Saray ve AKP, kısa süreye sıkıştırdıkları iki “zafere” üçüncüsünü eklemeye hazırlanıyor. AKP içinden yansıtılan bilgilere göre “Cerablus’a büyük bir operasyon” hazırlığı vardır. İlk “zafer” 1 Kasım seçimlerinde kazanılmıştır. İkincisi, genelkurmayın açıkladığı “40 gün süren Dağlıca operasyonudur.” Saray hız kesmiyor şimdi de Cerablus operasyonuna hazırlanıyor.
Bu “zaferlerin” gerçeklikle bağlantısına bakınca Cerablus’un nasıl bir şey olacağı belli ölçüde ortaya çıkabilir. Seçimlerde Saray’ın taktik becerileri ne olursa olsun, amaç hem “zaferi” tartışılır hale getiriyor, hem de ömrünü kısaltıyor. AKP’ye cezbeyle kapılmışlar hariç kimse bu sonuçların ardından gerilimsiz bir siyasal ortam beklemiyor. Saray’ın amacı bugünün koşullarına uyumlandırılmış bir faşizmi inşa etmektir. Daha seçimlerin hemen ardından “başkanlık sistemi” tartışmalarının başlaması bunun en açık kanıtıdır.
AKP siyasal geleceğini garanti altına almak için iki yönde yürümek zorundadır. Adı ne olursa olsun, “güçler ayrılığı” veya “hukuk” gibi teferruatlarla hızı ve yolu kesilmeyecek bir siyasal sistemin inşası gerekiyor. Bunun bugünkü karşılığı siyasal İslami motiflerle renklendirilmiş faşizmdir. Saray, tüm muhalif güçlerin en etkisiz hale getirileceği; en dar alanlara sıkıştırılacağı bir siyasal sistemin kurulması için şansının arttığını düşünüyor.
İkinci yöneliş ise ekonomi alanındadır. AKP hala kırılgan bir sermaye birikimi üzerinde duruyor. Genellikle inşaat ve kısmen hizmet sektöründe yoğunlaşmış bu sermaye birikimi genel ekonominin hala çok küçük bölümünü meydana getiriyor. Kısa sürede büyük sermaye birikimi ancak çılgın soygunlarla mümkündür. AKP bu yolda yürümek zorundadır. Ancak böyle bir gidiş sürekli olarak ekonomik kırılganlığı arttıran bir birikimi yaratıyor. “Babayiğitler” bulup oto sanayi inşa etmek fanteziden öteye bir sonuç yaratmaz. Hızlı sermaye birikimi zorunluluğu yeni 17 Kasımları kaçınılmaz hale getirir, böyle bir gidiş ise ancak faşizmle örtülebilir.
Bu gerçekler AKP’nin seçim “zaferinin” uzun ömürlü olmasının diğer “yüzde 50’nin” sürekli sindirilmesine bağlı olduğunu gösteriyor. Saray böyle hayaller kursa da, bu yönde her adım yeni isyanların birikimini hazırlayacaktır.
“Kırk gün süren Dağlıca operasyonuna” gelince, böyle açıklamaları 90’lı yılların başından beri hemen her yıl dinledik. Bugünkünün öncekilerden farklı olduğunu gösteren hiçbir işaret yoktur. Genelkurmay değilse bile Saray bu konuda hayal kuruyor olabilir. Seçim öncesi sık sık tekrarlanan hava saldırıları ve operasyonların belli ölçüde bir siyasi getirisi olmuştur; ancak seçimden sonra bu konuda yapılan her gerçek olmayan açıklama 90’lı yıllardaki sonuçların benzerini yaratır. “Büyük darbe aldığı” iddia edilen PKK’nin her yeni saldırısı iktidarı, önceleri defalarca yaşanan yıpranma ve çöküş yolculuğuna çıkaracaktır. AKP bu yola çıkmıştır ve bunun kaçınılmaz siyasal bedelini ödeyecektir.
Buradan Cerablus operasyonuna gelirsek: “Kuzey Irak Kürt Federe Yönetiminin” şekillenmesi sırasında Ankara’nın yaşadığı açmaz ve sancalıların çok benzerini şimdi Rojava’nın kuruluşu sırasında AKP’nin yaşamakta olduğunu görüyoruz. AKP, Cerablus’tan IŞİD’nin tasfiye edilmesi adı altında o alanda PYD’nin güçlenmesine engel olmaya niyetleniyor. “Çözüm sürecini” Ankara’da buzdolabına koymakla Kürt sorunu da donmuş olmuyor, tam tersine Kürt Özgürlük Hareketi bölgede etkinliğini her gün arttırıyor.
Erdoğan’ın, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın zorlamasıyla 2008’de Kuzey Irak’a yapılan operasyonun sonuçlarını unutması mümkün değildir. Bu operasyon AKP ve genelkurmay arasındaki bilek güreşinde asker vesayetinin kırılmasının önemli bir tarihi olmuştu.
Rojava bölgesinde 30 bini aşkın YPG silahlı gücü, üstelik ABD ve Rusya’nın taktik dansının yaşandığı bir zamanda, Kürt Özgürlük Hareketi’nin etkisini biraz olsun sınırlamak için Cerablus’u “temizleyip” Türkmenleri yerleştirme niyeti, bu kez AKP’nin hayallerinin Rojava’ya gömülmesi sonucunu doğurabilir.
Saray, seçim zaferinin sadece Türkiye’de değil bölgede ve hatta dünyada etki yaratacağını düşünüyor. Bu hayalin peşinden üçüncü bir “zafere” hazırlanıyor. Ancak bu girişim onun erken ölümüne neden olabilir.
[button link=”http://www.sodap.org/mehmet-yilmazer-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]