19 Ağustos günü Kolombiya ve Venezüella sınırında karşı tarafın ateş açması sonucunda 3 sivil giyimli Venezüella askeri ağır yaralandı. Maduro bu olay karşısında ilk önce 72 saatliğine daha sonrada 2 ay için Tachira eyaletinde iki ülke sınırını kapattı. Durum düzelmezse bu süre uzatılacaktır. Ayrıca gerekli belgeleri olmadığı için 1000’in üzerinde Kolombiyalı sınır dışı edildi. 6000’e yakın Kolombiyalı kendi isteği ile ülkesine döndü. İki ülke ilişkileri tekrar gerildi. Dışişleri, konsolosluklar seviyesinde yapılan görüşmeler bir sonuç vermedi. Dışişleri bakanları eylül ortalarında tekrar buluşacaklar. Çeşitli kıta örgütlenmeleri arabuluculuk için toplantılara çağrıldılar.
Olayın perde arkasında neler vardır?
Bu sınırın bir kaçakçılık cenneti olduğunu söylemek olayı abartmak olmaz. Bu sınır iki zıtlığın kesiştiği bir noktadır. Venezüella’da halkın sağlık, eğitim, beslenme olanakları giderek gelişirken karşı tarafta Kolombiya sınırında işsizlik, yoksulluk ve açlık hâkimdir. 2014 yılında nüfusun %33,1 bu koşullarda yaşıyordu. Venezüella’da halkın çıkarlarını savunan bir iktidar var iken Kolombiya’da zenginleri ve toprak ağalarını kollayan ve halkı savaşa iten bir iktidar vardır. Devlet ve FARC gerillaları arasında süren iç savaş nedeniyle can güvenliği yoktur. Aradaki en büyük fark Venezüella’da neredeyse bedava olan petrol zenginliğidir.
İşte bu nedenlerle şimdiye kadar 5 milyon Kolombiyalı Venezüella’ya göçmüştür. Oranın tüm nimetlerinden bir Venezüellalı gibi yararlanmaktadırlar. Venezüella dünyanın en hoşgörülü göçmen yasasına sahiptir. Göçmenler, Venezüella vatandaşlarının sahip olduğu her türden sağlık, eğitim, sosyal hakkına sahiptirler. Halka dağıtılan yeni 700 bin konutun %25’i Kolombiyalılara verilmiştir. Kapatılan sınır eyaleti halkının %90’ı Kolombiyalıdır. Venezüella’nın konuk ağırlamaktan bir şikâyetleri yoktur. Sorun Venezüella’nın iç düzeninin tehdit edilmesidir.
İlk olarak sınırdaki yasa dışı kaçakçılığın vardığı boyut ülke ekonomisine darbe vurur boyutlardadır. Devletin sübvanse ettiği birçok meta sınır ötesinde daha yüksek fiyatlara satılmaktadır. “Venezüella yiyeceklerinin ve mallarının %40’ı sınırdan karşı tarafa kaçırılır.” (1) Sınır kapatıldıktan sonra yapılan denetimlerde 70 ton mal ele geçirildi. Burada normal değerini bulur. Sübvansiyon fiyatı ile normal fiyatı arasındaki fark bazen %100’ü bile geçer. Öte yanda sınırın Venezüella tarafında da gıda kıtlığı çekilir. Kuyruklar oluşur. Sınır kapatılalı beri de durum normalleşmeye başlamış, kuyruklar azalmıştır.
İkinci olarak kaçırılan petrol miktarı akıllara durgunluk verir. PDVSA Başkanı “günde 100 bin varil yakıt kaçakçılar eliyle ülkeyi terk ediyor” diyor. Ortalama rakamın günde 60 bin varil olduğu kabul ediliyor. Yani ülkenin sınır kaçakçılığından günlük kaybı 5,2 milyon dolardır. Bu da yılda yaklaşık 1,9 milyar doları buluyor. (2)
Kolombiya iktidarı kaçak petrolü satan istasyonlardan küçük bir vergi alarak bu işi yasal hale getirir yani kaçakçılığı desteklemiş olur. Hatta bu iş artık şirketleşmiştir. İstasyonda pompalama yapan işçilerin yasal sendikaları bile vardır. Şimdi sınırın kapanması ile de karşı tarafta 30 bin işçinin işsiz kalacağı söyleniyor. Yalnız bu rakam bile iki ülke arasındaki kaçakçılığın vardığı boyutları ve Kolombiya hükümetinin bu işten çıkarını gösterir. Hatta Ecopetrol şirketi bu kaçak petrolü üçüncü ülkelere bile ihraç etmektedir.
