[email protected]
SODAP SODAP SODAP
  • Anasayfa
  • Tarihimiz
    • Dr. Hikmet Kıvılcımlı
  • SODAP
    • Neden SODAP?
    • Program
    • Tüzük
    • Kurumsal Kimlik
    • Arşiv
      • 2021
      • 2020
      • 2019
      • 2018
      • 2017
  • Açıklamalar
  • Yayınlar
    • Sosyalist Dayanışma Dergisi
    • Direniş Dergisi
    • Yol Dergi
  • İletişim
  • Bağış Yap
SODAP'a Katıl
  • Home
  • /
  • Ayşe Tansever
  • /
  • Syriza’ya Yoldaş Mı Geldi ? – Ayşe TANSEVER

Syriza’ya Yoldaş Mı Geldi ? – Ayşe TANSEVER

12 Kasım 2015

Daha yeni Yunanistan’da demokrasi maskelerini indirerek zar zor zafer kazanan, şimdi de göçmen krizi ile başı “dertte” olan Avrupa Birliği Merkezi şimdi bir de Portekiz Solu ile baş etmek zorunda mı kalacak? Bu haftanın en önemli sorusuydu. Bizim için de ilginç olan yeni hükümetin kurulması sırasında yaşananlar, devlet başkanının taraflı davranması, aynı bizde 7 Haziran seçimleri sonrası yaşanan partiler dövüşü ve Erdoğan’ın yaptıklarını hatırlatıyordu.

 

Portekiz 4 Ekim seçimlerinde iktidardaki sağ parti (Sosyal Demokrat Parti ve Halk Partisi ittifakı) oy kaybetti ama oyların %38,2’sini alarak birinci parti olarak kaldı. Parlamentoda çoğunluğu yok. Sağ 107, Sol (Sosyalist Parti, Sol Blok, Komünist Parti, Yeşiller Parti) 122 sandalye kazandı. Sağ eskiden beri ittifak içindeyken solda böyle bir birlik yoktu. Bir tek Komünist Parti ve Yeşiller ittifak içindeydiler. Yani sağ birlik içinde ama sandalyesi az. Sol ise ayrı ayrı ama parlamentoda sandalyesi çoğunluğu oluşturuyor. Seçimler sonrası ya dışarıdan destekli bir azınlık hükümeti ya da bir koalisyon kurulması gerekiyor. İki tarafta hükümeti kurma görevinin kendilerine verilmesini istediler.

 

Seçim sonuçları kesinleşince parlamento başkanı seçimi yapıldı. Oy çoğunluğu ellerinde olduğu için Sosyalist Parti adayı, hem de partinin en solcularından, bir parlamenter seçildi. Bu sağı çılgına çevirdi. Ama solun parlamentodaki üstünlüğüne rağmen Devlet Başkanı C. Silva hükümet kurma görevini eski Başbakan Pedro Coelho’ya verdi. Coelho kendine en yakın gördüğü ikinci büyük parti Sosyalistlerle ittifak arayışına girdi.

 

Büyük bir pazarlık başladı. Coelho soldan Sosyalist Parti (SP) ile ittifak yolları aradı. SP kilit parti olmuştu. Ya sağa ya sola kayacaktı. Kendi iç dengelerinde sol biraz daha ağırlıklı gözüküyordu. Ama gene de parçalanma tehlikesi vardı. Herkes hop oturup hop kalkıyordu. Sağ ile konuşmalar yapılırken Sol Blok ile de görüşmeler yapılıyordu. SP seçim platformunda kemer sıkma politikalarına karşı olmakla ilgili bir şey söylememiş sadece “halkın yoksullaşmasını geriye çevireceğim” demişti. Sol Blok işte onun asgari ölçüde de olsa kemer sıkma politikalarına karşı duruş sergilemesini istiyordu. Ayrıca özelleştirmelerin durdurulması konusunda anlaşmaları gerekti. Bu ortamda ikisinin anlaşması zor görünüyordu.

