Sosyalist Dayanışma Gençliği’nden Kapitalizme Karşı İsyana Çağrı
“Sermayenin Kölesi Olmayacağız!”
Sosyalist Dayanışma Gençliği, YÖK’ün 6 Kasım kuruluş yıldönümünde gerçekleşen protesto eylemleri sürecine aktif olarak dahil oldu. Aynı süreçte mücadele hayatına başlayan ve Sosyalist Dayanışma Platformu’nun (SODAP) üniversitelerdeki parçası olan Sosyalist Dayanışma Gençliği, “kapitalizme karşı isyan”ı temel alan mücadele perspektiflerini, yayınladıkları bir açıklamayla kamuoyuna sundu.
Açıklama şöyle:
Kapitalizmin ekonomik ve ekolojik çok boyutlu krizi halk isyanlarını tetikliyor, halkların baharı yerküreye yayılıyor. İş, aş, özgürlük parolasıyla dalga dalga yayılan isyanlar kapitalizmin anayurtlarını sarsıyor, gelinen aşamada “Arap Baharı”nın ardından “ABD Baharı” yaşanıyor. Geçmiş halk hareketlerinde olduğu gibi yine tüm isyanlarda gençlik ve üniversite gençliği önemli roller oynuyor.
Sosyalist Dayanışma Gençliği, artık bir sömürü düzeni olmaktan da öteye, bütünüyle canlı hayatın sürdürülebilirliğini tehdit eden insanlığın ve tüm canlıların baş belası kapitalizme karşı mücadeleyi temel alır. Coğrafyamızda üniversite gençliğinin ezilen halklarımızın mücadele tarihinde yarattığı değerler ve bugün yerkürede kapitalizme karşı büyüyen isyan dalgası Sosyalist Dayanışma Gençliği’nin esin kaynağıdır. Kapitalizmin tüm kurumları ve insan ruhunu çürüten iğrenç değer yargıları Sosyalist Dayanışma Gençliği’nin isyanının hedef tahtasındadır. Sosyalist Dayanışma Gençliği anti-kapitalist bir üniversite gençlik örgütüdür.
Sosyalist Dayanışma Gençliği, varoşların kapitalizme karşı isyanını büyütmeyi temel alan yoksulların örgütü Sosyalist Dayanışma Platformu’nun üniversitelerdeki parçasıdır. Kapitalizmin korkunç adaletsizliğine, paranın saltanatına karşı kabına sığmayan öfke ve sınıf kini, Sosyalist Dayanışma Gençliği’nin mücadele coşkusunun mayasıdır. Bu karakter özelliğiyle Sosyalist Dayanışma Gençliği’nin gözü, kulağı, yüreği, beyni, SODAP’ın ana çalışma alanları olan varoşlardadır, yoksul halkın büyütülecek isyanındadır. Sosyalist Dayanışma Gençliği, yoksulların üniversitelerden yükselen sesidir.
Sosyalist Dayanışma Gençliği, parçası olduğu SODAP’ın mücadele perspektifini bütünüyle benimser. Coğrafyamızda tekçi/baskıcı anlayışın yok saydığı Kürt halkı ve diğer tüm halkların özgürlüklerini savunmayı, kendi özgürlük mücadelesinin ön koşulu sayar. Dünyayı talan eden, yangın yerine çeviren emperyalizme karşı, devrimci gençliğin geçmişten bugüne kadar taşınan anti-emperyalist mücadele geleneğini sahiplenir. Erkek egemen anlayışa ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele eder ve bu mücadele alanında sergilenen her girişimi destekler.
Türkiye kapitalizmi, halkın yükselen sesini boğmak için paşaları aracılığıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül faşist darbesiyle baskıcı/otoriter yapısını halka nefes aldırtmayacak boyutta yaşamın her alanında derinleştirmiştir. İsyanın ve özgür düşüncenin odaklarından olan üniversitelerin payına da YÖK denilen pranga düşmüştür. Yer yer gençliğin yükselen mücadelesiyle gedikler açılsa da faşist kurumsallaşma o günden bugüne sürmüştür. Günümüzdeyse bu korkunç otoriter yapı AKP eliyle zirveye taşınmış, üniversite gençliği AKP’nin “ileri demokrasi”sinden nasibini almıştır.
