1 Eylül’de Kardeş Kürt Halkıyla Omuz Omuza Alanlardayız!
“Barışın Yolu AKP’ye Direnişten Geçiyor!”
Rüzgâr eken fırtına biçer…
AKP sayesinde devletin başına gelenleri en iyi bu atasözü açıklıyor olsa gerek. Gözünü petro dolarlar bürümüş Anadolu burjuvazisi Davutoğlu ile Erdoğan’ların şahsında Ortadoğu’ya öyle bir açgözlülükle ve olayların nerelere varacağını hesaplayamadan daldı ki şimdi ortaya çıkan tablonun karşısında ezim ezim eziliyor. Libya’nın yağmasında geç kaldığını düşünen, aynı hataya Suriye özelinde düşmek istemeyen Erdoğan, bölge dengelerinin önüne diktiği duvara kafasını vura vura günlerini geçiriyor. Düşen uçak, Batı Kürdistan, Şemdinli derken, şoklar ardı sıra yaşanıyor. Türkiye, aşırı güvenle Ortadoğu bataklığına hem de kendi deliklerini yamayamadan girmenin bedellerini şimdiden çok ağır bir biçimde ödemeye başladı. Bunların daha başlangıç olduğunu tahmin etmek için ise kâhin olmak gerekmiyor.
Şimdi şoven koro bir kez daha mikrofonu kaptı ve avazı çıktığı kadar bağırıyor: “Suçlu olanlar Kürtlerin siyasi temsilcileridir.” Kürtler kendilerini görmezden gelen, en sıradan taleplerini bile bölücülük diye yaftalayıp dalga dalga KCK operasyonları ile diz çöktürmeye çalışan devlete biat etmedikleri için suçlanıyorlar. Seçimlerde iradelerini temsilen Ankara’ya gönderdikleri 5 vekilleri hala hapiste… Önder olarak gördükleri Öcalan, 1 yıldan fazla bir süredir kimseyle görüştürülmüyor… 8000 siyasetçileri cezaevinde… Şu anda da yaşananlara çözüm olarak akıl edilen BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması. Bu işte bir gariplik yok mu? Yaşadığımız acıların tamamı Kürtlerin seslerinin yok edilmesini amaçlayan devlet politikalarından kaynaklanmıyor mu? Şimdi Kürtlerin meclisteki seslerini susturarak akan kana çare bulacağını düşünenlerin ya hain ya da geri zekâlı olmaları gerekmiyor mu?
Bu ülkedeki vatan hainleri, coğrafyamızın doğasına aykırı bir biçimde bütün topluma tekçi mantığı zorla dayatmaya, kan dökerek ikna etmeye çalışanlardır. Toplumun tüm renkleri ile var olmasına katlanamayanlardır, “ne mozaiği beton”culardır, “kart kurt”çulardır, “Kürtçe yeterli bir dil değildir”cilerdir, “bunların dini Zerdüştlük”çülerdir, “kadın, çocuk fark etmez, gereken yapılacaktır”cılardır. Şimdi kimse kalkıp 90 yıllık tarihi bir kenara bırakıp Kürtlerin direnişini sorgulamaya kalkmamalarıdır. Habur’da barış umudunun verdiği coşkuyla ortaya çıkardıkları fotoğraf bile birileri için savaş gerekçesi olabilmiştir.
Bugün içine düşülen tablonun tek sorumlusu AKP’dir. 10 yıllık iktidarlarında Kürt sorununu iyice çözümsüzlüğün içine iten kendileridir. Sıfır sorun diye yola çıkıp bütün komşularıyla kanlı bıçaklı hale gelenler de kendileridir. Suudi kralının 10 milyar dolarına, Obama’nın sırt sıvazlamasına güvenip Suriye’yi mahşer gününe çevirenler de kendileridir. Mezhep savaşlarını kaşıyanlar, gençleri kinlerine sahip çıkmaya çağıranlar da yine onlardır. Barış ve huzur; Gaziantep’te yaşananlara benzeyen trajedilere son vermek isteyenlerin AKP’den kurtulmayı istemekten daha iyi bir seçeneği yoktur.
Kürt halkı, 12 Eylül’ün en karanlık günlerinde faşizme karşı bayrak açtı, direndi, ülkede bir zırnık özgürlük varsa bunda en büyük paylardan biri onlarındır. Bugün bir kez daha kurtlar sofrasında özgürlükleri için ateşe atılıyorlarsa Türkiyeli emekçilerin ve devrimcilerin onların yanından başka duracak yeri yoktur. SODAP, bu Ağustos kıyametinden halklarımıza barış, adalet, eşitlik ve özgürlük çıkarmak amaçlayan tüm iradesi ile bu yönde tutum alacaktır. Halklarımız şovenizmin toplumumuza kaybettirdiği onlarca yıl ve binlerce canın hesabını sormak için halkların kardeşliğine ve barışa sahip çıkmak zorundadır.
Alevisi, Sünnisi, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi ile tüm halkımızın adalet, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke için mücadeleyi yükseltelim, barışı haykırmaktan geri kalmayalım! Şovenizmin kanlı planlarına tek bir yoksul çocuğunu daha artık heba ettirmeyelim! Bu bilinçle 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde kardeş Kürt halkıyla omuz omuza sokaklara çıkalım, alanları dolduralım!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Yaşasın Halkın İktidarı!
Yaşasın Barış ve Adalet, Devrim ve Sosyalizm!
SODAP
Sosyalist Dayanışma Platformu