Kadınlar Petrolü Kurtardı
Ayşe TANSEVER
12 Mayıs 2oo8
Batı finans çevrelerinin ünlü gazetelerinden Financial Times olayı şöyle geçti: “Meksika enerji reformu umutları eriyor (1 Mayıs 2008).” Yani dev Meksika petrol şirketi PEMEX reform yasası bir türlü geçirilemiyor. Haber böyle verildi. Ama arkasında yatan olaylar ve gerçekler pek önemli değildi sanki. Oysa ortada büyük bir savaş ve direnç vardı. Ve bu savaş gözlerden saklanmaya çalışıldı.
Bizim ülkemiz gibi neyi var neyi yok yabancı şirketlere satan bir ülke için, aslında orada yaşananlar örnek teşkil edebilecektir. Zaten de sorun bu ya. Artık dünyada ve özellikle Latin Amerika ülkelerinde özelleştirme lafı değil neredeyse “ö” harfini halklar duymak istemiyorlar, özelleştirmelerden dilleri o kadar yandı.
Meksika devlet başkanı Filipe Calderon, o hileli seçimlerle 2006 yılında iktidara gelirken bağıra bağıra PEMEX’i özelleştirme sözü vermişti. Ama 2 yıl geçmesine ve ABD ve Çok Uluslu Şirketlerin (ÇUŞ) tüm baskılarına karşılık bir türlü bu yasayı geçiremedi.
Oysa ülke anayasası açıkça yazıyor: “Petrol sadece devletin olabilir.” Ama finans-kapital güçleri bunun yolunu bularak, şirketin 41 bölümünün 37 sini “bu bir özelleştirme değil, bir düzenleme” yalanları altında özel şirketlere pazarlayacaklar. Ayrıca biliniyor. Bu işlemi yapmak için devlet iyi işlese bile yatırım yapmıyor, bile bile şirket üretimini baltalıyor. Onu işlemez, can çekişiyor gösteriyor. PEMEX petrol şirketi de aynı şekilde 2 yıldır geliştirilmiyor. Ve petrolün rekor fiyatlara ulaştığı bir dönemde satılmayı bekliyor.
Calderon, PEMEX’in özelleştirilmesini bir türlü geçiremedi. Sürekli olarak muhalefetin durdurmalarından bıkmış durumda. Ama inadı inat. Hem kendi gerici parti ve milletvekilleri, hem de tepeden o baskı yapan ÇUŞ ve arkalarından ABD, Batı finans-kapitali. Vakit geçirmeden bunu yap diye zorlayıp duruyorlar. Calderon da bir hile düşünür. Olayı ufak bir değişiklik ve düzeltme başlığı altına alır ve bir oldubitti ile oylamaya geçip işi bitirmeye karar verir.
Meksika’da aslında sık sık başvurulan bir hiledir. Bu tür “ufak değişiklik ya da düzeltme” manevralarına Meksika halkı “albazo” adını bile takmış. Genellikle karanlıkta, daha tan yeri tam ağarmadan, vekiller meclis koltuklarında uyur uyanık otururlar ve aman şu iş biran önce bitse de biz yataklarımıza kavuşalım derlerken geçirilirmiş. Karşı olan halk ve direniş de mışıl mışıl yataklarında. Calderon da böyle bir “darbeye” hazırlanmış. O gün sabaha karşı bu maddeyi oylatacak. Tam oylama sırasında bir gürültüdür kopar.
“Adelitas geldi!”, “Petrolümüzü savunacaklar!”, “Onu yabancılara kim vermeye kalkarsa ölümlerden ölüm beğensin!” diye bağıra bağıra bir kadın tümeni senatodan içeri girer. Yanlarında erkekleri, Los adelitoslar da, onlara eşlik etmektedir.
