Özet Çeviri
Amerika Ortak Zirvesi ve ALBA Toplantısı
Çeviren: Ayşe TANSEVER
ALBA üyeleri Bolivya, Küba, Dominik, Honduras, Nikaragua ve Venezüella devlet ve hükümet başkanları, Amerika Ülkeleri Örgütü 5. zirvesinin bildirge taslağını yetersiz ve kabul edilemez bulduklarını aşağıdaki gerekçelerle açıklarlar.
- Onyıllardır insanlığı tehdit eden en büyük sorun olmasına rağmen taslak Küresel Ekonomik Kriz konusuna hiç bir yanıt getirmez. Oysa kriz insanların yaşamına büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
- Haksız bir şekilde sanki bir kriminal suçlu gibi ablukayı ve izolasyonu sürdürmekte, Kübayı dışlamaktadır.
Bu nedenlerle ALBA ülkeleri taslağı kabul edilemez bulurlar ve aralarındaki tartışmalar sonucu aşağıdaki maddeleri önerirler.
1. Kapitalizm gezegenimize ve insanlığa son vermektedir. İçinde bulunduğumuz kriz dönemsel krizlerden biri olmayıp sistemsel ve yapısal özellikler taşıyan küresel ekonomik bir krizdir. Para enjeksiyonları ve bazı düzenlemeci yaklaşımlarla bu krizin üstesinden gelinebileceğini sananlar çok yanılıyorlar.
Finans sitemi bir kriz içinde, çünkü piyasadaki kâğıtların değeri dünyada üretilen mal ve hizmetlerin gerçek değerinin altı katı olarak hesaplıyor. Bu “sistem düzenlemelerinin bir hatası değildir.” Aksine mümkün olan azami karı elde etmek için tüm mal ve değerler üzerine spekülasyon yapan kapitalist sistemin özelliğidir. Şimdiye kadar bu ekonomik kriz açlara 100 milyon yeni aç, işsizlere 50 milyon yeni işsiz ekledi ve bu rakamlar yükselme eğilimindedir.
2. Kapitalizm, gezegenimizde yaşam için gerekli koşulları pazar ve kâr çıkarına tabi kılarak ekolojik bir kriz yarattı. İnsanlar her yıl gezegenimizin yeniden üretebileceğinin üçte birinden fazlasını tüketiyor. Kapitalist sistemin içindeki bu israf hızı ile 2030 yılında iki tane gezegene daha ihtiyaç duyacağız.
3. Küresel ekonomik kriz, iklim değişikliği, gıda ve enerji krizleri yaşamı ve gezegenemizin varlığını tehdit eden kapitalizmin çöküşünün göstergeleridir. Bu sonuçlardan kurtulabilmek için kapitalist sisteme bir alternatif model geliştirmek gereklidir. Bu sistemin ilkeleri şöyle olmalıdır:
- Rekabetçi değil dayanışmacı ve tamamlayıcı bir sistem;
- Doğal kaynaklarımızı yağmalayan değil toprak ana ile uyuşum içinde bir sistem;
- Ülkelerimizin gerçeğine ve yaşam biçimine yabancı olan kendi kültürünü dayatıp, bizimkileri hiçe sayan ve ezen değil kültürel çeşitliliğe dayalı bir sistem;
- Emperyalist savaş ve politikalara değil sosyal adalete dayalı bir barış sistemi;
- Sonuç olarak insanları basit bir tüketici ve meta düzeyine indirmekten çok insanca yaşam koşullarının yeniden sağlandığı bir sistem olmalıdır.
4. Kıtadaki yeni gerçekliğin somut bir ifadesi olarak Latin Amerika ve Karaip ülkeleri kökleri taa bağımsızlık günlerine kadar giden ortak tarihe dayalı kendi öz kurumlarını kurmaya başladılar. Bunlar bağımsızlığımızı sağlayacak olan kültürel, ekonomik ve sosyal değişim sürecini geliştirmede somut adımlar atan kurumlar olacaklardır. ALBA-TCP ( TCP-Halkların Ticaret Anlaşması), Petrokarabe ve UNASUR (Güney Amerika Ülkeleri Birliği) dayanışmaya dayalı birlik yolunda kurulanlardan sadece bir kaç tanesidir. Bunlar halklarımızın bağımsızlıklarına kavuşması niyetlerini güçlendirmeye yarar.
Küresel ekonomik krizin kötü etkilerinin üstesinden gelmek için ALBA-TCP ülkeleri başarısız olan kurumları güçlendirmek yerine yetersiz uluslararası ekonomik düzene gerçek alternatif olabilecek girişimci ve dönüştürücü önlemler almışlardır. Bu nedenle bölgede ticaret yapabileceğimiz SUCRE para sistemini kurduk. Bu aynı zamanda ortak bir hesaplama birimi, ödemeler ve rezerv sistemini de içerir.