Üçüncü boyut işin para kısmı ile ilgilidir. Sınır bir para değişim merkezidir. Venezüella para biriminin değeri üzerindeki oynamalar buradaki ticaretle sıkı sıkıya bağlıdır. Kaçakçılar madeni bolivarları %40 fazlasına kağıt para birimlerine değiştirmekte böylece karşıya geçirecekleri yükü azaltmaktadırlar. Kolombiya bankaları da internet bankacılığı ile bu işin içindedirler. Bolivar ile alınan mallar burada tekrar dolara dönüşür.
Bu boyutta bir kaçakçılığın her gün dolu depoları ile Kolombiya’ya geçip boş depo ile dönen 40 bine yakın binek arabalı sıradan halk tarafından yürütülmediği açıktır. Arkasında kocaman bir paramiliter güç vardır. Kolombiya’da 1930’lu yıllardan beri gelişen köklü paramiliter gelenek Venezüella burjuvaları ve toprak ağaları tarafından ithal edilir. “AUC lideri Carlos Castana 1997 yılında 140 Venezüellalı işadamı ve toprak ağası ile Kolombiya’daki gibi paramilitar bir yapıyı özellikle sınır boylarında kurmak için buluştuklarını doğruladı.” “Sınır sürtüşmesinden sonra Maduro 30 farklı Kolombiya paramiliter gurubunun Venezüella’da faaliyette olduğunu söyledi.” (3)
Venezüellalı paramiliter güçler “Chavez’e ölüm” fermanı çıkartmıştı. Ancak bu sınır ticareti ve Chavez ideolojisi aslında kendi burjuvazisini yaratmıştır. Bu “Bolivar burjuvaları” 21. yy sosyalizminin açıklarından çıkar sağlayarak zenginleşen kesimdir ve düzenin değişmesini pek istemiyorlar.
Öte yandan 21. yy sosyalizmine başka alanlarda da darbe vuruyorlar. Uyuşturucu ticareti, rüşvet, kaçırmalar dışında dört yıl içinde 120 köylü ve yerli halk liderini öldürdüler. Toprak ağları kendilerine karşı dövüşen köylüleri ya da çıkarlarına dokunanları bu paramiliter güçler eliyle yok ediyorlar.
Kolombiya iktidarı üç maymunu oynamakla kalmayıp bu olanları el altından destekliyor. Kendi sorunlarını bu ülkeye atma dışında Venezüella burjuvalarının günahlarını paylaşıyor, ekonominin çökertilmesine hizmet ediyor. Eski başkanlardan Uribe da bu işin başını çekmektedir.
Venezüella-Kolombiya sorunu basit bir sınır kaçakçılığı sorunu değildir. Arkasında ABD ile Kolombiya iktidarının Venezüella sağ muhalefeti ile birlikte Venezüella iktidarına açtıkları bir savaş cephesi vardır. Maduro Aralık 2015’de yapılacak parlamento seçimleri öncesi muhalefetin saldırısı ile karşı karşıyadır. Her seçim öncesi yaratılan kıtlık yeniden başladı. Modura sınırı kapatarak bu gericiliği yok etmeye girişiyor.
Sınır kapatma sonrasında ülke çapında kuyruklar azalmış, kıtlığı çekilen mal sayısı da düşmüştür. Geçtiğimiz hafta sonu Caracas’ta Maduro’nun yaptığı mitinge yüz binler katıldı ve sınır kapatmaya destek verdi. Hatta aralarında Kolombiyalılar bile vardı. Ancak bu sorun yukarıda da değindiğimiz gibi basit değildir ve birkaç ay sınır kapatmak ile çözülür gibi görünmüyor. İki ülke halklarının yaşam koşullarındaki farklılık belirli bir dengeye varmadığı, Venezüella ekonomisi bir düzlüğe çıkmadığı sürece -ki düşen petrol fiyatları elbette belirli bir darbe vurmaktadır- bu sorunun ortadan kalkması pek beklenmemelidir.
- Venezuela Responds to İnternational Criticism Regarding Border Closure Z.C. Dutka 31 August 2015)
- Venezuela Takes Control of Its Border as Bogotá and Caracas Bring Their Cases to UNASUR Frederick B. Mills and William Camacaro COHA, 1. September 2015
- The infiltration of Colombian Paramilitaries into Venezuela Telesur Gustavo Fuchs 26 August 2015)
[button link=”http://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]