Geçtiğimiz Pazar günü İspanya’da tüm Avrupa solunun merakla beklediği seçimler yapıldı. Yunanistan’da Syriza’nın kemer sıkma politikalarını uygulamama sözü vererek iktidar olması sonucunda tüm gözler İspanya seçimlerine dikilmişti. Portekiz arkasından İspanya ve önümüzdeki günler İrlanda seçimleri AB içindeki solun gücünü sergileyecekti. AB’nin en önemli ülkelerinden bir tanesi İspanya eğer Syriza’nın benzeri Podemos’u iktidara getirirse o zaman denge epey değişecekti. Belki bu hem topluluğun hem de kemer sıkma politikalarının sonu olabilirdi.
Seçim sonuçları İspanya’da 1975 Franco döneminden beri kurulan ikili parti düzeninin bittiğini gösterdi. Çünkü bu iki parti, PP (Halk Partisi) ve PSOE, toplam oyların %51’ini aldı ama bir önceki seçimden beri %23’lük oy kaybettiler. PP %28,7 ve 123 milletvekili çıkartarak birinci olsa bile parlamentoda çoğunluğu kaybetti. Bunun için 176 milletvekili çıkartmak gerekiyordu. Hele adı sosyalist ama çoktan sosyal demokrasinin bile sağına kaymış PSOE, 5 milyon oy kaybı ile hayatının en büyük yenilgisini yaşadı. Bu anlamda sağ partiler seçimleri kaybettiler. Şimdi eskisi gibi hiçbiri tek başına iktidar olabilecek güçte değildir.
Ama ortaya yeni kurulan sağ Vatandaş (Ciudadanos) Partisi çıktı. PP’nin yolsuzluklarından bıkmış sağ güçler için seçim öncesi bir umut olarak gösterilip büyük şans tanınıyordu. Ama o da oyların ancak %13,9’unu alarak 40 milletvekili çıkartabildi. Sağ güçler bir ortaklık yapsa bile çoğunluk gene sağlayamıyorlar. Bu anlamda İspanya’da iktidarı sağ güçler kaybederek ortaya yeni bir sol çıkıyor. Ülkenin kemikleşmiş sağ yapısı yıkıldı.
Sağdan kaçan oylar solda 1,5 yıllık geçmişi olan PODEMOS’a (yapabiliriz) gitmiştir. Podemos oyların %20,7’sini alarak 69 milletvekili çıkardı. Bu anlamda İspanya halkı sola hem de yeni bir sola kaydığını gösterdi. Ortalamada üçüncü parti olsa bile Katalonya ve Bask gibi ülkenin Madrid’den ayrılmak isteyen bölgelerinde ve büyük kentlerin işçi semtlerinde birinci parti oldu.
Ancak kuruluşundan seçimlere kadar geçen süreçte Podemos baştaki radikal söylevlerinden uzaklaştı. Artık “AB’den ve NATO’dan çıkacağım, kemer sıkmalara hayır” demeyen düzen içi sosyal demokrat bir parti yapısına geçti. Elbette günümüz koşullarında böyle bir sosyal demokratlık İspanya politikasında bir sol parti olarak görülebilir. O Yunanistan’daki Syriza’nın yaşadıklarından ders almıştır. Hem halkın şimdiki hali ile radikal sol adımlar atmaya hazır olmadığı sonucuna varmış hem de AB ve günümüz koşullarında daha radikal davranmanın gerçekçi olmadığını görmüştür. O da Syriza gibi topluluk içindeki diğer sol güçlerle birlikte davranıp topluluk yapısını değiştirme politikasına evrimleşti. Böylece AB solu kendi içinde hem sağa kaydı hem de eski geleneksel soldan da ayrışmış oldu. O nedenle de İspanya Komünist Partisi ve Birleşik Sol partilerle ittifak yapamadı. Onlar eski savundukları yolda da bu seçimlerde bir varlık gösteremeyerek 2 ya da 3 milletvekili çıkartabildiler.
Şimdi kim hükümet kuracaktır? Ya sağ partilerin ya da bu sol partilerin bir şekilde ittifak yapması gerekecektir. Eski iktidar partileri PP ve PSOE aralarında anlaşamayacaklarını seçim öncesi belirtmişlerdir. O zaman PSOE’nin Podemos ile gene dışarıdan ufak bir destek ile sol zeminde buluştukları bir ittifak oluşabilir. Bunun da önünde en büyük engel Katalonya ve Bask ayrılıkçılıkları sorunudur. Seçim yasası değişimi vardır. Bu da zor görünüyor.
13 Ocak’ta milletvekilleri yemin edecekler ve kral birini hükümeti kurmak ile görevlendirecek. Ama bu liderin kabineyi kurmadan önce parlamentodan çoğunluk oyu alması gerekiyor. Şu hali ile sağ liderlerden hiçbirinin bunu sağlaması olası görülmüyor. Eğer 48 saat içinde de bir lider seçilemez ise o zaman İspanya 2 ay içinde yeniden seçimlere gidecektir.
İspanya seçimlerinde tutucu partiler birinci ikinci oldular ama iktidar olma yetkilerini kaybettiler. Politika sahnesine sıfırdan yeni bir sol parti çıkıp başarı kazandı. Ama Syriza gibi çoğunluğu alıp iktidar olma gücünde değildir. Yeniden seçimler olursa belki durum değişecektir. Ne olursa olsun bu AB solu açısından gene önemli bir kazanımdır. Ama bir hayal kırıklığı da yaşanıyor. Artık Podemos eski radikalliğinden tavizler vermiştir. AB içinde halklar yavaş yavaş genç yeni sol güçlere güven duymaya, ısınmaya başlıyorlar. Bu daha solun özlem duyduğu bir seviye değildir. Kendini daha düzene ve gerçeklere uyarlamıştır. Bu buruk bir zaferdir. Ama her şeye rağmen İspanya politikası eski sağcı politikasından tavizler vermek zorunda kaldığı süreç içinde de Podemos’un radikalliğe evrimleşme olasılığı vardır; çünkü o aynı Syriza gibi sosyalizm yolunda bir partidir. Günümüz koşulları değiştikçe o da kendisini buna uyarlayabilir.
[button link=”http://www.sodap.org/ayse-tansever-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]