karşılık, 1848 Alman Devrimi’nin, esas olarak, henüz olgunlaşmamış işçi sınıfını peşinden sürükleyen liberal burjuvazinin önderliğinde gerçekleştirildiğini ve gericiliği tam olarak ortadan kaldıramadan sonlandığını anlatıyor. Burjuvazinin ara ara kenara itildiği Fransız Devrimi’ndeki kazanımlara karşın, İki Devrim’in, “Fransız yolu” ile “Alman yolu”nun sonuçlarını da şöyle betimliyor Lenin: [Alman yolu] kısa sürede ülkenin ‘pasifikasyonu’na, yani devrimcilerin bastırılmasına ve ‘polis komiseri ile çavuş’un zaferine, yol açtı. Birincisi ise, bir dönem için, gücün, ‘polis komiserleri ile çavuşlar’ın direnişlerini  ezen devrimcilerin eline geçmesini sağladı.” Lenin, liberal Rus burjuvasının “Alman yolu”na itirazının olmadığını ama “Fransız yolu”na sapılmaması için “her yolu” denemeye kararlı olduğunu yazıyor. Neden? Çünkü liberal “halkın ayaklanmasından değil, zafer kazanmasından korkuyor. Halkın gericilere ve bürokrasiye, şu nefret ettiği bürokrasiye, küçük bir ders vermesinden korkmuyor. Halkın gerici iktidarı devirmesinden korkuyor.  Otokrasiden nefret ediyor ve bütün kalbiyle devrilmesini arzuluyor; ama, ülkenin yıkımının, otokrasinin devamından, yaşamakta olan monarşi parazitinin halk organizmasını yavaş yavaş çürütmesinden değil de halkın tam zaferinden kaynaklanacağını düşünüyor.”

Ya “bizimkiler”? Onların ne kadar “Alman yol”cu oldukları açık değil mi” Ya da, daha doğrusu, “Alman yolu”nu çoktan katedip “ABD/AB yolu”nda koşmaya başladıkları ortada değil mi? Solcusuyla sağcısıyla bizim liberalimiz de, Lenin’in anlattığı gibi, “başarısız bir devrim istiyor. Gericiliği, düzenlilik ve meşru, doğal ve kalıcı, güvenilir ve rasyonel olarak görüyor. Devrimi ise, gayrımeşru, fantastik ve doğal olmayan bir fenomen olarak algılıyor. Onu sadece otokratik iktidarın istikrarsızlığı, ‘zayıflığı,’ ‘güvenilmezliği’ nedeniyle bir noktaya kadar kabul edilebilir buluyor… Gericiliğin aşırılıklarını düzeltmek bakımından halkın en yasal hakkı olarak değil de, basitçe günahkar ve tehlikeli bir yöntem olarak görüyor. Ona göre, tam zafere ulaşmış bir devrim ‘anarşi’dir, ama tam muzaffer gericilik anarşi değildir, sadece devletin kimi gerekli işlevlerinin yerine getirilmesinin biraz abartılmasıdır… Burjuvanınkinden farklı bir ‘sistem’ ya da ‘sosyal organizasyon’ tanımaz O… Sadece ‘Alman çavuş’u bilir ama Alman sosyal-demokrat işçiyi ne bilir ne de umursar.”

Onlar, “yığınları kendi başarıları, hegemonyaları için sıçrama tahtası olarak görüyorlar.” Amaçları, “yığınları politik olarak istismar etmek, onları demokratik sözcüklerle tuzağa düşürmek ve sonra da pratikte aldatmaktır…”

Elbette, emekçilerin demokratik talepleri ve politik eylemlilikleri, direnişleri, talepleri olmasa, liberallerin güç kaynağı kurumuş olur. Buna karşılık, yığınlar devrim yaparlarsa, liberaller de işsiz kalırlar. Böyle olunca, emekçi yığınlar denetim altında tutulmalı, uzlaşmaya yönlendirilmeli, liberalizmin sultası altında sınıf çıkar ve mücadelesinden uzak tutulmalı, düzen, burjuvazi ve onun devletinin otoritesi toplumsal sarsıntılarla yıpratılmamalıdır. Ağızlara çalınacak “demokrasi balı” ile uyuşturulan yığınlar liberalizmin bu taktikleriyle ehlileştirilecek, uyumlulaştırılacaklardır.

Nasıl mı? Lenin anlatıyor: “zulalarında bolca bulunan ‘bilimsel analizler’le, ‘felsefi’ belirsizliklerle, politik banalliklerle, ‘edebi-eleştirel’ çığırtkanlıklarla…”

Örnek mi?

