Chicago’da Fabrika İşgali
Mehmet AKYOL
9 Aralık 2008
5 Aralık Cuma günü ABD’nin krizden en çok etkilenen şehri Chicago’daki Republic Windows and Doors işyerinin kapatılma kararı almasına tepki olarak Bağımsız UE Sendikası’na üye (United Electrical, Radio and Machine Workers of America) 260 işçi işyerini işgal etti. 1930 yılından bu yana ilk defa ABD’de yaşanan bu fabrika işgali, mevcut ekonomik krizin 1929 krizine benzerliğinin başka bir göstergesi.
İşyeri yönetimi, işyerini kapatma kararını almalarının nedeni olarak, Bank of America’nın işyerine kredi vermeyi durdurmasını gösterdiler. 1963 yılında kurulmasından bu yana tüm bankacılık işlemlerinin bu banka tarafından yürütüldüğüne dikkat çeken işyeri yönetimi, banka ile yaptıkları görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca bu kararı aldıklarını söylüyorlar.
Aslında bu haber, ekonomik krizini ağırlığını iyice hissettirdiği günümüzde sıradan bir haber olarak gazete sayfalarında kaybolabilirdi. Ancak işyeri ile aynı şehirde oturan geleceğin ABD başkanı Obama, işyerini işgal eden işçilere hak verdiğini söyleyince, en azından ABD kamuoyunda bir anda en çok tartışılan konu haline geldi.
Ama işyerini asıl gündeme oturtan bankanın tutumu. Daha bir ay öncesinde batma tehlikesi ile karşı karşıya olan ABD’nin en büyük bankası Bank of America, hükümetin önce 25 Milyar daha sonra bir 10 Milyar daha yardımı ile paçayı kurtarmıştı. Hükümet bu yardımları, “BOA’nın işyerlerine kredi vermeyi durdurmasına engel olmak için” yaptığını açıklamıştı.
Bu durum, fabrika işgalini takip eden saatlerde tüm ülkede bir dayanışma dalgasının oluşmasına neden oldu. İşgali gerçekleştiren UE sendikası 40.000 üyeli bağımsız bir sendika. Buna rağmen iki büyük sendikal federasyon AFL ve CTW, hiç tereddüt etmeden eylemi destekleme kararı aldılar. Gerek Chicago valisi, gerekse de politikacılar birbiri ardından, işgalci işçileri ziyaret için adeta kuyruğa girdiler. İşgal, üçüncü gününde artık tüm ülkede konuşulan bir konu haline geldi.
Kuşkusuz bu, hükümetin banka ve finans kurumlarını kurtarmak için milyarları harcamasına duyulan, ama bugüne kadar bunu açıkça dile getirmeyenlerin artık suskunluklarına son vermeleridir. Yıllardır yeni liberal politikalar, öncelikle çalışanlara darbe vururken, hükümet de “devletin kasasında para yok” diyerek kamu harcamalarını işçilerin aleyhine kıstı. Şimdi çalışanlar kendi kendilerine soruyorlar tabi, “bize vermek için devletin kasasında para yoktuysa, şimdi bankalara verilen bu paralar nereden çıktı?” Soru elbette haklı, hele bu miktar ABD devlet bütçesinin bir kaç katı ise, daha da haklı.
Öte yandan yine Chicago’da kurulu bulunan üç büyük araba üreticisi, bugünlerde hükümetten -tıpkı bankalar gibi- milyarlar “dileniyor.” GM, Chrysler ve Ford 35 Milyar’a razılar, ama hükümetin belli şartlar öne sürmesini anlamakta güçlük çekiyorlar. Hükümetle ilk görüşmeye özel jetleri ile giden işyeri yöneticileri, buna tepki gelmesi üzerine ikinci görüşmeye, kendilerinin geliştirdikleri, çevreye daha az veren arabalarla gitmeyi tercih ettiler.
Görüldüğü kadarı ile mevcut düzene karşı biriken öfke tahminlerin çok ötesinde. Republic Windows and Doors işçileri belki de çalışanların yeni bir mücadele sürecini başlatacak bir kalkışma olarak görülüyor. Yine bu hareketin bir bağımsız sendika öncülüğünde başlamış olması da sürecin ilginç ayrıntılarından biri.