Basına ve Kamuoyuna 22.10.2012
İstanbul Şirinevler’de faaliyet gösteren sendikamıza 13.10.2012 tarihinde 15 sivil polis tarafından keyfi bir biçimde baskın yapılmış, üyelerimiz ve gönüllüler yerlere yatırılarak başlarına silah dayayarak sözde arama yapılmıştır. Sendikamıza saldıran polisler giderken yanlarına işten atılan Şeker Tekstil işçilerinin listesini ve bilgisayar hard disklerini almışlardır. Sendikamıza karşı gerçekleşen bu uygulama hukuki olmamakla beraber, aynı zamanda devlet terörüdür.
Bağımsız Tekstil İşçileri Sendikası 1997 yılında kurulduğundan bu yana binlerce işçiyle buluşmuş, başta tekstil işçileri olmak üzere kayıtsız, güvencesiz, esnek çalışan bütün işçilerin, işsizlerin ekonomik ve demokratik talepleri ekseninde mücadele etmiştir.
30 yılı aşkın bir süreden beri 12 Eylül darbe yasalarının arkasına saklanan hükümetler, barajları ve baskıları sürdürerek önümüzü kesmeye çalışsalar da başarılı olamamışlardır. AKP iktidarı darbe yasalarının arkasına sığınmakla da kalmamış, parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak; işçilerin elini kolunu bağlamayı hedefleyen, sermayedarlara dikensiz gül bahçesi sunmak için tasarlanmış son derece anti demokratik, eşitsizlikler ve ayrımcılıklarla kendi içinde dahi tutarsız bir sendika yasasına imza atmıştır. Görülüyor ki bir yandan “sendikal özgürlükleri genişletiyoruz” yalanları söylenerek engeller ve barajlarla işçilerin örgütlenmelerinin önü kesiliyor, öbür taraftan devletin çizgisine gelmeyen sendikalar devlet terörüyle sindirilmek, izole edilmek, kitle bağlarından kopartılmak isteniyor.
Her gün 3 iş cinayeti işlenmesinin mümkün olabilmesi ancak işçi sınıfının birlik ve mücadelesinin engellenmesi ile mümkün olabilmektedir. AKP iktidarı sendikalara saldırarak sermayedarlara iş cinayetleri ve sınırsız sömürü fırsatı yaratmakta, işçinin canı kanı pahasına işgücünü ucuza getirmeyi hedeflemektedir.
Sendikamız üstünde helikopter uçuran, sokağımızı keserek geçişleri engelleyen, sendikamızdan çıkan işçileri yolda takip edip tartaklayarak keyfi arama yapan, içerdekilere terör estirerek korku salmak isteyen devletin amacı`, ön kesmek, “terörist” damgasını yapıştırarak sendikamızı yalnızlaştırmaktan başka bir şey değildir.
Şovenizm zehiri ile işçilerin hak arama ufkunu dumura uğratmak isteyen AKP iktidarı “terörist” öcüsü arkasına saklanmakta, çamur at izi kalsın demekte, yargı kolluk el ele sınıfın bedel ödeyerek kazandığı sendikal hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaktadır.
Sendikamıza yapılan bu saldırı; yoksullaştırılan, gelecekleri çalınan; işçilere, işsizlere, güvencesizlere yönelmiş devlet terörüdür. BATİS nezdinde sınıf örgütleri gözden düşürülmeye, sermayeye karşı dik duran sendikaların kolu kanadı budanmaya çalışılıyor. Gönüllülerimiz korkutularak Bağısız Tekstil İşçileri Sendikası yalnızlaştırılmak isteniyor. Sendikamızın işçilerle, emekçilerle kurduğu sağlam bağlar kopartılmaya çalışılıyor.
İşçilerin, işsizlerin, gönüllülerin fedakarlık ve emeğiyle var ettiği BATİS’imizi kriminalize etmek, dayanışmacılarını, gönüllülerini, işçileri ürkütmek, sendikamızı öcüleştirerek tecrit etmek istiyorlar.
Ama şunun iyi bilinmesi gerekir ki, gerçek bir işçi örgütü hiçbir zaman susturulamaz.
Bağımsız Tekstil İşçileri Sendikası(BATİS) sadece işçilik hakları için değil, her bakımdan yoksullaştırılan hayatımızda işçilerin ayakta kalma mücadelesinde dayanışmayı gönüllülerle beraber örmekte; işçi sendika omuz omuza sermaye düzenine karşı dik durmakta, mücadele yürütmektedir. Bundan sonra da yılmadan pes etmeden, baskılara boyun eğmeden sınıf mücadelemiz sürecektir.