Şimdi açın Radikal’i, Taraf’ı, okuyun liberalizmin ideologlarını… 

 

(Kaynak: Mavi Defter) 

xosotin chelseathông tin chuyển nhượngcâu lạc bộ bóng đá arsenalbóng đá atalantabundesligacầu thủ haalandUEFAevertonfutebol ao vivofutemaxmulticanaisonbetbóng đá world cupbóng đá inter milantin juventusbenzemala ligaclb leicester cityMUman citymessi lionelsalahnapolineymarpsgronaldoserie atottenhamvalenciaAS ROMALeverkusenac milanmbappenapolinewcastleaston villaliverpoolfa cupreal madridpremier leagueAjaxbao bong da247EPLbarcelonabournemouthaff cupasean footballbên lề sân cỏbáo bóng đá mớibóng đá cúp thế giớitin bóng đá ViệtUEFAbáo bóng đá việt namHuyền thoại bóng đágiải ngoại hạng anhSeagametap chi bong da the gioitin bong da lutrận đấu hôm nayviệt nam bóng đátin nong bong daBóng đá nữthể thao 7m24h bóng đábóng đá hôm naythe thao ngoai hang anhtin nhanh bóng đáphòng thay đồ bóng đábóng đá phủikèo nhà cái onbetbóng đá lu 2thông tin phòng thay đồthe thao vuaapp đánh lô đềdudoanxosoxổ số giải đặc biệthôm nay xổ sốkèo đẹp hôm nayketquaxosokq xskqxsmnsoi cầu ba miềnsoi cau thong kesxkt hôm naythế giới xổ sốxổ số 24hxo.soxoso3mienxo so ba mienxoso dac bietxosodientoanxổ số dự đoánvé số chiều xổxoso ket quaxosokienthietxoso kq hôm nayxoso ktxổ số megaxổ số mới nhất hôm nayxoso truc tiepxoso ViệtSX3MIENxs dự đoánxs mien bac hom nayxs miên namxsmientrungxsmn thu 7con số may mắn hôm nayKQXS 3 miền Bắc Trung Nam Nhanhdự đoán xổ số 3 miềndò vé sốdu doan xo so hom nayket qua xo xoket qua xo so.vntrúng thưởng xo sokq xoso trực tiếpket qua xskqxs 247số miền nams0x0 mienbacxosobamien hôm naysố đẹp hôm naysố đẹp trực tuyếnnuôi số đẹpxo so hom quaxoso ketquaxstruc tiep hom nayxổ số kiến thiết trực tiếpxổ số kq hôm nayso xo kq trực tuyenkết quả xổ số miền bắc trực tiếpxo so miền namxổ số miền nam trực tiếptrực tiếp xổ số hôm nayket wa xsKQ XOSOxoso onlinexo so truc tiep hom nayxsttso mien bac trong ngàyKQXS3Msố so mien bacdu doan xo so onlinedu doan cau loxổ số kenokqxs vnKQXOSOKQXS hôm naytrực tiếp kết quả xổ số ba miềncap lo dep nhat hom naysoi cầu chuẩn hôm nayso ket qua xo soXem kết quả xổ số nhanh nhấtSX3MIENXSMB chủ nhậtKQXSMNkết quả mở giải trực tuyếnGiờ vàng chốt số OnlineĐánh Đề Con Gìdò số miền namdò vé số hôm nayso mo so debach thủ lô đẹp nhất hôm naycầu đề hôm naykết quả xổ số kiến thiết toàn quốccau dep 88xsmb rong bach kimket qua xs 2023dự đoán xổ số hàng ngàyBạch thủ đề miền BắcSoi Cầu MB thần tàisoi cau vip 247soi cầu tốtsoi cầu miễn phísoi cau mb vipxsmb hom nayxs vietlottxsmn hôm naycầu lô đẹpthống kê lô kép xổ số miền Bắcquay thử xsmnxổ số thần tàiQuay thử XSMTxổ số chiều nayxo so mien nam hom nayweb đánh lô đề trực tuyến uy tínKQXS hôm nayxsmb ngày hôm nayXSMT chủ nhậtxổ số Power 6/55KQXS A trúng roycao thủ chốt sốbảng xổ số đặc biệtsoi cầu 247 vipsoi cầu wap 666Soi cầu miễn phí 888 VIPSoi Cau Chuan MBđộc thủ desố miền bắcthần tài cho sốKết quả xổ số thần tàiXem trực tiếp xổ sốXIN SỐ THẦN TÀI THỔ ĐỊACầu lô số đẹplô đẹp vip 24hsoi cầu miễn phí 888xổ số kiến thiết chiều nayXSMN thứ 7 hàng tuầnKết quả Xổ số Hồ Chí Minhnhà cái xổ số Việt NamXổ Số Đại PhátXổ số mới nhất Hôm Nayso xo mb hom nayxxmb88quay thu mbXo so Minh ChinhXS Minh Ngọc trực tiếp hôm nayXSMN 88XSTDxs than taixổ số UY TIN NHẤTxs vietlott 88SOI CẦU SIÊU CHUẨNSoiCauVietlô đẹp hôm nay vipket qua so xo hom naykqxsmb 30 ngàydự đoán xổ số 