İnsanlık tarihinin olağanüstü bir döneminde 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Kapitalizmin yarattığı ekonomik ve ekolojik yıkım, yeryüzünü bugünlerin sarsıcı tablosuna taşıdı. Pandemi süreci, bu çok boyutlu yıkımı gözler önüne serdi.Salgın günlerinde
Türkiye Devrimci Hareketi içerisinde yarım asır teorik ve pratik mücadele veren, Türkiye işçi sınıfının öncüsü Dr. Hikmet Kıvılcımlı, ölümünün 44. yıldönümünde Topkapı’daki mezarı başında anıldı. Sabah saat 10.30’da
Diyarbakır ve Suruç’tan sonra şimdi de Ankara Barış Mitingi’nde kitlesel bir katliam yapıldı. Faili uzaklarda aramaya gerek yok. İktidardan düşme korkusuyla ülkeyi kan gölüne çeviren Saray ve AKP yönetimi bu
Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın mirasından yeterince yararlanabildiğimizi iddia edebilir miyiz? Türkiye Devrimi’nin bu büyük önderi Türkiyeli sosyalistler tarafından tam olarak anlaşılabilmiş midir? Birkaç yıl önce Demir Küçükaydın’ın öncülüğünde Mimar Sinan Üniversite’sinde
Yaşadığımız dünyada ve ülkemizde yaşamın temel şartı kapitalizmin sömürüsüne, faşizmin zulmüne karşı mücadele ederek direnmekten geçiyor. Sömürüye karşı işçiler, zulme karşı ezilen yoksul halklar örgütlenip birlikte mücadele ederek direnirse işçiler
Kitle, “Antakya isyandır. Taksime selamdır.”, ” Yaşasın Taksim Direnişimiz” atıyor. 15:55 Kriz Masası şu ana dek en az 245 kişinin gözaltına alındığını açıkladı. 15:48 Antakya – Kitle Doğuş
21. Yüzyılda Kapitalist Dünya 20. yüzyılın son çeyreği, dünyanın üçte birine yayılan sosyalizm deneyimlerinin başarısızlıkla sonuçlandığı ve dünya üzerinde sol hareketlerin gerilediği bir dönem oldu. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin yıkılışının
SODAP, toplumsal hareketi güden bir üst merkez olmaktan ziyade bir köprü olmak amacını taşıyor diyebiliriz. Herkesin işçi, kamu çalışanı, kadın, öğrenci, işsiz, yoksul veya ezilen halklardan olmaktan kaynaklanan farklı öncelikleri
