Dünyada önemli gelişmeler olmasına rağmen Türkiye tarihinin en önemli seçimine kilitlenmiş durumda… Son günlerde seçim meydanlarında ve Saray medyasında yeni bir Kandil operasyonundan söz ediliyor. Artık operasyonlar hem beklenen sonucu yaratmadığı, hem de amacın seçimlere yönelik yeni bir yatırım olduğu hemen herkesçe kavrandığı için Abdülkadir Selvi hazırlıkları anlatırken “öyle böyle değil” vurgusuyla abartmayı gerekli görmüş. İnandırıcılık en düşük seviyede olduğu için gürültü büyük olacaktır. Yaşayıp göreceğiz!
Saray bu seçimleri çok erkene alırken önemli öngörü hataları yaptı. Son iki haftada bunları toparlamaya çalışacak, öyle anlaşılıyor. Ekonomi alanından yaklaşan fırtınanın altında kalmamak için baskın seçim yolunu seçen Saray bazı varsayımlara güvenmiştir. En önemlisi “muhalefet”in hiç bir şey yapma yeteneğinde olmadığını varsaymıştır. CHP’nin İyi Parti’ye 15 milletvekili göndermesi, böylece seçime girmesini garantilemesi; öte yandan muhaliflerin “Millet İttifakı”nı kurmaları Saray için hesap dışıydı.
“Saray ittifakı” İyi Parti’siz bir baskın seçim kurgulamıştı. Olmadı. Ancak en önemli hesap hatası ise HDP ile ilgilidir. Masanın devrilmesinden ve 7 Haziran seçimlerinden sonra Saray bütün gücüyle HDP’yi yok etmeye yöneldi. Kürt kentlerinin yıkımı, kayyumlar ve en önemlisi son üç yıldır HDP’yi şeytanlaştırma operasyonları sonucunda Erdoğan dağılmış ve çok güç kaybetmiş bir HDP bekliyordu. HDP’nin baraj altında kalması AKP için büyük bir avantaj olacaktı.
Seçime iki hafta kala görülüyor ki, HDP henüz bıçak sırtında olsa da, barajı aşmak için büyük bir şansa sahiptir. Öte yandan Saray tarafından muazzam bir saldırı ile yürütülen şeytanlaştırma taktiği belli ölçüde aşınmaya başlamıştır. Dolayısıyla “tek adam” yönetimine doğru giderken AKP’nin dayandığı temel taktik boşa çıkmıştır. HDP üzerindeki şeytanlaştırmanın kırılması ve partinin bir yıkıma uğramaması Saray için daha şimdiden bir yenilgi anlamına geliyor.
7 Haziran sonrası iktidar partisinin uyguladığı temel taktikler önemli ölçüde yıpranmıştır. Terörle mücadele adı altında gerilim ve savaş politikalarına dayanan bu taktiklerin Afrin operasyonunun gösterdiği gibi artık kullanım tarihi geçmiştir. 7 Haziran sonrası Kasım seçimlerine kadar yaratılan dehşet ortamında AKP kaybettiği oyları geçici olarak geri alabilmişti. Ancak tüm dünyaya meydan okumalar ve en son büyük gürültülerle uygulanan Afrin operasyonundan iktidarın kazanımları çok düşük kalmıştır. “Sandıklar patlatılacaktı.” Olmadı.
Ortalıkta düşman kalmayınca en son faiz lobisine açılan savaş yenilgiyle sonuçlandı. Londra’ya yalvarıp yakarma ekibi yollandı; Merkez Bankası faizleri üç puan yükselterek Saray’ın yenilgisini ilan etmiş oldu. Erdoğan hala dolar konusunda nutuk atmaya devam etse de hükmü geçmiyor. Londra’ya yollanan yakarma ekibi yakında bir faiz yükseltimi daha yapılacağı konusunda uluslararası finans çevrelerine teminat verdi. Erdoğan’ın faiz lobisine karşı açtığı savaş tam tersi bir sonuç yarattı.
Seçim tarihine az bir zaman kala Saray, hemen tüm taktikleri etkisini yitirince yine en başa dönmüş görünüyor. Erdoğan Diyarbakır’da “Kürt sorunu yoktur” diyerek, 2015’den beri yürütülen “çöktürme planı”nın başarı kazandığını ima ediyor. Ancak “Kürt sorunu” aktörleriyle birlikte varolmaya devam ediyor.
HDP’nin tüm gücüyle ayakta duruşu, üstelik seçim sürecinde anahtar bir role sahip olacak konuma gelmesi Saray’ın son üç yıldır bütün gücüyle yürüttüğü imha taktiğinin iflası anlamına geliyor. Baskın seçim bumerang gibi sahibine dönüyor. Böyle bir durumda Saray boş durmayacaktır. “Öyle böyle” olmayan Kandil operasyonu hazırlıkları ile Saray bugüne kadar bir türlü başaramadığı temel taktiğine geri dönüyor. Bir kez daha deneyecektir.
Bu operasyonla tüm medya Saray’ın emrinde olduğu için “bayrak dikme” görüntüleri dahil büyük bir “zafer” algısı yaratılmaya çalışılacaktır. Bu yeterince açıktır. Bu süreçte iki temel yön çok önemlidir. Genel olarak Kürt Özgürlük Hareketi 7 Haziran sonrası düşülen kimi taktik hataları tekrarlama lüksüne sahip değildir. Bu kısacık zaman aralığında büyük taktik ustalık gerekiyor. Baskın seçim bir mayın tarlasında yol almak anlamına geliyordu. Atılacak her adım büyük önem taşıyor.
Öte yandan HDP’nin barajı aşmasının önemini kavrayan diğer partiler Saray’ın şeytanlaştırma taktiğini yeniden güçlendirmek için elinden geleni ardına koymayacağını bilirler. Bu kısa zaman aralığında Saray HDP’nin barajı aşmasını benimseyen partileri yeni bir sınava zorlayacaktır. Saray’ın hazırlandığı son çaresiz taktiğini boşa çıkarmak tek adam rejiminin yolunu kesmek için büyük önem taşıyor.
AKP kendini tekrar ederek tükenişe doğru yol alıyor. Varsın devam etsin.
[button link=”https://www.sodap.org/mehmet-yilmazer-tum-yazilari/” align=”right” font_style=”italic” icon=”momizat-icon-pencil” icon_color=”#ffff00″]Yazarın tüm yazıları..[/button]