Faşizmin kurumsallaşmasının geldiği aşama itibariyle üniversiteler artık kapitalizmin bireyi terbiye etmeye/normalleştirmeye/itaatkar kılmaya yönelik otoriter kurumlarından birisi arasına yerleşmiştir. Üniversiteli gencin üniversite ortamındaki yaşamı irili ufaklı sayısız kurallarla örülmüştür. Kurallı yaşam, üniversitelerin asli unsuru haline getirilen özel güvenlikler ve sayısız gözetleme kameraları marifetiyle aralıksız denetlenmektedir. Gençliğin genelinin bu kuralları içselleştirmesi ve farkında bile olmadan uyması, beyinleri, ruhları teslim almaya çalışan otoriter yapının başarısıdır. Böylece toplumsal muhalefetin kapitalizmi tehdit eden önemli bir dinamiği zapt edilmiş olmaktadır.
Sosyalist Dayanışma Gençliği, itaati, normalleşmeyi reddeder. Kapitalist sistemi yeniden üretmeye hizmet eden otoriteye itaat ve kapitalizmin norm anlayışı Sosyalist Dayanışma Gençliği’nin bünyesine uymaz. Üniversitelerde konulan her kuralı isyanının gerekçesi olarak kabul eder. Sosyalist Dayanışma Gençliği, terbiye edilmeye çalışılan üniversite gençliğinin anti-otoriter red hareketidir.
Diplomalı işsizler ordusunu büyüten kapitalizm, gençliğin geleceğini karartmaktadır. Bu haliyle bile sistem, gelecek kaygısının isyana dönüşmesinin önüne geçmek için gençliğe çeşit çeşit illüzyonlar sergilemektedir. Diplomanın hükümsüzlüğünü sezen genç, “sınıf atlamak” için daha fazla çırpınmaya zorlanmaktadır. Gencin önüne “yükselmenin sınırı yoktur” parolasıyla konulan türlü kariyer olanakları, fiyakalı sertifikalar, eğitim sürecinin bir parçası haline getirilmiştir. Üniversiteli genç, yanı başındaki arkadaşının üzerine basarak yükselme yarışında kapitalizmin kamçısını sürekli sırtına yemektedir.
Sosyalist Dayanışma Gençliği, gencin kariyer peşinde koşmasını “üniversitelinin paçavralaşma hali” olarak kabul eder, kapitalizmin “yükselme” çağrısını “bataklığın ta dibine batmak” olarak okur. Gencin bir basamak daha yükselmek için her girişimi bataklıkta debelenmekten öteye bir anlam taşımaz. Sosyalist Dayanışma Gençliği, üniversiteli gençliğin anti-kariyerist örgütüdür.
Otoriter yapının kalıplarında terbiye edilmiş, kariyer yarışında paçavralaştırılmış genç, artık kapitalist sistem açısından bir tehdit oluşturmaz. Faşizmin toplum mühendisliğinin varmak istediği nihai hedef işte böylesi bir üniversiteli gençliğin ve üniversitelerin yaratılmasıdır. Bu oyun, isyanın diliyle konuşanlar tarafından ters yüz edilmeyi beklemektedir ve bu coğrafyanın üniversitelerinde hala bu dili konuşan bir dinamik mevcuttur. Son söz olarak Sosyalist Dayanışma Gençliği, onuru için gerekirse kendisini de yakma pahasına bu iğrenç sistemi yakıp kül etme ruhuyla, bilinciyle donanmış üniversitelilerin kapitalizmi tehdit örgütüdür.
Sosyalist Dayanışma Gençliği