Dr. Hikmet Kıvılcımlı Neden Hala Yaşıyor?
Türkiye’de devrimci mücadelenin her adımında izi olan, zorlu yolun ilk neferlerinden, yiğit önder Dr. Hikmet Kıvılcımlı, ölümünün üzerinden 37 yıl geçmesine rağmen hala yaşıyor!
Çünkü o, devrimci kararlılığın sembolüydü! Solcu olmanın bile büyük bedeller ödemek için yeterli koşul olduğu bir dönemde, devrimcilerin parmakla gösterildiği, sürekli takip altında tutulduğu günlerde, hiçbir mazeret üretmeden partili mücadelenin önderi ve neferi oldu. 22 yılını verdiği zindanları, azmi ve disiplini ile özgürleştirdi. Tıkıldığı tek kişilik hücreleri, işçi sınıfına, dünyanın tüm ezilenlerine duyduğu sonsuz inançla kalabalıklaştırdı. İşkenceli sorgularda, işkencecisine saldıracak hesapsız cesareti ile ser verip sır vermeme geleneğini miras bıraktı.
Çünkü o, devrimci inancın sembolüydü! Hayatını, yaşamının son anına kadar halkın özgürlük ve adalet mücadelesine adadı. Ayrıcalıklı bir mesleğe sahip olmasına rağmen, bunun ardına saklanıp özel hayatını büyütmedi. Aklını, devrim mücadelesinin önündeki zorlu meselelerin çözümüne seferber etti. Cezaevi yıllarını “kızıl bir profesör” olarak tamamladı. Arkasında devasa bir külliyat bıraktı. Devrimciliği ezbere konuşmak, papağan gibi aynı şeyleri tekrar etmek sananlara karşı yaratıcılığın, özgür düşüncenin sembolü oldu. “Doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur” misali en ihtiyaç duyduğu günlerde sosyalist devletlerin kapıları yüzüne kapandı. Bürokratik ruhlu bu sosyalizmin ne menem olduğunu da 1990’larda herkes gördü!
Çünkü o bu toprakların devrimcisi oldu! Ezilenlerden, emekçilerden başka sığınacak, güvenecek bir mihrak bilmedi. Kürt sorununun halkçı çözümünü 1930’larda ortaya koydu. Halkımızın kültüründen beslenen bir devrimciliğin damarlarını aradı durdu. Camiden çıkanlara sosyalizmi anlatabildi. Sınıfın örgütlenmesinin mücadelenin temel meselesi olduğunu usanmadan anlattı. Sınıfa dayanmayan hiçbir arayışın içinde bulunmadı. Denizlerin, Mahirlerin, İboların yürüdüğü yolun taşlarını döşeyen, devrimci mücadelemizin yolunu açan ve büyüten Dr. Hikmet; kendisini kaba milliyetçiliğin, Kemalist solculuğun, Ergenekoncu heveskârlığın sembolü yapmaya çalışanlara inat bir devrim ve mücadele çağrısı olarak yaşamaya devam ediyor! Devrimci mücadele sürdükçe de yaşamaya devam edecek!
SODAP-Sosyalist Dayanışma Platformu
10 Ekim 2008