 

Öte yandan Sol Blok, KP ve Yeşiller ile görüşmeler yapmaya başladı. KP’nin Euro alanından derhal çıkmak kararından vazgeçmesi istendi. Yani sol kendi içinde bir birlik arayışı içindeydi. Son anda SP sağ hükümete hem girmeme hem de desteklememe kararı aldı. Coelho’da azınlık hükümeti kurdu ve programı sundu. Sıra parlamentoda oylamaya geldi.

 

İşte bu ortamda Devlet Başkanı Cavaco devreye girdi. Kendisi daha önce gene sağ partiden başbakanlık yapmıştı ve bu doğrultuda akıl vermeye soyundu. Ülkenin mutlaka sağ bir iktidarı olması gerektiğini savundu. Şimdiki reform programından vazgeçilirse ekonominin kötüleşeceğini, Troika’nın finanslarının kesilme olasılığının yüksek olduğunu, o destek olmaz ise yeni yatırımların yapılamayacağı, işsizliğin daha da artacağı yollu bildik laflar etti. Yoksa Yunanistan konumuna düşecekleri uyarısı yaptı. Ortalık gene karıştı. Hem sol partiler hem de halk devlet başkanının böyle bir yetkisi olmadığını dile getirip protestolara başladılar. Sendikalar konfederasyonu soldan yana taraf oldu ve hükümet programının oylaması sırasında grev kararı aldı ve parlamento önünde miting çağrısı yaptı.

 

10 Kasım Salı günü parlamento önünde sağ ve sol gurupların gösterisi altında Coelho hükümeti oylandı ve de güvenoyu alamadı. %50,3 oyu olan sol güçler aynı parlamento başkanlığı seçiminde olduğu gibi ortak davrandılar. Oylamanın hemen öncesinde de SP, Sol Blok ve KP ve Yeşiller ortak bir platformda anlaştıklarını duyurdular. SP kemer sıkmaya karşı politikalarından kısmen ödün vermiş gözüküyor. KP de zaten Euro alanından çıkma talebinden vazgeçmiş durumda.

 

Solun anlaşma maddelerinden bazılarını Hürriyet gazetesi şöyle yazıyor: “Portekiz havayolları TAP, Lizbon ve Porto şehiriçi otobüs işletmeleri ve metrolarının özelleştirilmelerinin durdurulması, halen 505 Euro olan asgari ücretin 600 Euro’ya çıkartılması, katma değer vergisinin %23’ten %13’e düşürülesi ve memurların maaşlarında düzenleme yapılması yer alıyor.” diyor. (Hürriyet 11 Kasım 2015) Bu durumda SP bir takım tavizler vermiş Sol Blok’ta radikal bazı taleplerinden vazgeçmiş görünüyor. Örneğin; Sol Blok tüm özelleştirmelerin durdurulması ve emekli maaşlarının da yükseltilmesini istiyordu. Ancak anlaşma metni tam elimizde olmadığı için bilmiyoruz. Ama anlaşıldığı kadarıyla iki tarafta Sosyalist Parti taleplerinin solunda Sol Blok taleplerinin sağında bir noktada buluşmuş gibi gözüküyor. Sol Blok kendi başbakan adayında ısrarcı değildi ve SP adayı Antonio Costa’yı destekleyeceklerini açıkladılar. Bu durumda şimdi yasalar gereği devlet başkanının SP’ye hükümet kurma görevi vermesi gerekiyor.

 

Ancak yukarıda da yazdığımız gibi devlet başkanının solun Portekiz’de iktidar olmasına karşı olduğu, kendi içinden çıktığı partinin tekrar görev yapmasını istediğinden bizde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı gibi erken seçim çağrısında bulunabileceği beklentisi yaygın. Ancak Portekiz’de şöyle bir durum varmış: Ocak ayında devlet başkanlığı seçimleri olduğu için iki seçim arasında mutlaka en az 6 ay olması gerekiyor. Bu durumda erken seçim çağrısı yapılsa bile şimdiki hükümet en az Eylül ayına kadar iktidarda kalabilecek.