3 miềnSoi cầu 3 càng chuẩn xácbạch thủ lônuoi lo chuanbắt lô chuẩn theo ngàykq xo-solô 3 càngnuôi lô đề siêu vipcầu Lô Xiên XSMBđề về bao nhiêuSoi cầu x3xổ số kiến thiết ngày hôm nayquay thử xsmttruc tiep kết quả sxmntrực tiếp miền bắckết quả xổ số chấm vnbảng xs đặc biệt năm 2023soi cau xsmbxổ số hà nội hôm naysxmtxsmt hôm nayxs truc tiep mbketqua xo so onlinekqxs onlinexo số hôm nayXS3MTin xs hôm nayxsmn thu2XSMN hom nayxổ số miền bắc trực tiếp hôm naySO XOxsmbsxmn hôm nay188betlink188 xo sosoi cầu vip 88lô tô việtsoi lô việtXS247xs ba miềnchốt lô đẹp nhất hôm naychốt số xsmbCHƠI LÔ TÔsoi cau mn hom naychốt lô chuẩndu doan sxmtdự đoán xổ số onlinerồng bạch kim chốt 3 càng miễn phí hôm naythống kê lô gan miền bắcdàn đề lôCầu Kèo Đặc Biệtchốt cầu may mắnkết quả xổ số miền bắc hômSoi cầu vàng 777thẻ bài onlinedu doan mn 888soi cầu miền nam vipsoi cầu mt vipdàn de hôm nay7 cao thủ chốt sốsoi cau mien phi 7777 cao thủ chốt số nức tiếng3 càng miền bắcrồng bạch kim 777dàn de bất bạion newsddxsmn188betw88w88789bettf88sin88suvipsunwintf88five8812betsv88vn88Top 10 nhà cái uy tínsky88iwinlucky88nhacaisin88oxbetm88vn88w88789betiwinf8betrio66rio66lucky88oxbetvn88188bet789betMay-88five88one88sin88bk88xbetoxbetMU88188BETSV88RIO66ONBET88188betM88M88SV88Jun-68Jun-88one88iwinv9betw388OXBETw388w388onbetonbetonbetonbet88onbet88onbet88onbet88onbetonbetonbetonbetqh88mu88Nhà cái uy tínpog79vp777vp777vipbetvipbetuk88uk88typhu88typhu88tk88tk88sm66sm66me88me888live8live8livesm66me88win798livesm66me88win79pog79pog79vp777vp777uk88uk88tk88tk88luck8luck8kingbet86kingbet86k188k188hr99hr99123b8xbetvnvipbetsv66zbettaisunwin-vntyphu88vn138vwinvwinvi68ee881xbetrio66zbetvn138i9betvipfi88clubcf68onbet88ee88typhu88onbetonbetkhuyenmai12bet-moblie12betmoblietaimienphi247vi68clupcf68clupvipbeti9betqh88onb123onbefsoi cầunổ hũbắn cáđá gàđá gàgame bàicasinosoi cầuxóc đĩagame bàigiải mã giấc mơbầu cuaslot gamecasinonổ hủdàn đềBắn cácasinodàn đềnổ hũtài xỉuslot gamecasinobắn cáđá gàgame bàithể thaogame bàisoi cầukqsssoi cầucờ tướngbắn cágame bàixóc đĩaAG百家乐AG百家乐AG真人AG真人爱游戏华体会华体会im体育kok体育开云体育开云体育开云体育乐鱼体育乐鱼体育欧宝体育ob体育亚博体育亚博体育亚博体育亚博体育亚博体育亚博体育开云体育开云体育棋牌棋牌沙巴体育买球平台新葡京娱乐开云体育mu88qh88
Share:
prev post next post

Leave a Comment Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Son Yazılar

  • Onurlu barış seçeneği tarihî bir fırsattır!
  • Faşizme kaybettirecek olan nerede olursa olsun güçlü ve birleşik 1 Mayıs’tır
  • Ermeni halkının acılarını unutmuyoruz
  • Geçmiş olsun İstanbul
  • Faşizme karşı omuz omuza, Newroz alanlarına!

Son yorumlar

  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Trump Üçüncü Dünya Savaşına mı Hazırlanıyor? – Mehmet YILMAZER | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Tegucigalpa Dersleri | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için 2019 Savaşları | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Demokrasiyi Boğan Anti-Amerikancılık – M. Sinan MERT | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Eksen Kaymasında Son Durum – Mehmet YILMAZER | SODAP

Categories

Recent Posts

  • Onurlu barış seçeneği tarihî bir fırsattır!

    Mayıs 13, 2025
  • Faşizme kaybettirecek olan nerede olursa olsun

    Nisan 24, 2025
  • Ermeni halkının acılarını unutmuyoruz

    Nisan 24, 2025

Archives

SODAP

Sosyalist Dayanışma Platformu

Twitter Facebook Instagram Youtube

Copyleft © 2021