Gezi Direnişi’nin Mimarı Onurlu Halkımıza Çağrımızdır!
Gezi şehitlerimizden Mehmet Ayvalıtaş yoldaşımızın ölümü ve aynı olayda Seyit Kartal yoldaşımızın ağır yaralanmasıyla ilgili davanın ilk duruşması, 21 Kasım Perşembe günü saat 10.00’da İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nda (Kartal Adliyesi) görülecek.
Mehmet Ayvalıtaş, bir emekçi çocuğu idi. Aleviydi. AKP’nin yükselen faşizmine karşı öfkeliydi. Adaletsizliğe katlanamayan bir yapıya sahipti. 31 Mayıs gecesi patlayan Gezi Parkı direnişine işi dolayısıyla katılamadı. 1 Haziran günü ise patronuyla tartışarak işyerinden çıktı. 1 Mayıs Mahallesi’nin Gezi Direnişi’ne destek verdiği yürüyüşün düzenlenmesinde rol aldı. Onbinlerce emekçi ile birlikte AKP faşizmine karşı öfkesini haykırdı. 2 Haziran’da işyerinde mesaiye kalmak zorundaydı. O günkü yürüyüşe katılamayacağını söylemişti. Fakat halkını yalnız bırakmaya gönlü razı olmadığı için yoldaşlarını da şaşırtarak eyleme katıldı. Trafiği kesmek için yoldaşı ve kuzeni Seyit’le birlikte en önce atıldılar yola. Ve insan hayatını hiçe sayan bir jip şoförünün kayıtsızlığı dolayısıyla Mehmet yaşamını yitirdi. Gezi sürecinin ilk şehidi oldu. Seyit ağır yaralandı.
Dava dosyası ise direnen, başka bir dünya isteyen tüm emekçilerin davalarında olduğu gibi büyük bir kayıtsızlıkla hazırlandı. Bugün öğrenci evlerine burnunu sokmaya kalkan devlet, olay yerine bir savcısını gönderip de tetkik yaptırmadı. Gezi Direnişi’ne katıldığı için onlarca genç, kimsenin ölümüne sebep olmamışken tutuklu haldeyken, gencecik bir fidanın aramızdan ayrılışına sebep olan jip şoförü tutuklanmadı. Yaşamlarımızı “biri bizi gözetliyor” evine çeviren MOBESE kameralarının o bölgede kayıt yapmadığı söylendi. Olayın üstü örtülmeye çalışıldı. Ne de olsa ölen bir devrimci, bir genç, bir “Gezici” idi. Öldüren ise bir zengin! Dünyanın düzeni zaten bu değil miydi? Yoksul emekçilerin zenginleri ihya etmek dışında bir işlevi olabilir miydi şu hayatta? Devlet her halükarda zenginlerin devleti değil miydi?
Fakat bir şeyi unutuyorlar. “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” Bizler bu karartmayı bozmak, Mehmet’in katillerinin hesap vermesini sağlamak için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Mehmet artık sadece bizlerin yoldaşı değil, özgürlük, eşitlik ve adalet isteyen tüm Türkiye halklarının sevgili evladıdır. O, bu halkın sonsuza dek yaşayacak genç fidanıdır.
Duruşmanın yapılacağı 21 Kasım’da tüm Türkiye’yi Kartal Adliyesi’nin önüne davet ediyoruz. Çünkü artık biliyoruz ki “kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
Bu ülke artık yoksulun canının can sayılmadığı, zenginin hep haklı çıktığı bir yer olmayacak. Gezi Direnişi, halkımızın hep birlikte yarattığı onurlu mücadelesinin adıdır. Mehmet bu direnişin evladıdır. Direnişi yaratan tüm bileşenlerle birlikte adalet yerini bulana kadar davasının takipçisi olacağız, hesap soracağız!
Ya Adalet, Ya Kıyamet!
8 Kasım 2013
SODAP
Sosyalist Dayanışma Platformu