Adelitaslar, Calderon’un hile ile yenilgiye uğrattığı Manuel Lopez Obrador (AMLO) taraftarlarıdır. “ Mahalle ve işyeri bazında örgütlü olan Adelita tümenleri, 2006’da çalınan seçim sonuçları sonunda AMLO taraftarlarının 7 hafta başkentin ana yollarını işgal edip kamp kurdukları dönemde kuruldular. Son sayımda 41 kayıtlı tümen vardı. Bunların 28 tanesi Adelitas, 13 tanesi Adelitos olup 50 000 kişiden oluşuyorlar. Bu tümenler vardiyalı olarak çalışırlar, son bir haftadır senato ve meclis önünde kamptaydılar.” (Mexico: Oil privatisation halted by mass protests, John Ross, Mexico City, 3 May 2008, greenleft.org.au)
Vatandaş Orduları
Ülke çıkarlarına zarar verecek yasa çıkarılmasını engellemek için sivil karışıklık yaratmak amacıyla bu kadar büyük vatandaş ordusunun kurulması, Meksika politika tarihinde eşi görülmemiştir.
Kadınlar tarafından yönetilen bu tür tümenler Meksiko City’deki kongre binasının önünü işgal ettiler ve geçen hafta bir gurup eylemci, bol trafikli Acapulco hava limanını kapattı. Adelitas’lar Meksiko City’nin Benito Juares Uluslararası havalimanını kapatmak tehdidini sürekli olarak yapıyorlar.
“Adelitas, AMLO’nin diğer silahlarının pek çoğu gibi Meksika devrim tarihinden alınmıştır. Las Adelitas 1910-1919 Devriminde, Panço Villa’nın Kuzey Birliği’nde erkeklerle omuz omuza dövüşmüş kadın askerler ‘soldaderas’ idi. Uzun eteklikleri, geniş kenarlı şapkaları ve bellerinden göğüslerine asılı kemerleri ile epik kahramanlıklara katılmış çok sayıda korkusuz kadınlardılar. “ (ay)
Adelitas’lar 2 yıldan beri birçok eyleme katıldılar. Erkeklerin yapmadığı/yapamadığı işleri aynı 1919 devrimindeki hemcinsleri gibi başarı ile yaptılar. Milletvekili ve senatörlerin toplantılarını sık sık basıyorlar. Bu petrol yasasını geçirmeme olayında olduğu gibi o zaman da oturum sırasında zorla meclise girdiler. Tam da Calderon’un ABD’deki önemli bir zirveye gitmesi izni oylanacaktı.
“Bir de FAP (Geniş İlerici Cephe) üyeleri yaklaşık 25 metre uzunluğundaki pankartı açtılar ve kongreyi kapadıklarını açıklayarak başkanlık kürsüsünü pankartla sardılar. Hatta kongre başkanı Ruth Zavaleta, kumaşın kıvrımları arasında kaldı Böylece de oylamaya yapılamadı.” (ay)
Kongre binası 8 gün boyunca böyle kaldı. Kimse içeri girip işgalcileri çıkaramadı.
Gerici, ABD uşağı Calderon, bu son başarısızlığının arkasından “petrol yasasında özelleştirme değil” diye yutturmaya çalıştığı değişiklikleri, 4 ay boyunca halka açık bir şekilde herkesle tartışmayı kabul etti. Bakalım şimdi ne olacak? Böylece ilerici halkları oyalamaya devam edebilecek mi? O “özelleştirme değil” dediği şeylerin ne olduğunu gören halklar ne yapacaklar? Yoksa halklar artık bu işten bıkacak, “ne olursa olsun” mu diyecekler. Ya Adelitaslar? Acaba onlar da bıkarlar mı? Yorulmuyorlar mı böyle günlerce direnmekten?
Yazımızı, alıntı yaptığımız yazıdan böyle bir soruya kadınların verdiği yanıtla bitirelim.
“Adelitaslar senato salonunda güzel, canlı bir havaya dans ederek zaferlerini kutlamaktadırlar. İçlerinden biri yanıtını dans ettiği havanın müziğine uydurarak şöyle der: Elbette güneş sıcak, ne olacak? Güneş bizi durduramaz, yağmur bizi durduramaz, soğuk bizi durduramaz. Neden biliyor musun? Çünkü biz haklıyız! Biz petrolümüz ve vatanımız için dövüşüyoruz. Bu bir direniştir. Biz yorulmayız.”