 

Parlamentodaki sol güçlerin aralarında anlaştıkları, çoğunluk ellerinde olduğu için Portekiz’de de Syriza benzeri bir sol iktidar koltuğa oturacaktır. Belirli ölçülerde kemer sıkmalara karşı, şimdiye kadarki sağ iktidarın uyguladığı reformları esneten yoksullukla ve yolsuzluklarla mücadele eden bir iktidar dönemi başlayacak gözüküyor. Avrupa Merkezi bu durumda ne yapacaktır kestirmek zor değildir. Kemer sıkmalardan ödün verildikçe sol iktidarın başına vuracaktır.

 

Sırası gelmişken ekleyelim; Portekiz seçimleri AB’nin yeni bir darbe almasıdır. Seçimler sırasında iktidardaki sağ güçlerin kazanması için ellerinden geleni yaptılar. Yunanistan’a Syriza’ya göstermedikleri desteği gösterdiler. Portekiz’in kredi raporunu olumlu olarak açıklayıp iyi yolda olduğunu dünya aleme duyurdular. Hükümetin açıklaması gereken bütçe dengelerinin açıklanmamasına ses çıkartmadılar.

 

20 Aralık’ta İspanya seçimleri var. Burada da Bercelona gibi büyük kentlerde kurulan halk meclislerinin içinden gelen solcuların kurduğu En Comu geçtiğimiz yılın kahramanı Podemos ile birleşip En Comu Podem’i (ortak birlikte yaparız) kurdular. Seçimlere ortak platform ve adaylarla girecekler. Onların şansının da yüksek olduğu söyleniyor. Katalan ayrılıkçılarına da destek veriyorlar ve destek alıyorlar. Bu durumda İspanya’da da bir sol iktidar ufukta görünüyor.

 

Ne demektir bütün bunlar? Syriza’nın açtığı yol genişliyor. Portekiz’de, arkasından İspanya’da Troika’nın karşısında kemer sıkmalara direnen sol hükümetlerin kurulma olasılığı var. AB içinde yoksul ve zengin savaşı şiddetlenecek gibi gözüküyor. Yunan halkı Avrupa halklarına AB merkezinin ne kadar anti-demokratik olma ötesinde zenginlerin çıkarını kolladığını iyi öğretti. Halkların sola güveni arttı. Bu güven solları da birleşmeye zorluyor. En azından ittifak yapmada daha esnek ve anlayışlı oluyorlar. İktidar kavgası gibi klasik dövüşlerin bir anlamı olmadığını anlıyor ve işbirliklerini arttırıyorlar. Syriza’ya yeni yoldaşlar yolda galiba.

[button link=”http://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]

Share:
prev post next post

Son Yazılar

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım
  • En asgari 15 bin
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama bütçe
  • 1 Mayıs Bildirisi​
  • Yaşanacak Bir Ülke Yaratacağız

Son Yorumlar

  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Trump Üçüncü Dünya Savaşına mı Hazırlanıyor? – Mehmet YILMAZER | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Tegucigalpa Dersleri | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için 2019 Savaşları | SODAP
  • M. Sinan MERT Tüm Yazıları için Demokrasiyi Boğan Anti-Amerikancılık – M. Sinan MERT | SODAP
  • Mehmet YILMAZER Tüm Yazıları için Eksen Kaymasında Son Durum – Mehmet YILMAZER | SODAP

Categories

Recent Posts

  • Katliamların hesabını örgütlü gücümüzle soralım

    Aralık 20, 2022
  • En asgari 15 bin

    Aralık 12, 2022
  • Savaşa değil depreme, ölüme değil yaşama

    Kasım 23, 2022

Archives

Meta

  • Giriş
  • Yazı beslemesi
  • Yorum beslemesi
  • WordPress.org

SODAP

Sosyalist Dayanışma Platformu

Twitter Facebook Instagram Youtube

Copyleft © 2021