Faşizmin kurumsallaştığı, neoliberal yıkımın milyonların yaşamını kuşattığı bu dönemde, devrimci hareketin yönünü yeniden bulma ve toplumsal mücadeleyle buluşturma ihtiyacı her zamankinden daha yakıcı. Bu nedenle, önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’nın 54. ölüm yıldönümünde başlattığımız kampanya, yalnızca bir anma değil; devrimci hattın bugünün koşullarında yeniden güçlenmesi için örgütlenmiş bir politik hamleydi.
Kampanya kapsamında ülkenin birçok kentinde paneller, anmalar ve buluşmalar düzenledik. Her bir etkinlikte Kıvılcımlı’nın tarihsel mirasının bugünün sınıf mücadelesiyle, emek süreçleriyle ve toplumsal dönüşümlerle nasıl kesiştiğini tartıştık. Katılımların genişliği, sosyalist düşüncenin hâlâ güçlü bir toplumsal karşılığı olduğunu gösterdi.
Yapılan etkinliklerde özellikle genç kuşakların ilgisi dikkat çekti. Yapay zekâ, dijital emek, sınıfın parçalanması, kadın mücadelesi ve yeni sömürü biçimleri üzerine yürütülen tartışmalar, 21. yüzyıl sosyalizminin yalnızca teorik bir iddia değil, somut bir ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. Çeşitli şehirlerde işçi, gençlik ve kadın temelli katılımın artması; halkın, ideolojik belirsizlik dönemlerinde devrimci fikirlere yeniden yöneldiğini gösterdi.
Kıvılcımlı’nın mirası, bir nostalji değil, bugünü ve geleceği kurma iradesidir. Bugün sermayenin dijitalleşme ve savaş politikalarıyla şekillendirdiği yeni sömürü düzenine karşı, bu mirası örgütlü bir pratik hâline getirme göreviyle karşı karşıyayız.
Görevimiz açıktır: Gençliğin enerjisini, kadın mücadelesinin direncini ve işçi sınıfının tarihsel gücünü buluşturan sosyalist hattı genişletmek ve derinleştirmek.
Kıvılcımlı’nın düşüncelerine ve teorik mirasına inanan tüm dostlara sesleniyoruz:
Bu çağ, belirsizliklerin değil; örgütlenmenin, dayanışmanın ve devrimci yenilenmenin çağıdır!
21. yüzyıl sosyalizmini birlikte inşa etmek için, herkesi görev ve sorumluluk bilinciyle bir adım ileriye çağırıyoruz.
Örgütlenelim, mücadele edelim, devrimci yenilenmenin yolunu birlikte açalım!
Kavga, direniş, zafer; yaşasın 21. yüzyıl sosyalizmi!