Tek yanlı, absürt, gerilimli rekabet mantığını bir yana bırakan hızlı ve birbirini destekleyen ticaret sistemi mekanizması kurarak, halklarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamak için büyük ulusal şirketlerin yasalarını geliştirdik.
5. Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütlerinin tamamen değişmesini içerecek yeni bir dünya ekonomik düzeni kurmak gerekli iken G-20’lerin IMF kaynaklarının üç katına çıkarılması kararını anlamak mümkün değildir. Çünkü bizzat bu kurumların önerdiği yeni-liberal politikalar içinde olduğumuz küresel ekonomik krize yol açmıştır
6. Eğer ki yeni bir uluslararası ekonomik düzen kurulacaksa, 1-3 Haziran tarihleri arasında BM tarafından 192 ülkenin katılımı ile düzenlenecek Uluslararası Finans Krizi Konferansı’nda bu karalar kabul edilmelidir
7. İklim değişikliği konusuna gelince: 1750 yılından beri atmosferde biriken karbon gazı emisyonunun %70’inin sorumlusu olarak kalkınmış ülkelerin dünyaya ekolojik borcu vardır.
İnsanlığa ve dünyamıza borçlu olan kalkınmış ülkeler, kalkınmakta olan ülkelerin endüstrileşme yolunda kapitalist endüstrileşmenin kötü sonuçlarını tekrarlamayacakları bir model seçmeleri için yaratılacak fona büyük kaynak sağlamalıdırlar.
8. Enerji, gıda ve klima değişikliği krizleri hem birbirleri ile bağlantılı hem de iç içe geçmiştir. Yaşama temel olan diğer alanlara dokunmadan sorunları çözemeyiz. Örneğin, bioyakıt kullanımını yaygınlaştırma, gıda fiyatlarında olduğu kadar su, toprak ve ormanlar gibi temel kaynaklar üzerinde olumsuz sonuçlar doğurur.
9. Göçmenlere karşı her türden ayrımcılığı kınıyoruz. Göçmenlik bir insan hakkıdır, suç değildir. Bu nedenle Amerika Birleşik Devleri hükümetinin göçmen politikasında acil bir reform yapmasını talep ediyoruz. Yurt dışına atmaları ve kitlesel saldırıları durdurmalı, aile birleşimine izin vermelidir. Bizleri ayıran ve bölen duvarın kaldırılmasını, böylece birleşmeyi istiyoruz.
Finansal krizin sorumlusu göçmenler değil, ülkelerimizin para ve kaynaklarını çalan bankacılardır. İnsan haklarında, özellikle de en az korunan ve toplumumuzda en marjinalleşmiş olan kayıt dışı işçilerin hakkı öncelikli gelir.
Kıtada bir kaynaşmanın gerçekleşmesi için göçmen statüsünden bağımsız olarak eşit insan hakkı olmalı insanlar serbestçe dolaşabilmelidir.
10. Eğitim, sağlık, su, enerji ve haberleşme gibi temel hizmetler insan hakkı olarak kabul edilmeli ve Dünya Ticaret Örgütü tarafından metalaştırılıp özel mülkiyet objesi yapılmamalıdır. Bu hizmetler evrensel olarak gerekli kamu hizmetidirler ve böyle kabul edilmelidirler.
11. Büyük küçük tüm ülkelerin aynı haklara sahip olduğu, imparatorlukların olmadığı bir dünya istiyoruz. Müdahalelere karşıyız.
Birleşik Devletlerin yeni hükümetinin, koltuğa otururken dünyaya yaydığı beklentileri yerine getirip gelenek haline gelen müdahaleci ve saldırgan politikalardan vazgeçmesini talep ediyoruz.
12. Küba’ya karşı yürütülen ekonomik, ticari ve finansal amborga kaldırılmalıdır.
13. Kalkınmış ülkeler çöken finansal yapıyı kurtarmak için 8 trilyon doların üstünde para yatırdılar. Oysa bu ülkeler BM’in yüzyıl hedeflerine ulaşması için GSMH’larının %0,7 si gibi küçük bir miktarı vermekten kaçınıyorlar. Zengin ülkelerin iki yüzlülükleri hiç bu kadar açık ortaya çıkmamıştı.
14. Uyuşturucu ile mücadele adı altında bahanelerle ülkelerimizin iç işlerine karışmaya son verilmelidir.
15. Dünyamızın büyük umutlarla beklediği değişikliğin ancak halklarımızın örgütlenmesi ve birliği yoluyla geleceğine kesin olarak inanıyoruz.
İngilizceye çeviren: Federico Fuentes 18 Nisan 2009