Laiklik ve Ulusal Sorun

SODAP, Kürt halkının eşit vatandaşlık haklarından yararlanamadığı ve bir ulus olarak statüsünün kabul edilmediği koşulların sebebi olarak geç Osmanlı merkezîleşme politikalarını takip eden Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana yürürlükte olan sömürgeci sistemi tespit eder. Kürt halkının kendi geleceğini tayin hakkını benimser. Bu hakkın ne biçimde hayata geçirileceği Kürt halkının vereceği karara bağlıdır. Kürt halkının kapsamlı yerel demokrasi, anadilde eğitim, Kürdistan’ın diğer parçalarında yaşayan Kürtlerle çok yönlü ilişkiler geliştirme haklarının tanındığı demokratik koşulların sağlanması taleplerini destekler. Rojava’nın ve Kürdistan’ın diğer parçalarında da Kürtlerin ulusal sorunlarının çözümü kapsamında yürüttüğü mücadelelerin yanında yer alır. Türkiye’de Kürtlerin temel ve varoluşsal haklarının tanınmaması sebebiyle başlattıkları isyanların sonuncusunun Kürt halkının temel taleplerinin kabul edilmesiyle onurlu bir barış çerçevesinde çözülmesinin ancak Türkiye’de devrimci-demokratik bir rejimin inşasıyla mümkün olduğu iddiasına sahip çıkar.

SODAP, Alevilerin Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi boyunca uğratıldığı katliamları lanetler. Alevilerin eşit vatandaşlık ve inançlarını özgürce yaşama haklarını savunur. Tek bir inancın topluma devlet eliyle dayatılması işlevini üstlenen Diyanet’in kapatılmasını savunur. Devletin temel insan haklarına aykırı olmayan tüm inançların eşitlik içinde özgürce yaşanmasını güvence altına almak dışında din işlerinden elini tamamen çekmesi gerektiğine inanır ve demokratik bir laiklik ilkesini benimser. Devletin topluma dinî inanç dayatmasını asla benimsemez, bu dönemde kendisini Kemalist laiklik uygulamalarından ya da başörtüsü yasakları gibi uygulamalardan mutlak biçimde ayırt eder. Ancak devletin dini bir akıl ve hukuk çerçevesinde yönetilmesinin de mutlak bir biçimde karşısındadır. Okullarda zorunlu din dersi eğitiminin tek bir inanç ve mezhebin kutsandığı biçimde dayatılmasını asla kabul etmez. Başta Sünnilik olmak üzere hiçbir inancın dayatılmasını kabul etmez. Dini gerekçelerle kadınların temel haklarını ve özgürlüğünü askıya almaya yönelik girişimlere karşı mücadele eder.

SODAP, halkımızın önemli bir kesiminin inandığı İslam inancına saygılıdır. Temel insan haklarına aykırı olmadığı sürece İslami ritüellerin yaşanmasında ve İslami toplulukların, tasavvufi tarikatların varlığını sürdürmesinde bir sorun görmez. Ancak devlet hizmetlerinden belli bir inancın sahiplerinin öncelikle yararlanmasını vazeden, ancak İslam inancına sahip kişilerin gerçek halkı oluşturduğunda dair İslamcı dogmayı kabul etmez. İslam inancı diğer tüm inançlarla ve inançsızlıkla eşit bir biçimde saygıyı ve korunmayı hak eder ama daha fazlasını değil. Tarikatların devletle kurdukları ayrıcalıklı ilişkiler sayesinde devleti parsellemesini, kendi taraftarlarına halkın geri kalanı aleyhine olacak biçimde avantaj sağlamasına karşı mücadele eder.

Bu toprakların kadim halklarından Ermenilere yönelik gerçekleşen soykırımı lanetler. Halklarımızın ortak acıları karşısında birlikte tutum almasını sağlayacak bir tarih yazımını, milliyetçi tarih kanonu karşısında devrimci-demokratik bir geleceğin kurucu öğesi olarak savunur ve inşa eder.